Yeni yeni anlıyordum.
İyi değildim ve hayaller beni esir almışlardı.
Ellerim parmaklarım yarısına kadar koyu renkli boyalarla kaplanmıştı. Tırnaklarıma kadar nüfus etmişti. Kalkıp ellerimi bastırarak boya çıkana dek suyu açıp köpükledim. Kurulayıp banyodan çıktım , zihnim insanlarla konuşmama engel oluyordu. Yaşadığımı sandığım şeyler beni terk etmiyor, unutmuyordum.
Odaya tekrar girip bir istifa yazmaya başladım .
Merhaba ben Sarah.
İki yıllık beraber eğitim sürecimizde sizden fazlası ile memnun kaldım. Fakat bunun sonuna geldik , başka bir hobi edindim ve kurstan kendi rızamla istifa ediyorum ..Şanel bana sıcak birşeyler getirmek için gelmişti fakat onu fark etmemiştim.
Onunla hiç konuşmadan bile anlaşabilirdik bazen , yüzüne baktım."Sarah sen müzik kursunu neden bırakıyorsun "
......
" Bunun için zor ikna etmiştin aileni?hukuk okumaktan vazgeçtin sen hobilerin için neredeyse ?"
" Şanel bunu benim için kursa gönderir misin eğer sorarlarsa Sarah gelemeyecek kadar meşgul ve yorgun demeni rica ediyorum " diyerek ıslak imzamı attım. Soruları cevapsız kalmıştı.
Elimden isteksizce kağıdı aldı , odadan ayrıldı.
Ne kadar beni rahat bıraksa bile burada da olmak istemiyordum. İçim içime sığmıyordu.Onlara hiçbir şeyi anlatamamak beni yiyor bitiriyordu.
Şanel evden çıkmıştı, sesi gelmiyordu. Çantamı alıp dışarıya attım kendimi. Bu defa herşey aynıymışcasına yüzüme zorla bir gülümseme oturttum. Güneş vardı , ve kuşlar , kediler , doğa. Her şey yerli yerindeydi, benim aklım dışında. Biraz yürüyüş yapıyordum ama aklımda ilginç bir fikir vardı. Tehlikeliydi. Ama bunu deneyecektim.......
Aradan yarım saat geçti , kapıdan içeri girdim. Geldiğim yer birgün önce geldiğimiz mezarlıktı.
Son bir defa herşeyin normal olduğuna kendimi inandırmam gerekiyordu.
Yavaş adımlarla , ne olacaksa olsun ama son olsun diyerek içeriye doğru ilerlemeye başladım. Ayağımdaki postal botların tabanına kalın toprak tortularının girdiğini hissediyordum.
Mezarlıkların kendine has bir kokuları vardı . Sadece ölüler değil sanki atmosferi bile ölmüş gibi kokar ya öyle .
Ve yine o ses..
Hayır hayır duymuyorum birşey .
Ben üretiyorum bunu..
" Sarah , Sarah "
" Sarah ! "
" Antlaşmayı boz Sarah"
Mezarlıklardan kalkan ruhlar etrafımı sardı.
Artık bunu görmeye, duymaya hissetmeye gücüm çok azdı." Antlaşmayı bozmazsan dönüp herşey seni bulur Sarah " diyerek uçuşan kara bir gölgenin kötü korkan nefesi , sesi tenime nüfus etmişti. İrkilip diken diken olan tüylerimi okşuyordum. Yüz ifadem ağlamaya çok yakın bir halde titreyen sesimle "tüm bunlar gerçek mi , neden sizi duyuyorum görüyorum " diye cevap alamayacağım soruyu sordum onlara..
Ruhlar birleşti etrafımda beni sarmışlardı.
Heryer karanlığa boğuldu ,
" Hermes diğer Olympos ( Olimpos) tanrıları ile bir anlaşma sağladı. Antlaşmaya kanlarla her bir tanrı imzasını bıraktı. Uranüste düzenlenen antlaşmadan sonra Hermesten kendine yüzyıllar sonrası için bir elçi atamasını istediler. Seni seçti. Antlaşmayı yıllarca kendi çıkarları uğruna kullanabilmek için , şartlandırdılar. Titanlar savaşı sonrası Hermes"e hepsi taraf olmuştu. En zeki en hızlı , en perspektif düşüneni olduğundan onu dışlanmışlardı."
" Peki neden beni seçti , benim bununla ne alakam var ? Ben o dünyadan değilim"
" Hermes Zeusun habercisiydi. Ruhlara yani bizlere haberler getirir bizlerden kehanetleri toplar tanrılarla paylaşırdı. Hades dışında sadece bizimle konuşabilen oydu. Ve klanlar..." Etrafımda hızlanmaya başlayarak anlatmaya devam etti..
" Senin bir klanın var ,"
" Bundan bahsetti bana böyle birşey yok! Bunların hepsi hayal!!!"
" Senin klanın başka bir boyutta. Antlaşma olmadan önce düzenlenen maddeler arasında klanların , antlaşma bozulana dek ya içinizde hapsolması ya da katledilmesiydi" sesi yükselerek beni böldü.
" Neee!!! Bu nasıl bir adaletsizlik. Hermesi bu kadar çaresiz bırakmalarının sebebi neydi ? " İnanmak istemiyordum ama herşeyi bilmem anlamam gerekiyordu.
" Hermes katladilmenizi istemedi. Tanrıların yeniden can vereceklerinin garantisini vermiyordu Hermes böyle bir riske girmek istemediğinden tanrılar başka bir oyun oynadı. Merkürde kurulan koloninin dünyaya sürgün edilmesiydi istenilen... Hermes buna da karşı çıkınca tüm klanlar ve sahipleri diğer onbir burç ve tanrılarıyla galaxiler arası bir savaş çıktı. Biz ruhlar hermesin dünyadaki eli olduğumuzdan biz de yer alıyorduk. Klanlar varken sayılar çok fazla neredeyse onlarla eşittik. Zeus bir şekilde klanları katletti. Hermes' i ilk defa orada ağlarken görmüştük. Gök gürültüleri eşliğinde, hüsrana uğramış, mezarlarımıza döndük. Tek birşeyi atlamışlardı. Hermes kendine bir elçi , Merkür için bir varis atamıştı.. bir önceki maddede varise ve klanına asla dokunulamayacağı yazıyordu. Bu nedenle senin klanın hala hayatta. İçinde veya başka bir boyutta." Sesi ürkütücü ruh korkunç bir şekilde başımı döndürerek beni fazlasıyla aydınlatmaya başlamıştı.
" Hermese güven"
Şimdi anlamaya başlamıştım. Ormanda beni kurtaran kadın. Ve seranın önünde görüldüğü iddia edilen su kız. Benim klanım olabilirdi. Pelerinle yüzünü göstermeyen , koşarak benden kaçan kişi aslında bendim.
Hermes' i defalarca reddetmiştim.
Şuan herşeyi biraz olsun kabullenmiş ve inanmıştım." Hermes'e ulaşmam gerekiyor . Onunla konuşabilir miyiz , ona temas gönderebilir misiniz peki ?"
Kahkaha geldi birtanesinden..
"O hep seninle.."
"Sen görmek iste"
O sırada bir el beni kolumdan tutup yere düşürdü. Dizlerim mezar kenarındaki taşa gelmiş ve sızlıyordu. Kafamı kaldırırken beni tutup ayağa geri kaldıran Marcus'la Şanel'den başkası değildi.
" Sarah , sen kiminle konuşuyorsun ? Sarah senin mezarlıkta ne işin var!" Aşırı derece de korkmuş korkudan nefes nefese soruyordu.Ambulans sesi gelmeye başlamıştı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merkür'ün Son Vârisi ( Burçlar ) seri 1
Fantasía♊ Kitapta ikizler burcu olan Sarah , Hermes'in son elçisi ve Merkür'ün son vârisi olduğu için , dünyada mezarlıklardaki ölüler ve ruhlar tarafından rahatsız ediliyor. Tüm bunlardan habersiz olan Sarah'i ailesi bir kliniğe kapatmak üzereyken bazen rü...