25

8.5K 761 209
                                    

taehyung çok,

çok panik halindeydi.

gereksiz bir heyecan vardı üstünde. annem ile tanıştığı için o kadar kasıyordu ki kendini elimi bile tutmuyordu. annemin yanında uygunsuz bir hareket olduğunu savunuyordu.

"ilk defa mı bir sevgilinin annesiyle tanışıyorsun?" dedim kulağına eğilirken. bakışlarını bana döndürmeden "evet." demişti.

ardından aniden sertçe bana döndü ve beni baştan aşağı süzdü "sen kaç tane sevgilini annenle tanıştırdın?"

"hiç tane."

"aptal."

"sen ne işle uğraşıyorsun taehyung?" annemin sorusuyla birden bakışları tekrar ona dönmüştü.

"ben hala okuyorum."

"öyle mi? hangi bölüm."

"diyetisyenlik. ikinci sınıfım."

annem önce bana, ardından taehyung'a baktı şaşkınlıkla.

"kaç yaşında oluyorsun yani? 19 mu?"

"hayır, 22 yaşındayım. evdeki sıkıntılardan dolayı biraz geç başlamıştım üniversiteye."

"yine de çok gençmişsin." dedi çayını yudumlayarak.

aramızda 5 yaş vardı ve bu yaş farkını bazen hissedebiliyordum. taehyung gençti, enerjikti, çocuksuydu. henüz çok küçük olduğu halde çok fazla şey yaşamıştı ve bu onu çok güçlü biri haline getirmişti.

onunla gurur duyuyordum.

"minik bebeğim benim." diyerek kolumu sardığımda beni itti üstünden. sinirli bakışlarını üstümde hissedebiliyordum.

"annen burda!"

"benden çekinmene gerek yok taehyung."

"özür dilerim bayan jeon ama jungkook yerinde durmuyor."

"bana bayan jeon demen konusunda ne konuşmuştuk? ismimle seslenebilirsin bana."

"tabii." dedi gülümseyerek. ancak bunun bir anlam ifade etmediğini biliyordum.

birkaç güne açılacaktı nasıl olsa.

"yemek hazır olmuştur." diyerek yerinden kalkan anneme baktım. salondan uzaklaşıp bizi baş başa bırakırken gülümsüyordum.

salon tamamen ikimize kaldığında sırıttım. anında taehyung'un beline sarıldığımda şaşkınlıkla bana bakmıştı.

"niye sevdirmiyorsun kendini, hm?" diyerek yanağını öptüm. gülüp omuzlarını silkti sadece "annenin yanında sevmesen olmaz mı?"

"niyeymiş?"

"ayıp çünkü. annen seni oynaşırken görsün mü istiyorsun?"

"oynaşmıyoruz ki bebeğimi seviyorum sadece."

"utan biraz."

"utanmam." dedim ve boynunu öptüm. hemen yumuşayıp kendini bana yasladı. daha çok öpmem için boynunu açarken isteksizmiş gibi davranıyordu.

elimi beline sardım, yavaşça okşadım. dudaklarım üst üste boynunu öpüyordu. sevimli bir şekilde mırıldandı ve omuzlarını düşürdü.

"annen gelecek şimdi." diye fısıldadı. kulağının altını öptüğümde ise gülümsedi bana. "gelsin."

taehyung nihayet pes ederek onu koltuğa yatırmama izin verdi. üstüne eğilip dudaklarımı iyice bastırdım. boynunu o kadar yavaş öpüyordum ki mayışmaya başlamıştı dokunuşlarım altında. zamanımı alarak boynundaki her noktayı dakikalarca öptüm ve burnumu bastırarak kokladım.

irreplaceable | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin