‘Sarah sakin ol !"
" Sarah birşey olmayacak seni bulacaklar!"
Kendimi defalarca kontrol etmeye çalışıyordum. Yapayalnızdık orada , kendimle başbaşa , bir çukurda.
İşin en ilginç kısmı ise tam olarak düşmüş olamama rağmen hala üstünde bulunduğum toprağın yumuşayıp daha da derinlesmediydi. Otuz metre bazında düşündüğüm çukur tam olarak neredeyse şuan için artık elli metre derinliğinde olmuştu bile, tahminlerime göre .
Korkup çığlık bile atamamış olmama ne demeliydi.
İyice saat geçiyordu , ah Marcus burada olmalıydın. Keşke Şanel ve seni de dahil etseydim diye kendimi suçlayıp duruyordum. Üstümde toprağın oluşturduğu kir vardı. Gözlerim yanmaya başladı , ve sabah oraya bir ekibin geleceğini beni bulup alacağını çok iyi biliyordum. En azından kendimi bu yöntemden başka avutabilecegim pek birşey kalmamıştı. Gördüğüm rüyanın etkisi kendime olan öfkem ve korkum yüzünden geçmişti.
Bir dakika , bu da ne ! Kolumda sert bir darbe hissettiğim andan sonra heryer karardı , rüzgarı ve uçuşan sarı saçlarımı hissediyordum , gözlerimi açacak tâkâtim yoktu , havada olduğumu hissediyordum , ama göremiyorum. Heyecandan yorgunluk ve korkudan , uykusuzluktan bitap bir şekilde olmama rağmen kendimi henüz doğmuş bebeğin beşiğindeki kadar rahat ve güvende hissetmiştim.
Nereye gidiyordum , kaçırılıyor muydun , o an hepsini bir umursamazlıkla kenara atıp başıma gelen herşeyi kabullenmiş bir şekilde kollarımı aşağıya bıraktım.
14 Mart ..
Gözlerimi açmadan hemen önce , çağan bir ırmak akıntı sesi duyuyordum. Biri ellerini kollarıma dokundurdu, güneş sırmasının parlaklığınca parlıyordu adeta. İçimde bir huzur hissi oluşmuştu , gözlerimi hafif araladım fakat ışığından kısık bir şekilde kendisi inceledim. Marcus’u anımsatan saçları , badem iri ve açık kahve rengi gözleri vardı. Biraz bal rengine çalan o gözler adeta tebessüm ediyordu. Yunan mitolojisinde geçen , Zeusun o yaramaz , tanrıların habercisi , bolluk bereket tanrısı olarak anımsaman Hermes’ti
' Mitoloji kitaplarına olan düşkünlüğüm olduğunu söyleyebiliriz , fakat bir şizofren olduğumu düşünmeye başlarken, beni yerden kaldırdı. Sabah olmamıştı, bu ışıklar onun ışığıydı.
‘bu ışıltı yakamozlar değil , gözlerin dedim’
Bağışla çok uzak bir diyardan geldim.“Sarah bugün buraya düşmedin , vâr oluşunun en başından bu yana sen buraya aitsin.”
- Neden buradayım ? Sen gerçekten var mısın ?
- Buradayım , varım ve vâr olacağım. Seninle rüyalarında buluştum , bir çok aracı ile ruhuna dokundum, uyuduğun zaman nefes alışlarına kadar biliyorum. Göğsünde kalp diye atan , taşıdığın bu ruhu ezbere biliyorum. Buradayım çünkü , en başından bu yana olman gereken yerde değildin. Seni bulmak getirmek zorundaydım. Bu çukura düştüğünden bu yana da seninleydim. Hiçbir zaman tek olmadın, tek bile hissetmedin. Marcus ve Şaneli isterken yanında , o ağacın dibinde de hissetmemiştin
Kalbim bir başka atıyordu , içimde kokain içenlerin anlattığı yaşadığı rahatlık vardı. Sahiden evime dönmüşcesine bir mutluluk.- Kimim ben senin için ? Ney istiyorsun. Bunlar gerçek mi
İnansam görsem bile , sormaktan alamıyordum kendimi. Zamanın ötesindeydik sanki .- Merkür de asırlardır bu anı bekliyordum. Büyük antlaşma-
- Antlaşma mı ? Kimler dahil ne için bu antlaşma? Heyecandan kelimelerini bölüyordum.
Hermes merakımdan bitâptı. Bana bir boruyu anımsatan , üfurme flutu uzattı.
‘ihtiyacın olduğunda kullan , şimdi dönmen gerekiyor ' dedi ve uykuya daldım. Gözlerimi açtığımda kendimi odamda yatağımda buldum. Sinir şaşkınlık merak karmakarışık bir şekilde odayı dolandım. Marcus’un sesleri geliyordu aşağıdan. Kapının önüne çöküp ellerimle yüzümü tutup ‘hayır bu bir rüya olmasın , hayır lütfen rüya olmasın ' diye kendimi tutuyordum ki flutün cebimde olduğunu fark ettim. Sevinçli mutlu , kararlıydım. Çalmayı denemek için hemen kapımı kilitledim. Odamın botonik köşesine geçip hiç beklemeden flutu çaldırdm. Pencereden içeri rüzgarla birlikte uçuşan perdem ahenkle dans etmeye başladı. O gelen rüzgarlı hava Biranda buğulu aynanın önünde beliren silüetini gördüm. O badem bal rengi gözleri belirdi önce . Dudaklarında güzel bir tebessüm vardı.
Nihayet zamanı gelmişti , ona herşeyi sormalıydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merkür'ün Son Vârisi ( Burçlar ) seri 1
Fantasy♊ Kitapta ikizler burcu olan Sarah , Hermes'in son elçisi ve Merkür'ün son vârisi olduğu için , dünyada mezarlıklardaki ölüler ve ruhlar tarafından rahatsız ediliyor. Tüm bunlardan habersiz olan Sarah'i ailesi bir kliniğe kapatmak üzereyken bazen rü...