angels of death | taekook

ilkimsin

hayalet okuyucum sana da selam olsun🥺🥺
birazcık yorum gelse hemen motive olurum aslında
😽😽😽 iyi okumalarr🫣🫣
•••

Gözlerimi hafifçe aralamış burnuma dolan koku ile gülümsemiştim, o kadar güzel kokuyordu ki içime sokasım geliyordu onu, burnumu saçlarının arasına sokup iyice kokusunu içime çektiğimde kıpranmıştı.

Tanrım uyuyamayan bu çoçuk nasıl saatlerdir uyuyordu anlamıyordum, saat dokuz buçuk gibi uyumuştuk, tabi jungkook izinli olduğundan onda kalkıcak bir işimizde yoktu, şimdi ise saat üçe geliyordu, bu benim için oldukça normal bir durumdu ancak jungkook adına şaşırmıştım. evet buna tabi ki mutlu olmuştum ama o defalarca uyuyamadığını belli etmişti. Şimdi ise tıpkı bir bebek gibi dudaklarını büzmüş, dağınık olmasına rağmen çok güzel duran saçlarıyla uykusuna devam ediyordu.

Ben onu rahatsız etmemek için dikkat ederek kollarının arasından ayrılmıştım. şmdi düşünüyordum ilk defa böylesine kabussuz bir uyku geçirmiştim. Evet uykuyu çok seviyorum ancak kabuslarımı inkar edemezdim asla.

Jungkook'un küçük ama şirin olan mutfağına girdiğim de etrafın düzenli ve temiz olduğunu gördüm, evine bakılınca benim aksime çok temizdi. Birlikte yaşasak çok kavga ederiz düşüncesi aklıma geldiğinde gülmüştüm.

Ardından biraz mutfağı karıştırıp yiyecek bir şeyler baktım. Belki de ikimize güzel bir kahvaltı hazırlamalıydım,evet evet bu çok romantik olurdu. Her şeyi sihir ile yaptığımdan bu zor olucaktı ama kendin yaparsam da daha anlamlı olurdu.

Küçük dolaplarını bir yandan karıştırıp bir yandan da neler yapabileceğimi düşünüyordum. bir süre sonra pirinç kutusunu bulunca sevinmiş nasıl yapacağıma bakmak için telefonuma uzanmıştım. aklıma seokjin düşmüştü, o yemek yapmayı çok severdi, hiç güçlerini kullanmazdı. Hep derdi ki kesin önceki hayatımda şeftim, bizde onunla dalga geçerdik ancak yemeklerini yemeyi çok severdik.

Onunla yaptığımız kavgayı düşünce haklı olduğunu düşündüm, ancak zaten çok zor durumdaydım, sadece desteklenmeye ihtiyacım vardı, gerçeklere değil. Kötü şeyleri düşünmeyi bugün de bir kenara bırakmaya karar vermiştim, en azından şu saatlerimiz güzel geçsin dedim içimden.

Başta pilavı yapmıştım ve inanin güzel olmuştu, çok zamanımı almadığı için sevinmiştim, ardından asıl zor olan yahni ile yaklaşık yarım saat uğraşmıştım, bence değmişti.

Umarım jungkook da beğenir diye heveslenmiştim. Mutfağın camı önünde olan küçük masayı kurmaya başlamıştım, başta kaselere koyduğum lapaları, ardından da tabaklara bölüştürdüğüm yahniyi koymuştum, çubukları da koyup dolapta az kalmış olan kimciyi de masaya koydum. gayet güzel duruyordu ancak tatlarını bilemiyordum, tamam ben beğenmiştim ancak minik şefim beğenir mi bilemeyeceğim.

Masaya bakıp yanlış bir şey var mı diye düşünüyordum ancak belime dolanan bellerle başta irkilmiş ardından gülümsemiştim, boynuma küçücük bir öpücük bırakmıştı ancak bu öpücük bile o kadar muhteşem hissettirmişti ki gözlerimi yummuştum, tanrım keşke yummasaydım.

Gözümün önüne anlık olarak tam bir uçurumun önünde olan biz geldik, yine rüyamda ki halimleydik. ancak bu sefer ikimizde de garip bir hal vardı,ben ona sarılıyordum o ise ağlıyordu.