11

11.9K 1K 754
                                    

"dur!"

elimi umursamadan hareket ettirmeye devam ettiğinde taehyung büyük bir çığlık atmıştı. "jungkook lütfen dur."

"sürekli durursak bitmez bu." dedim iç çekerek.

"canım acıyor ama."

"çok az kaldı." dediğimde oflayarak yüzünü deri koltuğa yaslamıştı. onu umursamadan sırtındaki kırmızı boyayı mendille sildim.

taehyung'a dövme yapmaya çalıştığım dördüncü gündeydik. her gün canı acıdığı için ağlamış, bu yüzden yarıda bırakmak zorunda kalmıştım. bugün ise tamamlamaya en çok yaklaştığım gündü.

"ilk dövmen için bunun çok büyük olduğunu söyledim sana, üstelik en çok acıtan bölgelerden birine yaptırıyorsun."

"evet ama çok güzel duruyor." dedi iç çekerek "acıya on dakika dayanırım sonra da biter sanmıştım."

"on dakika mı?" diyerek güldüm. "bu kadar iyimser olduğunu bilmiyordum."

omuzlarını silktiğinde dövme makinesini tekrar çalıştırdım. saçları gibi kırmızı olan boya bel çukurunda yayılıyordu.

"acıyor." diye tekrar mızmızlanmaya başladığında bu sefer günlerdir gelmeyip dövme bitmek üzereyken sevgilisine destek olmak istediğine karar veren haechan konuşmuştu.

"sürekli böyle şikayet edeceğini bilseydim gelmezdim."

"istiyorsan gidebilirsin haechan." diyerek araya girdi siyeon "iğneden korktuğu halde en acı verici bölgekerden birine dövme yaptıran sevgilini rahatlarmayacaksan hatta şikayetçi olacaksan gidebilirsin. dövmeyi bittiği zaman görürsün."

"niye bu kadar sinirlendin sen?"

"çocuk burda iki saattir canım yanıyor diye kıvranıyor. elini tutmak ya da dikkatini dağıtmak yerine söylemiyorsun, niye sinirlendim acaba bir düşün."

siyeon, haechan'ın bir cevap vermediğini görünce gözlerini devirerek taehyung'un baş ucundaki sandalyeye oturdu. elini sıkıca kavradıktan sonra "ben tutarım elini, sen de dışarıda bekleyebilirsin." demişti.

bozulduğunu söylenerek dışarı çıkarak belli eden haechan'ı umursamadan işime devam ettiğimde taehyung acıyla inlemişti.

"sen bu salakla niye çıkıyorsun?" dedi siyeon taehyung'un saçlarını okşarken "sik gibi davranıyor sana. ben bile sinir oluyorum."

"aslında davranmıyor, yakından tanımayanlar için biraz yanlış anlaşılmaya müsait bir yapısı var. kendini ifade etmede kötü sadece."

"saçma."

"beni- ah! jungkook acıyor."

"çok az kaldı."

"devamını yarın tamamlasak olmaz mı?"

"olmaz." dedim fazla boyayı silerken "tam iyileşmeden üstünden geçemem. en az iki hafta beklememiz gerekir."

"ama-" diye mızmızlanarak yüzünü gömdü koltuğa "kaç gündür yarım bırakıyoruz bir şey olmadı."

"o, bir bölgedeki dövmeyi bitirdiğim içindi. aynı yerin üstünden tekrar geçmedim."

"saçmaymış." diyerek omuzlarını silktiğinde güldüm. son dokunuşları yapıyordum zaten, burda bırakmak saçma olurdu.

"niye bu kadar büyük bir dövme seçtim ki!"

"ama çok güzel duruyor." dedi siyeon gülerek. "tenine çok yakıştı."

"biliyorum! zaten çok güzelim." diyerek ağlamaklı bir tonda konuştu taehyung. gülerek son kez artan mürekkebi sildim.

"bitti." dedim gururla gözümü sırtında gezdirirken. kırmızı dövme, esmer teninde hayal ettiğimden çok daha güzel durmuştu.

irreplaceable | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin