17

11.7K 1K 345
                                    

bu bölümde taehyung'un babasına değineceğim sizi rahatsız eden bir konuysa lütfen o kısımları atlayın

-

başım adeta çatlıyordu.

dün gece içkiyi biraz fazla kaçırmıştım, siyeon'un evinden çıktığımda araba sürecek halim olmadığı için taksi tuttuğum halde çok zorlamıştı eve gelmek. sabaha karşı uyuduğum için yüzüme vuran güneş zaten beni yeterince rahatsız etmiyormuş gibi bir de arka arkaya çalan kapı zaten ağrıyan başıma hiç iyi gelmiyordu.

kapıdaki kişiyi görmezden gelmek için büyük bir çaba sarf ettiğim halde benden bile inatçı olduğunu arka arkaya zili çalmasından anlayabiliyordum. haliyle bu gürültüde uyumak da imkansızdı.

sinirle yerimden kalkıp kapıya doğru ilerlerken baş ağrımı ve kusma isteğimi görmezden gelmeye çalıştım. eğer kapıdaki saçma sapan bir şeyler satmaya çalışan satıcılardan biriyse ya da şaka olsun diye zile basıp kaçan çocuklardansa bu sefer kesinlikle sakin kalmayacaktım.

ancak kapıyı açtığımda gördüğüm beden kesinlikle daha önce kalkmadığıma beni pişman edecek biriydi.

"taehyung?" dedim arkası dönük bir şekilde merdivenden inen bedene bakarken. anında başını bana çevirip koşarak yanıma gelmişti. bu heyecanlı hali beni gülümsetse de karşımda durduğunda yüzünün aldığı hali görmek anında gülümsemeni soldurmuştu.

ağlıyordu.

"sen iyi misin?" dedim kapının dışına bir adım atarken. onun bana daha fazla yaklaşmaya niyeti olmadığını bildiğim için ilk hamleyi ben yapmıştım. soruma cevap vermek yerine yüzümü incelemeye devam ettiğinde ise tekrar konuştum "neden dağıldın bu kadar? kötü bir şey mi oldu? lütfen konuş."

derin bir nefes alarak gözlerimi kırptı. gözyaşları hala akmaya devam ederken ne diyeceğini bilmiyormuş gibi duruyordu ve bu beni endişelendiriyordu.

"ne oldu sana?" dedim fısıldayarak. diğer yandan da elimi ıslanmış yanağına yaslamıştım ki bu da onun rahatlamış bir nefes vermesine sebep olmuştu. kendini elime daha çok yaslarken gözlerini sıkıca kapattı.

"artık sevilmek istiyorum." dedi mırıldanarak. yanağına yaslı avuç içime yumuşak bir öpücük bırakırken milyonlarca parçaya ayrılıyormuşum gibi hissediyordum.

"sen beni sevseydin her şey daha kolay olabilirdi."

siktir.

bunun böyle olmaması gerekiyordu.

taehyung'u seviyordum.

bir aydır ona bunu söyleyebilmek için ulaşmaya çalışıyordum ve şimdi onu sevmem için yalvarıyordu bana.

siktir.

"taehyung ben-"

"içeri geçebilir miyiz?" diyerek lafımı böldü. vereceğim cevaptan korkuyordu.

"taehyung seni-"

"içeri geçelim, lütfen." dedi ikinci kez konuşmama izin vermeyerek. sabırlı olmam gerekiyordu, bu yüzden itiraz etmeden dediğini yapıp bileğinden tuttum ve evin içine yürüdüm.

sabırlı olmam gerekiyordu.

kapı kapanır kapanmaz ben ne olduğunu anlamadan taehyung'un beni kapıya yaslaması ise kesinlikle beklediğim bir şey değildi. anında sertçe dudaklarıma asıldığında bu hissi ne kadar özlediğimi fark etmiştim. dudaklarımı sertçe emerken kollarını da boynuma sarmıştı. ensemdeki saçları hafifçe çekerken elimi beline yerleştirdim. 

irreplaceable | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin