Bölüm 51

4.6K 623 96
                                    

BÖLÜM 42

GELECEKTEKİ GÜN

Ben, barış İçin savaşmak istiyorum.

(Albert Einstein)

Kar taneleri karanlıkta ışıl ışıl parıldayarak sıcak olan bedenime merhem oluyor, göğüsüm de tarifi olmayan bir acı hissediyorum. Halsiz gözlerle etrafa bakınıyorum. Sinek kasabasındayım. Burası bir tepe. Gökyüzünü kucaklayan bir tepe. Burası buz tepesi. Titanux canavarları hem cinsiyetliler ile hem de Cinsiyetsizler ile savaşıyor. Bitmiş bir savaşın ortasındayım. Topaz'ı görüyorum, yayını ustaca kullanarak Titanux canavarını ölüme sürüklüyor. Annemde Topaz'a yardım ediyor. Topaz ve annem son Titanux canavarını öldürüyor.

''Anne !'' demek istiyorum usulca fakat başaramıyorum. Kanım damarlarımda donmaya devam ediyor adeta, Kalbim hızla çarpıyor, ellerim buz kesiyor. Titanux canavarlarının alevi kar tanelerini eritiyor. Siyah bulutlar gökyüzü esir almış. Cinsiyetliler ve cinsiyetsizlerin dost olduğu ve zorluklara karşı geldiği bir dünyadayım. Burası kesinlikle Zenon dünyası olamaz çünkü Zenon halkı cinsiyetsizleri asla sevmez. Yaralanıyorum. Kime ait olduğunu bilmediğim eller vücudumu keşfediyor ve sızlayan göğüsümün üzerinde duraksıyor. Gözlerimi kırpıştırarak karanlıkta ki adama bakıyorum. Dolunayı gölgede bırakıyor adam. Devasal boyutta uzun boylu. Göğüsümde ki kılıca dokunuyor adam ve canım daha çok yanıyor. Kükrüyorum. Gri kanlar sarı olan pelerinimi müthiş düzeyde kirletiyor. Ellerimi sızlayan göğüsüme götürüp canıma acıtan adamın ellerimi kavrıyorum ve iteliyor. Ancak adam göğüsüme daha çok bastırarak beni zapt etmeyi başarıyor.

Adam'ın dudakları görüş alanıma giriyor , bir şeyler fısıldıyor ancak anlayamıyorum, kulaklarım çınlıyor. Zihnim en az bakışlarım kadar donuk. Gözleri gözlerimle kesişiyor adamın... Bir çift kırmızı göz. Acı ve öfkeyle dolu bir çift kırmızı göz. Derin derin soluklanarak '' Yapma!'' diyorum kırmızı gözlü adama. Çınlama sesi duruyor ve nihayetinde kendi sesimi duyabiliyorum.

'' Öleceksin!'' diyor .

'' Öleceksin!'' Ve yaramın üzerine bastırıyor adam. Bu adam bir cinsiyetsiz. Bu Akik.

'' Akik!'' diye fısıldıyorum acıyla.

'' Öleceksin Ametist!''

''Lütfen beni öldürme!'' diye yalvarıyorum Akik'e. Bilinç altı rüyam gerçek oluyor.

''Sen neyden bahsediyorsun? Daha fazla çırpınma. Hareket etmeye son ver! Yoksa öleceksin. Kan kaybediyorsun. Unutma, daha yarım kalan bir Final düellomuz var. Hiçbir yere gidemezsin. Benden kurtulamazsın. Anladın mı?''

'' Ne ?'' diyorum afallamışçasına. Annem ve Topaz yanıma geliyor.

''Beni öldürmeyecek misin?'' diye soruyorum. Akik'in bana gerçekten yardım ettiğinden emin olmaya çalışıyorum.

'' Kız kardeşimi o yaratıklardan kurtarmış olan birini neden öldüreyim?'' diye soruyor Akik. Soruma, soruyla karşılık veriyor.

''Bana ne oldu?'' diye soruyorum merakla.

Annem soğuk parmak uçlarımı öpüyor. ''Lapis, seni yaraladı ama merak etme, iyileşeceksin.'' Diyor. Annem hıçkırarak ağlamaya başlıyor.

''Ama o ölmüştü. Düştü. Kayalıklardan düştü. Onu gördüm.'' Diye bağırıyorum.

'' Sen öyle san. Üçe kadar sayacağım, kes sesini ,hazır ol ve dayanıklı ol.'' Diyor Akik ve sarı pelerininin cebinden tüpe koyulmuş yeşil bir sıvı çıkarıyor.

'' O da ne?'' diye soruyor Topaz.

'' Bu bir maydanoz ağacı suyu.'' Diyor ve Topaz'a aldırış etmeden sayıyor.

CİNSİYETSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin