taehyung ile ilk kez tanıştığımız günü hatırlıyordum.
haechan bize yaklaşık sekiz ay boyunca bir sevgilisi olduğundan bahsetmişti ancak ne ismini ne de fotoğrafını gösteriyordu. "uygun olduğunu düşündüğüm zamam sizinle tanıştıracağım." diyordu sürekli.
biz de ona sevgilisinin hayal ürünü olduğunu söyleyip aramızda dalgasını geçiyorduı. ancak nihayet sekiz ayın sonunda haechan'ın doğum günü gelmişti ve siktir, hayal ürünü değildi kesinlikle.
kanlı canlı bir şekilde karşımızdaydı ve o kadar güzeldi ki aklıma gelen ilk düşünce bu kadar güzel birinin haechan gibi bir aptalda ne aradğıydı. arkadaşım hakkında böyle düşündüğüm için kendimi sik gibi hissetmiştim ama istemsizce aklımda bu sorular dolaşıyordu.
taehyung ile çok bir şey konuşmamıştık. sadece ilk tanıştığımızda el sıkışmış daha sonra ise doğum günü partisine odaklanmıştık ancak ben bakışlarımı ondan ayıramamıştım. büyük, güzel gözleri vardı. kalkık, ucunda ben olan bir burnu, çıkık elmacık kemikleri ve şekilli dudakları. her özelliğin bu kadar tanımlı, bu kadar mükemmel, bu kadar belirgin ve geniş yine de bu kadar dengeli ve uyumlu olması neredeyse garipti. o zamanlar sarı olan saçlarını haechan okşayıp bozduğu için sürekli kulağının arkasına atıyordu ve bir anlığına yerinde olabilmeyi çok istemiştim.
birilerinin beni görüp görmemesini umursamadan taehyung'u izlemeye devam ettim. kimsenin bana odaklanmadığını düşündüğüm için biraz rahattım. haechan ile mutlu görünüyorlardı. sürekli temas halindelerdi ve durmadan taehyung'u güldürüyordu. bu ise benim kötü hissetmeme sebep oluyordu. arkadaşımın mutlu olduğu bir ilişkisi vardı ve ben ise doğum gününde onun sevgilisini arzuluyordum.
yine de bakışlarımı ayıramamıştım, onda beni çeken bir şey vardı. sadece kısa bir süreliğine üstündeki bakışlarımı hissetmiş gibi onun da bana baktığını gördüm.
tek kaşını kaldırarak beni baştan aşağı süzmüştü. büyük ihtimalle neden kendisine bu kadar dik baktığımı merak ediyordu. bakışları yüzüme çıktığında ise tatlı bir şekilde gülümsemişti bana.
tekrar sevgilisiyle ilgilenmeye döndüğünde derin bir nefes aldım ve masada duran sigara paketimi alarak salondan çıkmıştım. ordan uzaklaşmam gerekiyordu.
daha sonraki haftalar boyunca taehyung buluşmalarımıza gelmeye devam etmişti. her cuma birinin evinde buluşuyorduk ve hepsinde taehyung da oluyordu. haechan ile iyi anlaşıyorlardı ve eğlenceli biriydi, bu yüzden kimse gelmesini sorun etmiyordu. arkadaş grubumuzun bir parçası olmuş gibiydi.
ikimizin çok bir iletişimi olmuyordu, zaten bu arkadaş grubuna da uzaktım o yüzden şaşırmıyordum bu duruma. içlerinden sadece haechan ile yakın sayılırdım. ne zaman buluşsak köşemde oturur ve geceyi atlatmayı çalışırdım.
bir gün barda buluştuğumuz gecede ise terasta sigaramı içerken taehyung ve haechan'ın mutluluğunun tamamen yalan olduğunu anlamıştım.
müzikten başım ağrıdığı için çıkmıştım terasa. birileri arkamdan gelirse durup sohbet etmek istemediğim için ise terastaki kolonların arkasına geçmiştim.
sigaramı sorunsuz bir şekilde bitirip geri aşağıya dönmeye hazırlandığımda terasa taehyung ve haechan'ın girdiğini gördüm. yanlarından geçip gitmenin tuhaf olduğunu bildiğim içinse geri yerime dönüp gitmelerini bekledim. işlerinin çok uzun sürmemesini umuyordum.
"kafayı mı yedin sen?"
taehyung'un sinirle bağırdığını duyduğumda kaşlarımı çattım. burda kalmamın bir hata olduğunu kısa sürede fark etmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
irreplaceable | taekook
Fanfictiontaehyung sevgilisini aldatıyordu düzyazı + texting 16.04.2022