9. BÖLÜM

361 31 37
                                    

LÜTFEN OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN.

Keyifli okumalar!

Bölüm Şarkıları;
Sezen Aksu - Küçüğüm
Teoman - Çoban yıldızı
Toygar Işıklı - Korkuyorum

Bölüm Şarkıları;Sezen Aksu - KüçüğümTeoman - Çoban yıldızı Toygar Işıklı - Korkuyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


9. BÖLÜM

İnsanlar sevginin kalpte gerçekleştiğini düşünürdü, lakin sevginin asıl yuvası beyindi.

Bir insanın bazen gülüşü akılda kalırdı, bazen cümleleri, bazen yüzü ve bazen tavırları. Beyin her kareyi hafızada tutar ve O insan düşünüldükçe o güzel görüntüleri önümüze sunardı.

Sevgi, beynimizin bizi içine düşürdüğü bir tuzaktı. Kalp ise beynimizin günahını kabullenen bir zavallı.

Sevginin en kolayı, insanın yüzüne duyulan sevgiydi. Yüz güzelliği bir süre sonra bıkkınlık hissi uyandırırdı, insanlar her gün aynı tabloyu izlemek istemezdi.

Sevginin en zoru ise tavırları sevmekti. Tavırlarımızın samimiyeti, ruhumuzu gösterirdi ve tavırlarını sevdiğimiz birinin ruhuna aşık olurduk. İnsanlar bir yüzü izlemekten sıkılırdı, evet. Lakin eğer o yüzün ervahını seviyorsa, o sıkıldığı tablo her baktığında O'na cenneti hatırlatırdı.

Aşk, sevginin karşılık bulan haliydi. Aşk, iki beyinin suçunu üstlenen iki kalp ile gerçekleşirdi.

Her insan aşık olur muydu?

Bunu merak ediyordum.

Hayır, Aslı. Sen, senin aşık olup olmayacağını merak ediyorsun.

Doğrusu buydu.

Bir gün gerçekten sever ve sevilir miydim?

Hayır, Aslı. Prens seni sever mi diye merak ediyorsun.

Gerçeklerle yüzleşmeyi artık sevmiyordum.

Ellerimi tutan ellerini ve kalbinin atışlarını hissediyordum. Rüyalarda dokunma duyumuzu algılamazdık değil mi?

Bu anın rüya olmasından korkuyordum. Buzdan cehennemde kilitli kalmaktan korkuyordum.

Ellerimdeki anahtarları Prens'in avucuna bırakmıştım, omuzlarımdaki yük artık O'nun kamburuydu. O cehennemde donmayı istememiş, yanmayı göze almıştım. Buzdan cehennemin üzerime damlayan sularında boğulmaktan kaçmıştım.

Ya bu sefer de göz yaşı gölünde boğulursan, Aslı?

Prens beni kurtarmaz mıydı?

Karanlığın Sesi buna cevap vermiyordu.

Harelerinin bana büyük bir beklentiyle baktığını görüyordum. Dudaklarıma acı dolu bir tebessüm serpildi. Bu tebessüm korkunun tebessümüydü. Bir gün pişman olmaktan korkuyordum.

KÜÇÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin