16. BÖLÜM

296 27 42
                                    

LÜTFEN OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN!

Keyifli okumalar.

Bölüm Şarkıları;
İl Divo - Isabel
Yıldız Tilbe- Buz Kırağı
Mor ve Ötesi - Küçük Sevgilim

16. BÖLÜM

İnsanoğlu baş edemeyeceği her şeyden kaçardı.

Üzüldüğünde, kırıldığında, öfkelendiğinde ve kendini çıkmazda hissettiği her zaman diliminde kaçardı.

Kimileri, uyuyarak gerçekleştirirdi bu kaçışı. Göz kapakları harelerini örttüğünde her şeyin geçeceğine inanır, bu kaçışın sonunda yeniden uyanacaklarını görmezden gelirlerdi.

Kimileri, bir insanın gözlerine bakmaktan kaçarlardı. O iki hareyi görmemek için sokak sokak gezerler, sonları yine O iki hareye açılırdı.

Kimileri, düşüncelerinden kaçardı. Avuçları arasına sıkıştırdıkları bir şişenin içindeki zehirde deva ararlar, sonunun daha beter olacağını bile bile içerlerdi o zehri.

Kimileri ise susardı.

Uyuyanlar duygularından kaçardı; Gözlerden kaçanlar yarattığı hasardan, içenler ise düşüncelerinden. Lâkin susanların ne'yden kaçtıklarını bir tek kendileri bilebilirdi.

Prens çok uzun süredir susuyordu ve neden kaçtığını bir tek kendisi biliyordu.

Önce kurduğu cümleler azalmıştı,sonra yediği yemekler. Sonraları ise eve geldiği saatler.

Eve ilk geç geldiği akşam, işlerinin olduğunu söylemişti ve ben buna inanmıştım. Söylediği her şeye inandığım gibi.

Şimdiyse saat gece 03.07'yi gösteriyordu.

Eve geç geldiği 4. akşamdı ve ben bu gece uykuma yenik düşmüştüm. Harelerimi araladığımdaysa yatak hâlâ boştu.

Göz kapaklarım harelerimi perdelerken, geleceğine ve gözlerimi araladığımda O'nu göreceğime inandırmıştım kendimi.

Yanılmıştım.

Sırtımı yataktan ayırıp kuruyan boğazımın ağzımda bıraktığı hissi tükürüğümle geçirmeye çalıştım. Su içmeden geçecek gibi değildi. Elimi komodinin üzerine uzattım.

Bu akşam yanına su almadın, Aslı. Unuttun mu?

Unutmuştum.

Ayaklarımı yataktan sarkıttım ve buz gibi parkenin beni ayıltmasını bekledim bir süre. Aşağı inip suyumu içtikten sonra O'nu arayacaktım çünkü O beni hiç aramamıştı.

Aradığında duyabilmek için zil sesini sonuna kadar açmıştım halbuki.

Odadan çıkmadan önce, pufun üzerine bıraktığım hırkayı omuzlarıma geçirdim ve esnememi parmaklarımın ardına gizledim.

Yarım yamalak uyuduğum 4. geceydi.

Terliklerimi de aşağıda unutmuştum. Ayaklarım üşüyordu.
Küçük adımlarla odadan dışarı çıktım ve merdivenlere yöneldim.

Aşağı inecek, bir bardak su içecek ve O'nu arayacaktım.

Bütün planım bundan ibaretti.

Lâkin planlarımın üzerine devrilen domino taşlarının gürültüsü zihnimi dolduruyordu.

Merdivenin trabzanına dolanan parmaklarımın titrediğini ve kalbimin korkuyla hızlandığını hissettim.

Evde biri vardı ve ben kim olduğunu bilmiyordum.

KÜÇÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin