14. BÖLÜM

351 26 46
                                    

LÜTFEN OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYINIZ!

Keyifli Okumalar.

Bölüm Şarkıları;
Berk Baysal - Yaralarını Ben Sarayım
Model - Ağlamam Zaman Aldı
Mor Ve Ötesi- Küçük Sevgilim

Bölüm Şarkıları;Berk Baysal - Yaralarını Ben SarayımModel - Ağlamam Zaman AldıMor Ve Ötesi- Küçük Sevgilim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

14. BÖLÜM

Doğmak ve Ölmek.

Uzun bir yolun başı ve sonu.

Gürültülü bir merhabanın sessiz sedasız vedası.

Bir kitapta okumuştum, insanların doğdukları gün ölecekleri yazıyordu. Doğum günümüz her zaman ölüm günümüzün bir adım uzağındaydı.

Doğduğumda sevinçle mi karşılanmıştım bilmiyordum lakin öldüğümde arkamdan ağlayacak insan sayısının bir elin parmağını geçmeyeceğinden emindim.

Tıpkı doğum günümü kutlayan insanların bir elin parmağını geçmediği gibi.

Evet, bugün 7 Şubat'tı ve benim doğum günümdü.

Prens'in korktuğu ve dilek haklarını iyi geçmesi için harcadığı gün.

Doğum günlerimi ablam ve yengem bir olup kutlarlardı her zaman. Beni zorla dışarı çıkartır ve bir pastanın üzerine yaşım kadar mum koyar, gerçek olmayacağını zannettiğim bir dileği tutmamı isterlerdi.

Gerçek olmayacağını zannediyordum lakin o dilekler gerçek olmuştu. O kaleden kaçmış ve beni seven Prens'le birlikte Çirkin Cadı'dan kurtulmuştum.

Tenimde hissettiğim dudaklarla araladım gözlerimi. Harelerinde saf bir sevinç ve endişe kol geziyordu ama bunun nedenini düşünmek için henüz uykum dağılmamıştı. "Günaydın, Küçük." Tebessüm ettim ve yanağına hızlı bir öpücük bırakıp geri çekildim. "Günaydın."

Ayağa kalktı ve üzerindeki gömleğin kollarını düzeltti. "Ben hazırlıyorum kahvaltıyı," Dedi başıyla kapıyı gösterip. "İşlerini bitirince gelirsin sende." Başımı salladım ve esneyişimi parmaklarımın ardına gizleyerek doğruldum.

Saçlarımın arasına bir öpücük daha bıraktı ve odadan çıktı. Bir kaç saniye öylece baktım arkasından. Prens'le aldığım ilk yaştı ve ben içimdeki bütün huzursuzluklardan arınmıştım.

O ilacı içmemiştim o günden sonra, çünkü beni yakalamıştı.
O an hissettiğim tek şey utançtı. Yerin binlerce kat dibine girebilecek kadar utanmıştım ve hâlâ utanıyordum.

Göz göze geldikten sonra, saatler önceki gibi bir kavga edeceğimizi düşünmüştüm lakin yaptığı tek şey, bana büyük bir kırgınlıkla bakmak ve arkasını dönmek olmuştu.

Bakışlarını gördükten sonra, O'nun yanında her zaman hızlı olan kalbimin yavaşladığını hissetmiştim. Kendimi nasıl affettireceğimi bilmiyordum. Peşinden gitmiş konuşmaya çalışmıştım ama konuşmak istemediğini ve uyuyacağını söylemişti.

KÜÇÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin