20

11.4K 925 483
                                    

"taehyung sizce de çok şirin değil mi?"

"sizinle konuşmuyorum." diyerek dakikalardır dikkatimi çekmeye çalışan jimin'i tekrar görmezden geldim.

biraz tavırlıydım onlara.

"ama beni övüyorlar." diye kucağımda fısıldayan taehyung ise bu durumu zorlaştırıyordu.

"ben överim seni boşver onları." dedim boynunu öperken. bunun üzerine kıkırdayıp işine geri döndü bütün ciddiyetiyle.

taehyung ile evden çıktıktan sonra işyerime gelmiştik, beklediğim şey içerde birkaç müşterinin olması ya da siyeon'un tek başına oturuyor olmasıydı, ancak hayır kesinlikle tek değildi.

benden habersiz bütün arkadaşlarımı buraya çağırmıştı, üstüne bir de en sevdiğim yemekten yiyorlardı. beni davet etmemelerine alınmıştım biraz.

"seni çağıracaktık ama taehyung ile vakit geçirdiğin için rahatsız etmek istemedik." diyen namjoon'a gözlerimi devirdim.

"en azından davet edebilirdiniz."

"telefonlarına bakmıyordun ki!" diyerek araya girdi siyeon "hem sana mesaj bırakmıştım."

boştaki elimi hızla cebime attığımda taehyung 'dan fazla hareket etmememi işaret eden ters bir bakış almıştım. sakince telefonu cebimden çıkartıp gelen mesajlara baktığımda ise gözlerimi devirmiştim.

işe ne zaman gelmeyi düşünüyorsun götveren- pardon sayın patronum?

"bana sadece küfür etmişsin."

"ona bile cevap vermedin ama." dedi siyeon omuz silkerek. tanrım, onunla tartışmaya girmeyecektim.

"ya boşverin şimdi küslüğü." diyerek araya giren hoseok'a kaldırdım bakışlarımı. "taehyung napıyor orda onu anlatın mesela?"

"elime dövme yapıyor." diye mırıldandım. buraya gelir gelmez bunu teklif etmişti ve ben kabul edene kadar da ısrar etmişti. kabul ettiğim anda kucağıma oturup elimi koltuğun koluna yaslamıştı. siyeon'un sık sık düzeltmeleriyle makineyi nasıl kullanacağını az biraz çözmüş olsa da eli her titrediğinde ya da açı değiştirdiğinde müdahale etmem gerekiyordu.

elime yaptığı dövme ise minik bir kalp dövmesiydi.

"ne dövmesi o?" diye sevimli bir ses tonunda sordu seokjin. hepsi taehyung'u oldukça seviyordu ve onunla bu şekilde ilgilenmeleri hoşuma gidiyordu.

"kalp yapıyorum." dedi dudaklarını büzerek. yüzünü ısırmak istiyordum. daha sonra yavru köpek bakışlarını bana kaldırdı. "kolum yoruldu yine."

"devamını benim bitirmemi ister misin?" diye sorduğumda beni başıyla onayladı. kucağımdan çekilmeden elindeki dövme makinesini bana verdi ve sırtını göğsüme yasladı. yarım kalmış küçük dövmeye baktım bir süre. üstünden geçmem gerekiyordu çünkü taehyung fazla derine inememişti ve istediğim son şey bu dövmenin solup gitmesiydi.

elimdeki makineyi taehyung'un yaptığı kalbin üstünde gezdirmeye başladığımda gözlerini büyüttüğünü fark etmiştim. basit bir iş yapıyor olsam bile çok ilgisini çekmişti.

gözlerimle elindeki mendili işaret ettiğimi gördüğünde ise heyecanla elim üzerindeki fazla boyayı sildi. birkaç dakika daha böyle devam ettik. sanırım sürekli benimle gelip dövme yapmamı izlemekten iğne korkusu konusunda bazı tabularını yıkmaya başlamıştı ya da bana güveniyordu, çünkü siyeon'un elinde ne zaman iğne göre hala kaçacak delik arıyordu.

dövmem bittiğinde taehyung son kez elimdeki boyayı sildi ve gülümseyerek bana baktı. bakışları benimle yeni dövmem arasında gidip gelirken o kadar sevimliydi ki bütün herkes bizi izliyor olmasa onu oturduğumuz bu geniş deri koltuğa yatırır ve yüzünü öpücüklerine boğardım.

irreplaceable | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin