Bölüm 45

22.8K 622 4
                                    

Bölüm 45

ÇIĞLIK ORMANI

Huysuz gardiyan sertçe yere çarpıp metrelerce sürüklendikten sonra bir ağaca çarparak durmayı başarıyor. Sarsıntının etkisiyle savrulup duruyorum. Huysuz gardiyana ne kadar sıkı sarılırsam sarılayım dengemi kaybediyorum ve yuvarlanarak gardiyandan iniş yapıyorum. Zedd'de düşüyor.

'' Oh,'' diyorum. Canımı kaybetmeyerek iniş yapmayı başardığımız için. Çimenin üzerinde doğrulup etrafa göz atıyorum. Her yer yeşil yapraklı ağaçlar ile dolu. Kar yağışı çığlık ormanında da devam ediyor.

Huysuz gardiyan sırtında bulunan Olivin ve Topaz'ı çimenlere savurup derhal kanat çırpmaya başlıyor ve acı çekerek çığlık ormanını terk ediyor. Şaşkınlıkla huysuz gardiyanı seyrediyorum. Olivin'ın sızlanışı kulaklarıma tıpkı bir işkence gibi. Zedd, çimenlerin üzerinde doğruluyor ve yerde kulaklarını tıkayarak kıvranan Topaz ve Olivin'a bakıyor.

'' Yardım edin!'' diyor Topaz. Topaz'ın gözlerinden yaşlar gelmeye başlıyor.

'' Lütfen!'' diyor olivin gözlerimin içine acıyla bakarak.

'' Yardım et!''

Ellerim titremeye başlıyor. Ne yapacağımı bilemiyorum.

'' Bu şekilde daha fazla dayanamazlar. Çığlık ağaçlarının çığlıkları bir insanı önce sağır eder sonra aklını alır en sonunda da öldürür.'' Diyor Zedd .

''Bunu nereden biliyorsun? Daha önce çığlıklar yüzünden ölen bir insan gördün mü Zedd?'' diye çemkiriyorum. Zedd yeri işaret ediyor. Çimene saplanmış olan bir kafatası görüş alanıma giriyor. Vücut ısım aniden soğuyor ve korkuyorum. Ayağımın altındaki çimeni kurcaladığımda bir sürü insan iskeletinin çığlık ormanına zemin oluşturduğunu görüyorum. Ellerimle şaşkınlıktan açık kalan ağzımı kapatıyorum. Çığlık atmamak için kendimi tutuyorum. Zedd,

''Birde şuraya bak sırdaş,'' diyor dalga geçerek Olivin'ın kulaklarından akan gri kanı işaret ediyor. Diz çöküp ellerimle Olivin'ın kulaklarını tıkıyorum. Elimden başka ne gelir ki. Olivin avuçlarımın arasında çırpınıyor. Canım yanıyor. Zedd söylediklerinde sonuna kadar haklı. Çığlıklar Olivin'ın kulaklarına zarar vermeye başlamış bile. Gri kan avuçlarımı hem ısıtıyor hem de ıslatıyor. Panikliyorum. Olivin'ı ilk kez acı çekerken görüyorum.

'' Zedd!'' diyorum çığlık atarcasına.

'' Bir şeyler yap! Yoksa ölecekler.''

Zedd ileri geri ritmik adımlar atarak beyaz saçlarını karıştırıyor.

'' Düşünüyorum... Düşünüyorum... Bir dakika!''

''Acele et Zedd,''

''Sessiz ol dikkatimi dağıtıyorsun sersem.'' Diye azarlıyor Zedd . Sessiz olmaya çalışsam Olivin'ın acı çeken bakışları bana engel oluyor. Olivin'ın kafasını dizlerimin arasına alıp düşünüyorum ve etrafa göz atıyorum. Birkaç yüz metre kadar uzaklıkta bir nehir görüş alanıma giriyor.

''Zedd!'' diyorum tekrar.

'' Bir susmadın Ametist.'' Diyor Zedd çenesini sıvalayıp düşünmeye devam ederken yere düşen kar tanelerini ayağıyla eziyor. Zedd'i umursamayıp ayağı kalkıyorum. Olivin ve Topaz'ı nehre kadar taşıyabilirsem ölümden kurtulabilirler. Suyun yoğunluğu çığlık seslerine kalkan olabilir. Topaz ve Olivin'ı pelerinlerinden yakalayıp iki elimle nehre doğru sürüklemeye başlıyorum.

'' Ne yapıyorsun sen?'' diye soruyor Zedd.

'' Senin ampulünün yanıp bir fikir üretmesini beklersek çoktan ölmüş olacaklar. Onların hayatlarını kurtarıyorum. Sende bir işe yarasan iyi olur.'' Diyerek bağırıyorum. Dudaklarımı sıkıp Topaz ve Olivin'ın var gücümle sürüklüyorum. Alnımdan boncuk boncuk akan terler çimeni ıslatıyor.

CİNSİYETSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin