Bölüm 33

16K 685 9
                                    

BÖLÜM 33

Üretmek ve bitirip büyütmek, kendine maletmeden büyütmek, hiçbir şey beklemeden davranmak, zorlanmadan yola koyulmak, budur işte en üstün erdem.

(Lao Tzu)

ÖLÜMCÜL SARMAŞIKLAR

Tüm bedenimi ileriye doğru iterek koşuyorum. Jade'in yardım isteyen sesi beni her geçen saniye daha çok telaşlandırıyor.

Joel'de tıpkı benim gibi hızlı koşuyor. Ancak daha ormana varamadan yoruluyor.

Çünkü o bir cinsiyetli. Ormana vardığımda sesin ne taraftan geldiğini bulmaya çalışıyorum. Kendi etrafımda bir çok kez tur atıyorum. 5.bölge yaz aylarında bolca yağış alan bir yer. Yağmur taneleri gri pullu derimi delercesine üzerime düşüyor.

'' Jade.'' Diye haykırıyorum ve sesim yeşil yapraklı ağaçlar arasında yankılanıyor.

'' Jade.'' Diyorum tekrar etrafıma bakarak. Orman etrafımda dönüyor. Sarı pelerinim sırılsıklam oluyor.

'' Ametist. Ametist, yardım et!'' diyor ses.

Sesin geldiği yöne doğru tekrar koşmaya başlıyorum.

Görüş alanımı kapatan ağaç dallarını ellerimle iteliyorum. Sarmaşıkların olduğu alana geldiğimde gördüklerime inanamıyorum. Yeşil sarmaşıklar Jade'e ve Topaz ' ı esir almış ve tüm vücutlarını sarmaya başlamış. Sarmaşık metrelerce uzunluğunda ki bir yılandan oldukça farksız.

Sarmaşık Jade'in ve Topaz 'ın bedenini daha sıkı sarmaya devam ediyor.

Topaz, '' Nefes alamıyorum.'' Diye yakarıyor ve ardından sarmaşık Jade'in kafasını sarmaya başlıyor. Jade'in gri yüzü hızla morarıyor.

Jade'in yüzü gözükmüyor ve sarmaşığın arasında sır oluyor.

'' Jade.'' Diye bağırıyorum tekrar. Ne yapabilirim diye düşünüyorum.

'' Balta ora..'' demeye çalışıyor Topaz.

Ancak sarmaşık Topaz ' ında kafasını sarıyor ve yüzü gözükmüyor. Her ikisinin de bedenleri sarmaşığa esir oluyor. Etrafıma bakınıp baltayı arıyorum ve ağacın dibinde ki baltayı görüyorum. Sarmaşığın dallarına iki kez vuruyorum ancak işe yaramıyor. Sarmaşığın dalları tıpkı bir kırbaç gibi bedenime vuruyor. Geri çekiliyorum. Sarmaşığa tekrar saldırıyorum. Sarmaşık daha çok kasılıyor, Jade ve Topaz'ı gereğinden fazlaca sıkıyor. Bu sarmaşık en az Titanux canavarı kadar güçlü ve ölümcül.

Sarmaşığın dalları korkunç sesler çıkararak üzerime doğru geliyor ve bana vuruyor. Saldıran bir sarmaşık... Oldukça acımasız. Ardından yan taraftaki ağaca doğru savrulup, yere düşüyorum. Canım yanıyor. Ciğerlerimdeki tüm hava boşalıyor. Kafamı sertçe ağaca vuruyorum. Ellerim ensemde geziniyor. Doğrulmaya çalışıyorum. Kısık olan gözlerimi açtığımda Turmalin' in cesedi ile göz göze geliyorum. Tüm bedenimi silkeleyerek yerden kalkıyorum. Üzerimdeki sarı pelerin gri kan ile boyanıyor. Bu Turmalin 'in kanı. Göz bebeklerim büyüyor ve kalp atışlarım hızlanıyor. Turmalin gri kanlar içerisinde yatıyor. Yüzü morarmış. Sarmaşık boynuna dolanıp onu boğmuş.'' Olamaz.'' Diyorum damarlarımdaki kanım şakaklarımda zonklarken.

'' Olamaz!'' Zavallı Turmalin. Sarmaşığın her bir dalı Turmalin 'in bedenine saplanmış tıpkı bir bıçak gibi.

Delik deşik bir beden.

Gri kana boyanmış bir beden.

Çığlık atmamak için kendimi zor tutuyorum ve kanlı ellerimle ağzımı kapatıp hıçkırıklarımı durduruyorum. Geriye doğru sendeliyorum. Kısa süre sonra Jade aklıma geliyor. Yerdeki baltayı alıyorum ve sarmaşığın zayıf noktasını arıyorum.

'' Kök.'' Diyorum fısıldayarak.

Sarmaşığın kökünü gözüme kestiriyorum. Sarmaşığa doğru hızla koşuyorum. Sarmaşık bir dalını daha üzerime doğru savuruyor ama eğilerek darbe almaktan son anda kurtuluyorum. Baltayı havaya kaldırıp sertçe sarmaşığın köküne vuruyorum. Yeşil sıvı boşalmaya başlıyor ve sarmaşık korkunç sesler çıkarıyor. Orman yeşil sıvının etkisiyle çürük et gibi kokuyor. Cinsiyetsizler haricindeki her şey berbat kokuyor.

Baltamı tekrar kaldırıp sarmaşığın köküne doğru ikince kez vuruyorum. Kökü neredeyse kopacak noktaya geliyor. Ardından orman sarmaşığın ürkünç sesiyle yankılanıyor. Üçüncü ve son hamlem için baltamı tekrar havaya kaldırıyorum fakat sarmaşığın dalı ayağıma hızla vuruyor ve yere düşüyorum. Toprak yağmur taneleri sayesinde ıslak.Daha sonra sarmaşık ayağıma dolanıyor ve beni ıslak toprak üzerinde sürüklüyor. Sürüklenirken baltanın sapını güçlükle yakalıyorum. Sarmaşık beni havaya kaldırıyor. Tüm bedenimi sarmaşıklar sarmaya başlıyor. Sarmaşığın köküne doğru bakıyorum. Baş üstü havada asılı kalmak hiç hoş değil. Kan beynime sıçramışcasına başım dönüyor. Sarmaşık sol kolumu da esir alıyor. Çırpınıyorum lakin çırpınmak bu noktada hiçbir işe yaramıyor.

Ayak sesleri kulağıma ulaşıyor. Etrafa baktığımda Şakşakcının sarmaşığa doğru yaklaştığını görüyorum.

"İşte buradalar! Onları bulduk,işte buradalar!"

Diyor şakşakcı.

Şak! Şak! Şak!

Şakşakcının sesini duyan Jeff ve Olivin gmrüş alanıma giriyor. Şakşakcının boynundaki mavi çaputa sıkıca sarılışını ters bir şekilde görüyorum.

Olivin ' in elinde oklar ve yay var. Okunu yayına özenle yerleştirip yaratığın gövdesine fırlatıyor. Ok yaydan çıkıyor ve sarmaşığın gövdesine saplanıyor. Jeff elinde ki kılıçla sarmaşığa sert bir darbe indiriyor. Sarmaşığın toprakla bir bağı kalmıyor. Sudan çıkmış balık gibi çırpınıyor. Sağa ve sola doğru düzensizce savruluyorum. Bedenim etraftaki ağaçlara çarpıyor. Burnumdan gri kanlar boşalıyor. Belki de sayısızca kemiğim kırılmıştır. Bilmiyorum. Olivin 'in öğrettiği sağlam beden kuralını düşünüyorum ve uygulamaya çalışıyorum ancak başarısız oluyorum. Daha sonra sarmaşık aniden soluyor. Tıpkı rüzgarda savrulan bir yaprak gibi ıslak toprağın üzerine devriliyor. Metrelerce yüksekten yere çakılıyorum. Topaz ve Jade ' de tıpkı benim gibi yere çakılıyor. Onların iniltilerini duyabiliyorum. Son gördüğüm yüz Turmalin ' in gri ve yeşil kanın dans ettiği yüzü oluyor. Son duyduğum ses ise şakşakcının zihni delip geçen alkışları...Göz kapaklarıma engel olamıyorum. Dünyam bir anda kararıyor.

Şak! Şak! Şak!

Sessizlik bedenime hakim oluyor.

CİNSİYETSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin