28

7K 673 243
                                    

bu bölümü yazarken neden bu kadar zorlandım bilmiyorum, bir an önce bitsin kafasıyla yazdığım için hiç memnun değilim zaten kısacık bir şey 😔

-

"ne yaptım dedin?"

sinirle siyeon'a doğru bir adım attığında yutkunarak bana bakmıştı. "hiçbir şey."

"siyeon."

"işe yeni birini aldım."

"ve?"

"dükkanı baştan yarattım."

derin bir nefes alarak elimi yüzüme sardım. arkamda duran siyeon tarafından yeni alınmış beyaz tüylü koltuğun üstünde oturan ve aldığım yemekleri yiyen taehyung'a ve yeni çalışanıma baktım.

kendimi affetirebilmek için poşetler dolusu yemek ve tatlıyla dükkana girdiğim anda gördüğüm büyük değişikler ve siyeon'un paniği aslında telefonu açmama sebebi bana kızması değil de arkamdan çevirdiği işler olduğunu anlamamı sağlamıştı.

"ne yapayım? senin gelmeye niyetin yoktu. insanlar dövme yaptırmak için geldiğinde 'asıl dövmecimiz izinde ama isterseniz ben de yapabilirim.' diyordum,  kimse istemiyordu. ben de başka bir dövmeci aldım işe."

"bana sormayı akıl ettin mi?"

"kabul etmeyecektin."

"tabi ki de kabul etmeyecektim sen-" ben burda sinirden köpürürken siyeon'un gülmemek için kendini sıktığını fark ettim. gerçektne sabrımı sınıyordu bugün.

"tamam şimdi geri geldim." dönüp taehyung ile otururken aldığım yemekleri yiyen kadına baktım. baştan sona hee yeri dövme ile kaplıydı, yüzü dahil "arkadaşını kovabilirsin artık."

"yalnız kovamazsınız beni, sözleşme imzaladım."

"sözleşme mi imzaladınız?" büyüttüğüm gözlerimle siyeon'a baktığımda beni başıyla onaylamıştı. tanrım, daha siyeon'un sözleşmesi yoktu.

"evet, sen de imzaladın hatta. bir yıl yanımızda çalışma sözü var yoksa tazminat ödeyeceksin."

"burda değildim nasıl imzalamış olabilirim?"

"imzanı taklit edebiliyorum?"

"tanrım!" elimi yüzüme sardım ve taehyung'un yanına oturdum. pes ediyordum. istediklerini yapabilirlerdi.

"yer misin?"

taehyung elinde tuttuğu böreği bana uzattığında başımı sallayarak reddettim onu. gülümsedi ve böreği ikiye bölerek zorla dudaklarıma yasladı. itiraz kabul etmeyen ifadesine direnmeden uzattığı parçayı ağzıma aldım, ardından parmak uçlarını öptüm.

kıkırdadı ve başını boynuma yasladı.

"senin burda olmamdan rahatsız olma sebebin ne?" isminin yongsun olduğunu öğrendiğim yeni çalışanım konuştuğunda bakışlarımı ona çıkarttım.

"senden daha iyi bir kadın dövmeci görmek mi incitti?"

"ne?"

"soru sordum."

"alakası yok."

"o zaman neden bu kadar sinirlendin? fazladan bir dövmeci bulunması bu kadar kötü mü?"

"bana sormadan böyle bir şey yapmasına sinirlendim."

"kıçını devirip yatmak yerine işe gelseymişsin."

"tamam." dedim iç çekerek "size bir şey demiyorum."

siyeon'un ve yongsun'un yüzünde oluşan gülümseme ile omuzlarımı düşürdüm. eskiden sadece siyeon ile başa çıkmak bile yeterince zorken şimdi iki taneydiler ve ben pes edene kadar konuyu saçma sapan yerlere çekmeye şimdiden başlamışlardı.

irreplaceable | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin