Yazardan ..
Sarah günler süren toplanmalardan yeterince bunalmış, kendini taşınan çanta gibi hissediyordu. Her şeyin sonunda bu antlaşma onun için bir efsane gibi geliyor üstüne üstelik yaşadığı şeylerin gerçekliği onu eziyordu sürekli.
Sarahtan..
Hermes kanatlarını doksan derece açmış, beni hiç bir yerim açık kalmayacak şekilde sarmıştı. Uykum gelmişti, yinede etrafı izlemek istiyordum. Kendimi olayların akışına bırakmaktan başka çarem yoktu , fakat farklı bir his bir duygu vardı içimde. .
Ruhum sanki başka bir ruhla takas etmişti kendini . Başka bir ruh satın almışcasına onunla tanışmaya çalışıyordu bedenim. Rüyalarımda mesajlar almaya başlamıştım, bazen Olivia ve diğerleri tekrar tekrar ziyaret edip beni izliyorlardı. Hermes'e iletmek istediği şeyleri bana söylemeye çalışıyorlardı , korkup ter kan içinde uyanıp yutkunarak suya sarılıyordum. Gecelerce böyle devam ediyordu. Gün arasında yaptığım şeyleri hatırlamıyorum, bu kristalden yapılı şatodan ziyade gördüğüm kabuslar, yaşadığım kişiler ve gittiğim evrenler beni meşgul ediyordu.
( Sarah ! Sadece artık alışmaya çalış )
Gözlerimi yavaşça aralayıp Hermes'in ışık dolu yüzüne kitlendim. Lütfen beni eski hayatıma dahil et dercesine bakıyorum, açık pembe ve çekici dudaklarını aralayıp,
( Sen bana aitsin , benimsin )
Bunu duyduğum an içim tuhaf olmuştu . Beni öylesine sahiplenmişti ki, ben bile kendime birşey yaparım diye çekinmeye başlamıştım. Kendime kendimin bile zarar vermemesi gerekiyordu.
( Kesinlikle bu doğru )
Sürekli düşüncelerimi duyuyor ve bana zihniyle cevap veriyordu.
"Kovalar yanımızda olacaklar "
"Nereden biliyorsun ? " Sormam gerekti
"Biliyorum Sarah "
Hızlı gidiyorduk ve üşüyordum. Artık çok az bir zaman kalmıştı. Hava elementini kullanabilen kovalar destek olabilirlerdi bu imkansız değildi. Meclisin toplanmasına son iki gün kalmıştı. Antlaşmayı orada kurallara aykırı bir şekilde bozabilirdim bile . Gezegenler arasında yorulmak yerine , dışlanarak seyir edilmek yerine varislerle savaşabilirdim belki de
( Sarah böyle şeyleri düşünme )
Bu defa utanmıştım. Ve nihanet Uranüs'e gelmiştik. Kovalar farklıydı, diğerlerinden daha farklı . Yenilikci özgürlükcü ve üretici oldukları duruşlarından bana yansıyordu.
Hermes karşılayan gula 'ya selam verip beni bu defa uyarmadan çıkıp gitti.
Yanıma yaklaşan beşli grup git gide daha da yakınıma geliyordu.
"Ben Truva" dedi at kuyruğu saçları bağlayan kadın. Elini uzattı atik bir şekilde . Yüzü ciddiydi, fakat gözleri beni rahatsız etmek istemiyormuşcasına tebessüm ediyordu.
"Merhaba , ben Sarah "
"Nasılsın Sarah ? "
Bu sohbet beş çayına dönecek gibi duruyorken- "Marcus denilen bir insandan çağrı duyuyorduk. Sesler Merkür yönüne gidiyordu emindim"
Bu defa tüm dikkatim dağılmıştı. Truvanın kolunu ani bir şekilde tutup diğerlerinden çok az ileriye götürdüm.
" Ne diyordu "
" Sen duymadın mı yani ? "
" Hayır ! Duysam sana sorar mıydım?"
" Sarah kimsin sen ? Nasıl oluyor da dünya ile iletişime geçebildin ?"
