Fazlasıyla yorgundum.. Günlerdir duş almıyor ve yemek yememiştim, sürekli geziyorduk, birtakım toplantılar yapıyorlardı ve beni unutmuşlardı sanki.
Hermes'in gözü sürekli üstümdeydi. Her an beni koruyor kendimi iyi hissetmem için yanımda olduğunu hissettiriyordu her yerde.Evren çok büyüktü.. Ama onun kalbi daha büyüktü sanki , Merkür'e döndük.. Başaklar'la görüşmesini tek başına yapmaya karar vermişti kendimi hiç iyi hissetmemiştim dinlenmek istiyordum boyutlar arasında fazlasıyla gezmiş, gerçek,hayal, korku, gizem, fantazi bu kavramların hepsi karmaşıktı zihnimde rüyada mıydım ? hala bunu soruyordum.
Merkür şatosuna girmiştik kapıda bekleyen iki kişi beni sera'nın yanındaki girişten içeri soktu.
Duş almam için büyük kapılı bir banyonun kapılarını açtılar bir tanesi Marina'ydı elleriyle içeriye yöneltti yüzümden yorgun düştüğümü anlamıştı ki endişeli bir ifade vardı ." Duş al , yemek için büyük salonda diğerleriyle beraber seni bekliyor olacağız" yüzü gülüyordu. Dönmem onu mutlu etmiş gibi görünüyordu.
İçeri girdim ve duş almaya başladım banyo fazlasıyla büyük ferahtı camdan içeri bulutlar giriyordu ilizyon gösterileriydi sanırım içerisi havadardı beyaz kocaman oval bir küvet vardı. Pembe mor renkler eşliğinde köpükler hazırlanmıştı lavanta kokuları sarmıştı banyoyu.
Benim evim , Markus ile beraber yaşadığımız evdi.. Ama burayı da evim gibi hissetmeye başlamıştım Jüpiter Mars Satürn'den sonra kendimi iyi hissedebildiğim tek yerdi.
Yeni tanıdığım varisleri düşünüyordum acaba onlar Dünyada yaşayan benim gibi insan olduğunu düşünen kişiler miydi? ya da insanlar mıydı ? ya da ben insan mıydım ? Burası hem çok sıcak hem çok soğuk bir gezegendi.Ama bu bizi etkilemiyordu, bu gezegenin iklimini bizim hissetmememiz için gerekli atmosfer koşulları yapılmıştı duş'taki su tam istediğim şekilde ayarlıydı.
Kenara bırakılan puf puf kalın çok yumuşak bir bornozu gördüm üzerime giyip banyodan dışarı odama doğru gittim. Ağlamaktan yorgun düşmüştüm ama çok açtım. Yemek salonuna bir an önce gitmek için hızlıca hazırlandım dolabımda yeni farklı türde kıyafetler vardı. İçlerinden en beğendiğim beyaz tulum tarzı olan kenarlarında altın rengi işlemeleri olan zırha benzer kadınsı kıyafetti.Sekiz saat sonra ...
🍷
"Geldiler " birden ayağa kalkan Maria'dan başkası değildi.
"Tüm Olimpos yakında senin peşinde olacak Sarah " sırıtarak ukala bir şekilde ovhen yüzüme baktı.
"Hermes ve hava mensuplarının koruması altında Ovhen " Marina sessizliğini bıkkınlıkla bozmuştu.
Ayak sesleri bize daha da yakınlaşan Hermes'in topluluk arasında gözleri beni arıyordu. Nihayet gezindirdiği gözleri benim üstümdeydi. Rüzgardan destek alarak şatonun kapısını arkasından kapattı. Salon sessizlikle onun içeriye gelmesini beklerken, Hermes yalnızca beni izliyordu. Gözlerini hiç ayırmadan bana bakarak geldiğinden bu salonun gözünden kaçmamıştı.
Astrea yanında geliyor , şatonun salonun tabanlarına kadar süzüp herkesi inceliyordu. Üstündeki kıyafet ilginç gelmişti bana, elinde bir tutam başak sembolü tutuyordu.
Varislerini salonun içine almayan Hermes'e biraz da olsa hırslıydı. Fakat onunla çatışmak istemediği açıktı.
Kendimi yalnız hissetmiştim o an. O kalabalığa rağmen ,ben orada tektim. Hepsinden farklı olduğumu düşündüklerini düşünüyordum. Ve aslında hepsi de benden farklıydı.
Duştan sonra biraz daha halsiz ama rahatlamıştım. Başımı dik tutup olanları izliyordum. Diğer yandan yutkunup gelecek haberi merakla bekliyordum."Başaklar ile görüşmemiz tamamlanmadı da denilebilir. Astera ısrarla seni görmek istediği için burada" tek elini yavaşça bana doğru kaldırdı Hermes .
"Sarah'ın benim yanıma gelmesini tercih ederdim Hermes " sitemliydi astrea .
" Artık ne olucaksa olsun isterdim" iç çekerek dilek diledim.
Marcus'a da gönderdiğim haber bir ilizyon muydu , bir yandansa bunu da düşünüyordum.İki dünya arasında olsam da , her ikisine de ait hissetmiyor olduğum hissiyatı kaplamıştı ruhumu. Fazlalık gibi hissediyordum.
( Sarah , kendine bu kadar haksızlık etme )
Hermes içimi okuyordu. Astrea ile ciddi bir görüşme anında da olsa benden taraf olduğunu hissedebiliyordum. Bu tanrıçalar.. tanrılar .. zihnim için fazla ağır bir gerçekliği yaşıyordum günlerdir.
Astrea bana doğru yaklaşıp yüzüme bakmak için elini çeneme doğru götürürken ışık hızında Hermes yanımızda belirdi ve Astrea'nın kolunu tuttu. Nazikçe elini aşağıya doğru indirip bana baktı " Sarah çok yorgun , daha sonra da ona bakabilirsin "
Astera sinirlenmişti, ama duruma bozulduğunu saklayarak geri çekildi.O an için fazlasıyla sıkılmıştı, tüm gözlerin üzerimde olması bana ilginç gelmiyordu artık , fakat yine de bir köşeye geçip saklanmak , yok olduğumu hissettirmek hissiyatı sarmıştı beni.
( Bu daha başlangıç Sarah )
..
Hermes bana neden böyle birşey söylemişti?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merkür'ün Son Vârisi ( Burçlar ) seri 1
Fantasía♊ Kitapta ikizler burcu olan Sarah , Hermes'in son elçisi ve Merkür'ün son vârisi olduğu için , dünyada mezarlıklardaki ölüler ve ruhlar tarafından rahatsız ediliyor. Tüm bunlardan habersiz olan Sarah'i ailesi bir kliniğe kapatmak üzereyken bazen rü...