irreplaceable | taekook

23

işten nasıl çıktığımı, taksiye nasıl bindiğimi, o kadar yolu nasıl geldiğimi, taksiden indiğimi, nasıl eve koştuğumu hatırlamıyordum bile ancak nihayet apartman dairesinin kapısını çaldığımda beni karşılayan manzarayı görünce hiçbirinin önemi kalmamıştı.

üstünde uzun, bol bir kazak vardı. bacaklarını kapatıyordu ve bu beni çıldırtıyordu. görmek istiyordum, iç çamaşırları ile ne kadar ileri gitti bilmek istiyordum.

önce elimdeki poşete baktı taehyung. siyah saç boyası olduğunu fark ettiğinde ise güldü. kırmızı saçlarını seviyordum ancak siyah saçları ile olan fotoğrafını gördükten sonra işler biraz değişmişti.

boştaki elimi tuttu, beni yavaşça içeri çekti. diğer eliyle poşeti alıp rastgele bir yere koyarken göz temasımızı saniyelik bile bozmuyordu.

kapı kapandığı anda dudaklarımız sertçe birleşti. kollarını boynuma doladı ve sıkılaştırarak mesafeyi kapattı. ben ise ellerimi kalçasına yerleştirdim, kazağın altında ne var merak ediyordum ve görmek için sabırsızlanıyordum.

elimi kazağından içeri soktum, belini okşayarak çıplak tenini hissettim. ardından parmaklarım yavaşça kalçasına doğru hareket etti. kalçasını saran kumaşı hissettiğimde yutkundum, umduğum şey mi kontrol etmek için elimi kazağının eteklerine sardım ve göğsüne kadar kaldırdım.

siktir.

çorabına askılarla bağlı olan dantelli iç çamaşırı.

taehyung beni yine hayal kırıklığına uğratmamıştı.

boğazımdan istemsizce kaçan inlemeyle taehyung'un güldüğünü gördüm. elimi bileğine sarıp zaman kaybetmeden yatak odasına yürütüm onu.

hızla üstündeki kazağı çıkarttım ve odada rastgele bir yere fırlattım. kendi tişörtümü de çıkarttıktan sonra dudaklarımız hızla tekrar birleşmişti.

dizleri yatağa çarpana kadar taehyung'u hafifçe geriye ittim. niyetimi hemen anlamış gibi vücudunun düşmesine izin verdi.

dudaklarımızın bağlantısını kesmeden yavaşça yatakta üstüne eğildim. elimi taehyung'un bacakları üstünde gezdirirken hafifçe inledim. taehyung ise bunu dilini ağzıma hevesle sokması için mükemmel bir fırsat olarak gördü.

taehyung gerçekten çok iyi öpüşüyordu ve dilinin kendi dilime sürtünmesine ya da taehyung'un birkaç saniye ayrıldığımızda çıkardığı yumuşak nefesli inlemelere doyamıyordum.

tembelce öpüşmeye devam ederken parmaklarımı yumuşak tutamların arasından geçirdim ve çektim.

bu da taehyung'un inlemesine sebep oldu.

taehyung, bir an için ağzımdan ayrıldığında daha aşağı inmeye karar verdim ve dudaklarını taehyung'un boynuna bastırdım. sertleşmeye başmamış aletimi onunkine karşı çok hafif bir şekilde sürtmeye başladım.

bugün gövdesinde çok oyalanmayacaktım ama, odağım tamamen bacaklarıydı.

dilimi meme ucunda çevirerek ağzımı daha da aşağı doğru sürükledim. dudaklarım hızla aşağı inmeye devam ederken göğsünde öpmediğim yer kalmadığından emin olmaya çalışıyordum.

kasıklarına geldiğimde dudaklarımı hafifçe belirginleşmiş aletine bastırdım. kasıklarını kaldırıp kendini yüzüme sürttüğünde ise ellerimi belibe yerleştirerek kalçasını yatağa sabitledim.

ardından iç bacaklarını öptüm. bacakları o kadar güzel görünüyordu ki beni boğmasını istemiştim. o da bunu anlamış gibi bacaklarını anında boynuma dolamış ve başımı sıkıştırmıştı.