başım çatlıyordu.
sadece başımın ağrısı olsaydı belki de başa çıkabileceğim türden bir ağrıydı bu ancak aynı zamanda başım dönüyor, midem bulanıyor ve kulaklarım çınlıyordu.
bir de etrafta olup biteni anlayamıyordum.
hastanede geçirdiğimiz saatler, onlarca test, kalabalık ve gürültünün ardından eve gitmeme nihayet izin vermişlerdi. taehyung bütün süreç boyunca yanımdan ayrılmasa da tek kelime bile etmemişti. bana sinirliymiş gibi hissediyordum ancak arabanın arka koltuğuna yerleştiğimiz anda koluma sarılması ve yanağını omzuma yaslaması aksini söylüyordu.
belki de üzgün ya da korkmuştu, bilmiyorum.
başımı koltuğa yaslayıp gözlerimi kapattım. çok yorgun hissediyordum, saat akşam sekize geliyordu ancak uykum gelmişti şimdiden. eve gidene kadar bile olsa kestirmek istiyordum.
"jungkook uyuma."
taehyung'un sesini işittiğimde gözlerimi açtım. elini hafifçe yanağıma yerleştiril okşadı yavaşça "uyumaman gerekiyor."
"yorgunum."
"biliyorum bebeğim." dedi, ardından yanağıma kısa bir öpücük bıraktı "ama uyumaman gerekiyor, en azından birkaç saatliğine."
"yapabileceğimi sanmıyorum." dedim omuzlarımı düşürürken, taehyung izin verse tam şurda bile uyuyabilirdim, birkaç saat dayanamam mümkün değildi.
"yaparsın, ben yanından ayrılmayacağım zaten."
eve gider gitmez uyuma planım da bozulmuştu böylece.
eğilip saçlarına kısa bir öpücük bıraktım ve elimi beline sardım. kendime daha çok çektiğimde başını göğsüme yaslamış ve gömleğimin açık bıraktığı tenimi öpmüştü.
arabayı namjoon, evime vardığımızı söyleyene kadar bu şekilde sessizce devam etmiştik yolculuğa. taehyung, başını göğsümden bir an bile kaldırmamış, ara sıra parmaklarını gezdirmiş ara sıra ise dudaklarını bastırarak ufak öpücükler bırakmıştı. namjoon arabayı park ettiğinde ise elimden tutarak inmeme yardım etti, ardından düşmemem için sıkıca belime sarıldı.
taehyung'dan gördüğüm ilgi hoşuma gitmedi desem yalan olurdu.
"diğerleri de geldi." dedi siyeon ön koltuktan inerken. arkamı döndüğümde seokjin'in arabasıyla gelen arkadaşlarımı görmüştüm.
sanırım dükkanda ne olduğunu konuşacaktık, her ne kadar taehyung ile baş başa kalmayı istesem de.
herkes arabadan indiğinde apartmana girdik sessizce. asansör hala bozuk olduğu için merdivenleri çıkmak zorunda kalmıştık ve taehyung düşmemem için beni sıkıca tutarken bunu yapmak oldukça zordu. normalde birkaç dakikadan az sürede çıkacağımız merdivenleri yaklaşık on dakikada çıkabilmiştik.
ancak nihayetinde evime girdiğimizde kimse bir şey konuşmadan salondaki koltuklara yerleşmiş, taehyung ise üstümüzü değiştireceğimizi söyleyerek beni odamıza sürüklemişti.
içeri girdiğimiz anda kapıyı hızlıca kapattı ve kilitledi. anında kollarının sırtıma dolandığını hissettiğimde elimi beline sardım. burnunu boynuma yasladı ve derin nefesler almaya başladı. yumruk haline getirdiği elleri tişörtümü sıkıca kavramıştı.
bir şey söylemiyordu, söylemesine de gerek yoktu zaten. ikimizin de buna ihtiyacı vardı.
hiç birine sarılıp kendinizi oraya ait hissettiniz mi? bir yapboz parçası gibi birbirinize uyuyormuşsunuz gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
irreplaceable | taekook
Fanfictiontaehyung sevgilisini aldatıyordu düzyazı + texting 16.04.2022