12

11.9K 1K 681
                                    

yalan söylemeyeceğim, kullanılıyormuş gibi hissediyorum.

haechan bana "taehyung ile aranızda bir şey mi var?" diye mesaj attığı an taehyung sinirle apar topar evimden çıkıp gitmişti. bana mesaja cevap vermememi iyice tembihlemiş ve halledeceğimi söylemişti.

bu da onu son görüşümdü.

üç hafta olmuştu.

ara sıra mesaj atıyor, sınavlardan ne kadar bunaldığını anlatıyordu. tek iletişimimiz buydu. haechan ile arasında ne geçti bilmiyordum. ne zaman yanıma gelecek bilmiyordum ve bu sinirimi bozuyordu. kullanılıyormuş gibi hissediyordum.

ve evet zaten beni kullanıyordu, ben de onu kullanıyordum. aramızdaki ilişki buydu. yatak arkadaşıydık sadece. biliyordum bunu zaten. ancak en azından sevgilisi aramızda bir şey olup olmadığını sormuşken ne olduğunu bana anlatması gerektiğini düşünüyordum.

"telefonuna bir kez daha bakarsan alıp duvara fırlatırım."

siyeon'un bana seslenmesiyle bakışlarımı belki de yüzüncü kez kontrol ettiğim telefonumdan çektim.

"mesaj atmış mı diye bakıyorum."

"tekrar tekrar kontrol etmen bir işe yaramayacak." dedi siyeon umursamazca.

"iyi mi merak ediyorum. haechan nasıl biri biliyorsun."

"halledeceğini söylediyse halleder. bırak artık."

"haechan kim?" diyerek araya giren jimin'e çevirdim bakışlarımı. bir yandan kucağında oturduğu sevgilisi namjoon'un saçlarını okşuyordu.

siktir, taehyung'u özlemiştim.

"gereksizin biri." dediğimde gülmüştü siyeon.

"senin görüştüğün biri mi var peki?" diyerek heyecanla sordu jimin "telefona bakıp durma sebebin o mu?"

"var ama ilişkimiz karışık biraz."

"kim peki?"

"tanımazsınız."

"çalıştığım restorana beraber geldiğin çocuk mu?" diye soran yoongi'yi başımla onayladığımda ise jimin daha da heyecanlanmıştı.

"sen gördün mü?" dedi yoongi'ye bakarak "nasıldı?"

"çok güzeldi." dedi yoongi gülerek "kırmızı saçları vardı. görünce direkt tam jungkook'a göre demiştim."

"kırmızı saçlı mı!" diyerek yerinden fırlayan jimin'i namjoon geri kucağına çekmeye çalışsa da başaramamıştı. jimin yanıma gelip koluma vurmaya başladı.

"götveren seni! nasıl söylemezsin bize böyle biriyle görüştüğünü?"

"karışık çünkü."

"ne zamandır görüşüyorsunuz?"

"yedi aydır."

"yedi aydır aranızdaki karmaşayı çözemediniz mi?" diyerek gülen seokjin'e gülümsedim. çözmeye yaklaşmamıştık bile, aksine giderek kötüleşiyordu.

"ben tanıyorum konuştuğu kişiyi."

bir anda bütün bakışlar siyeon'a çevrildiğinde gözlerimi devirmiştim. "aylar sonra ilk kez buluştuk ve sizin konuşmak istediğiniz şey benim ilişkim mi?" dediğimde hoseok araya girmişti bu sefer.

"evet sus."

gözlerimi devirip siyeon'un taehyung'u anlatmasını dinlemeye başladım. bir yandan da hala mesaj gelmemiş telefonuma bakıyordum.

irreplaceable | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin