26. BÖLÜM

175 15 28
                                    

LÜTFEN OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN!

Keyifli Okumalar!

Bölüm Şarkıları;
Oya&Bora - Bana Bir Masal Anlat Baba
Manuş Baba - Dönersen Islık Çal

26. BÖLÜM

Derlerdi ki; iyi düşün iyi olsun.

Kötü düşüncelerin kötülüğü çağıracağına, iyiyi ummanın kötüyü yok edeceğine inanırlardı.

Hiç bir zaman iyimser bir insan olmamış, bütün kötülükleri ruhumun gizli mabedinde taşıdığıma inanmıştım. Doğuştan lanetliydim sanki, daha annemin rahmine düştüğüm ilk gün lanetlenmiştim.

Uyandığım her sabah, o gün başıma gelecek bütün felaketler gözümün önünde birer birer uçuşur ve ben yatağımdan hiç kalkmadan ömrümün son gününün gelişini beklemek isterdim.

Ömrümün her anının kötülüklerle dolacağını düşünür, gülümsemekten korkar, kahkahalarımın ardından gelecek yaşlarımın yolunu gözlerdim.

Prens'le tanışana dek, iyiliğin bana uğrayacağına ihtimal vermemiş ve Prens'in kalbiyle tanıştığım ilk gün güzelliğe kapılarımı açmıştım.

Bana önce yaralar açmış sonra kendi açtığı yaralarla birlikte bütün acılarımı; elleriyle, cümleleriyle, dudaklarıyla yavaş yavaş iyileştirmişti. Bununla da kalmamış, bana iyiliğin gerçekten varolduğunu ve artık kötünün geleceği günü beklemekten vazgeçmem gerektiğini göstermişti.

Ben, yıllarca inandığım ve yıllarca da peşimi bırakmayan kötülüğü kapı dışarı etmiş, pencerelerimi iyiliğe açmıştım. Artık her şey iyi olacak, güzellikler beni bulacaktı.

Artık hayatımda kötülüğe, gözyaşına ve kedere yer yoktu zira ben o kadar yorgundum ki, tek bir kayıp daha beni mahvederdi.

Öyle sanıyordum.

"Kek mi yapıyorsun, yoksa kek mi oluyorsun belli değil?" Dedi Samet yüzündeki tebessümle. Sorusunda haklıydı çünkü un, kek harcının olduğu kapta olmak yerine yüzümün her yerindeydi. "Beni yersin işte, fena mı?" Kaşları keyifle yukarı doğru kavislendi ve vakit kaybetmeden ellerini belime dolayıp boynuma bir öpücük kondurdu. "Çok cezbedici bir teklif. Kabul ediyorum!" Kıkırdayıp başımı omzuma doğru yatırırken bir taraftan da söylendim. "Dur ya, zaten yapamıyorum. İyice mahvolacak şimdi."

Son öpücüğünü şakağıma bırakıp geri çekildi. "Tamam tamam kızma!" Unu sonunda kaba doğru düzgün bir şekilde boşalttım ve karnıma sıçrayan tanecikleri savurdum.

"Yorulduysan, ben devam ederim?" Dedi yanımdaki sandalyeye yeniden kurulup. Başımı sağa sola sallayıp karıştırmaya devam ettim. Haftalardır yatıyordum ve bugün ilk kez, kendi doğum günüm için kendime pasta yapacaktım.

Evet, bugün doğum günümdü ve bebeğimiz tam 4 aylıktı.

Düşük riskimin, ilk 3 ayı atlattıktan sonra bir anda yok olacağını düşünmem aptallıktı ve ben bunu, iki hafta önce gittiğim kontrolümde öğrenmiştim. Risk hâlâ devam ediyordu. Haftalardır yataktan sadece yemek ve tuvalet ihtiyacı için çıkmak bir işkenceydi. En ufak bir hareketimde, yanlış bir uyuma pozisyonunda, azıcık yorulmamda hemen telaşlanıyor ve doktorumu arayıp ne olduğunu anlatıyordum.

Hatta gecenin bir yarısı, "Doktor Hanım, ben sağıma doğru çok hızlı döndüm. Bir şey olmamıştır değil mi?" sorusu için dahi aramıştım kadını. Beni nasıl hâlâ engellememişti şaşıyordum doğrusu.

KÜÇÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin