eve dönüyorduk.
nihayet eve dönüyorduk.
taehyung'u ikna etmem oldukça zor olmuştu ama nihayet kabul etmişti.
burda olmamızda bir sorun görmüyordum ancam artık gerçekten işe dönmem gerekiyordu. siyeon onu bir aya yakın bir süredir tek bıraktığım için gerçekten sinirlenmişti. öyle ki artık iş hakkındaki gelişmeleri bana haber vermiyor, telefonlarımı hiçbir şekilde açmıyordu.
bu, birkaç özür ve zamla geçirebileceğim bir kızgınlık değildi bu sefer.
diğer yandan taehyung ise gideceğimiz için sabahtan beri surat asıyordu ve annemin yanından ayrılmıyordu. yüzüme pek bakmıyordu ve bu da gönlünü almam gereken iki kişi olduğu anlamına geliyordu.
önce taehyung ile başlamalıydım.
oturduğum yerden kalkıp kuzuların başını okşayan sevgilimin yanına gittim. ayak seslerimi duyunca omzu üstünden bakmış, beni görünce ise bakışlarını tekrar önündeki minik kuzuya çevirmişti.
yanında bizi izleyen annem ise taehyung'un bu tavrına gülüp saçlarını okşadı yavaşça. tabi ki taehyung'un burdan gitmek istemediği için bana küsmesi onun işine geliyordu.
"taehyung." dedim iç çekerek "hazırlanalım mı artık?"
"siktir git jeon."
annem güldüğünde ona ters bir bakış attım. bana omuzlarını silkip dilini çıkarttı karşılık olarak. tanrım, taehyung ile bu kadar iyi anlaşmalarına şaşırmamak gerekiyordu.
"ben sizi baş başa bırakayım." dedi annem taehyung'un yanağını sıkıp yanımızdan uzaklaşmadan önce. nihayet baş başa kaldığımızda ise elimi taehyung'un beline yerleştirip yanına doğru bir adım daha attım.
ancak kendini benden uzaklaştırdı.
"neden böyle yapıyorsun?"
omuz silkti.
"taehyung dün konuştuk bunu. bugün dönmemiz gerekiyor."
"neden?"
derin bir nefes aldım. en başa sarmış gibiydik ve ne yaparsam yapayım biri illa ki mutsuz olacaktı, biliyordum.
"işe dönmem gerekiyor çünkü. senin de okulun açılacak yakında. sonsuza kadar burda kalamayız değil mi?"
"neden?"
"taehyung-"
"ciddiyim. neden? ben okulu, sen de işi bırak ve buraya yerleşelim. burda çalışırız."
"saçmalamaya başladın artık."
dolmuş gözlerini bana çıkarttığında iç çektim. tanrım, onu nasıl ikna edecektim? keşke dün tamam dediği an yola çıksaydık diye düşünmeden edemiyordum.
"sevgilim." aramızdaki mesafeyi ikinci kez kapattığımda bu sefer kaçmadı, ancak bu sefer bana bakmayı kesmişti.
arkasından sarılıp çenemi omzuna yasladım. boynunu yavaşça öpmeye başladığımda omuzlarının yavaşça gevşediğini hissediyordum.
"tatillerde geri geliriz, temelli gidiyormuşuz gibi davranma lütfen."
"burayı seviyorum." diye fısıldadı. tekrar dolmuş bakışlarını bana çevirdiğinde yutkundum. ona hayır demek imkansız gibiydi. "burda aile gibi olmadık mı sence de? bunu bırakıp gitmek istemiyorum."
"taehyung." eğilip dudaklarını öptüğümde tutamadığı gözyaşının aktığını hissettim "sen zaten benim ailemsin, burdan gitmemiz bunu değiştirmeyecek ki."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
irreplaceable | taekook
Fanfictiontaehyung sevgilisini aldatıyordu düzyazı + texting 16.04.2022