Bu güldürmüştü. Kahkaha atmamak için dudağımı hafif ısırmış yüzüne bakıyordum. Ben ruhları duyuyordum. Bir insanın benimle temas kurabilmesi tuhaf gelmişti. Ama bu kadar gizem biraz canımı sıkmaya başlamıştı.
" Truva bir insanla iletisim kurabilmek için boğalardan premeda aldım " tereddut ederek bile olsa artık içimden geçenleri konuşabilmeyi özlemiştim.
" Evet onunla oluyor , fakat Hermes ikizlerin üzerinde ki şu lanetli antlaşmayı bozmadığı sürece bunu kimse yapamaz diye biliyoruz" digerilerine bakıp onay almak istercesine bana geri başını çevirdi .
" Antlaşmayı bilemem , çok özlediğim biri var . Onunla konuşmak istemiştim" lafı kapatmaya çalışıyordum.
" Eğer onunla konusamadıysan , varlığını hissettirmenin bir yolu var " dedi Truva.
Uzun süredir birinden yardım beklerken bu cümle içimde çiçekler açtırmıştı.
"Öğrenebilir miyim " nettim. Artık pısırık gibi konuşup davranmak istemiyordum. Alacağım bir şey var ise almalıyım hırsı , ruhumu rehin almaya başlar gibiydi .Eliyle ufak oyunlar oynayan Truva , saçlarımı, ellerinin arasından çıkan sihrin etkisindeki rüzgar ile havaya kaldırıp dalgalandırıyordu .
" Dinliyorum" böldüm bunu. Çünkü eğer istemiş olsaydım , burada bir kasırga oluşturabileceğimi hissediyordum.
Ciddi olduğumu fark edince "Meteor yağmurlarında özel yapılan bir ritüel var. Bunu biz kovalar bazen gizli yaparız. Gula bilmez . " Bu cümle beni daha da meraklandırmıştı. Bana birşeyleri anlatmak istemiyordu , aslında bu onların gizli bir oyunuydu belliydi . Fakat gözlerimin içine baktıkça , istemeden ağzından cümlelerin döküldüğünü fark ettim. Kalbim hızlandı . Onu manipüle mi ediyordum yoksa hipnoz mu anlayamamıştım ama buna devam ettim.
"Meteor yağmuru sırasında dolunay ortaya çıktığında eline metal bir tel alıp dört elementle beraber daire çiz , temas kurmak istediğin kişiye odaklan "" Ee"
O sırada diğerlerinden biri truva'yı kolundan tutarak kendine getirdi. İfşa mı olmuştum şimdi yani. ?" Sen ne yapıyorsun" diyerek onu kendine çekti , uyarırcasına bakıyordu.
O an aklıma en son Şanel de kaldığım ve ona hiç bir açıklama yapmadan terk ettiğim gerçeğini hatırladım. O sırada Hermes ve Gula bize doğru yaklaşıyordu uzaktan. Hermes bir melodi eşliğinde yaklaşırken ( uzak dur Sarah ) uyarısını iletmişti. Diğerleri benim tam arkamda duran tepeye benzer kayaya bakıyorlardı. Küçük çaplı bir hortum görünüyordu .(Kendini tut ) diyerek ardından ekledi.
Ben yapmıştım , burada kaldığım sürece günden güne yeni birşeyler çıkıyordu içimden. Yetenekli biri mi yoksa canavar mıydım diye kendimi sorarken , Hermes Gula'ya selam verip beni alıp " son bir gün gula" diyerek coşku ile vefa etti.
Sizce Hermes Gula'dan olumlu yanıt aldı mı ?
Artık hipnoz da mı etkili oluyordu Sarah'ın içinde ?
Devamı için vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin ♥️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merkür'ün Son Vârisi ( Burçlar ) seri 1
Fantasy♊ Kitapta ikizler burcu olan Sarah , Hermes'in son elçisi ve Merkür'ün son vârisi olduğu için , dünyada mezarlıklardaki ölüler ve ruhlar tarafından rahatsız ediliyor. Tüm bunlardan habersiz olan Sarah'i ailesi bir kliniğe kapatmak üzereyken bazen rü...