26

1.6K 114 85
                                    

+30 vote, +70 yorum.

Geçen sefer yorum yazmadığınıda sınır koyacağımı söylemiştim ve maalasef geçen bölüm yapmadığınız için bu bölüm sınıra geçiyorum. Hayırlı uğurlu olsun.

__________

"Iseul?! Tanrım, çok şükür iyisin."

Sabah Yoongi gittikten sonra verdiği telefon sayesinde Iseul, I-Seo'la konuşarak öğleden sonra her zamanki deniz kenarındaki kafede buluşma kararı almışlardı.

I-Seo arkadaşını gördüğü anda heyecanla yanına gelerek Iseul'a sarılmadan önce derin bir nefes vermişti.

"Merhaba Seo."

Donuk bir tonda ona gülümsemeye çalışarak cevap verdiğinde I-Seo'nun kaşları çatıldı.

"Merhaba ve nasılsın gibi şeyleri boş veriyorum çünkü iyi olmadığını görebiliyorum."

Kesinlikle değildi. Güvende ve özgür olsa bile Iseul kendisini inanılmaz derecede rahatsız hissediyordu.

"Seni çok merak ettim ama şükürler olsun iyisin. Yani fiziksel olarak."

Seo kendini düzeltip tekrar konuştuğunda Iseul masayı es geçerek sahile doğru yürüyüp kumların üzerinde oturdu. I-Seo yanında oturduğunda genç kız gözlerini kapatıp sadece denizin sesini dinleyerek rahatlamaya çalıştı.

"Daha sonra meditasyon yaparsın, şimdi lütfen bana olup biteni anlatır mısın? Kafayı yemek üzereyim meraktan."

"Telefonda anlattım zaten Seo?"

"Sadece 'Yoongi'nin evindeyim, endişelenme, iyiyim' dedin. Sonra amcamlara ne diyeceğim diye benden yardım alıp öğleden sonra kafede buluşalım diyip telefonu yüzüme kapattın. Sence bu bir açıklama mı?"

Konuşmadan önce titrek bir nefes vererek gözlerini açtı Iseul. Dudaklarını yaladıktan sonra başını kaldırıp arkadaşına baktı.

"Iseul?!"

I-Seo dolu gözleri gördüğü anda kaşları kalkarak yüzü şaşkın bir ifade almıştı. Iseul kendini tutamadan ağzından bir hıçkırık kaçtığında ona sarılarak ağladı.

Aynı şekilde Seo da ona sarılırken saçlarını okşayarak bir kaç dakika boyunca hiç bir şey söylemeden öylece rahatlamasını bekledi.

"Ne oldu Iseul? Neyin var güzelim?"

Iseul başını arkadaşının göğüsünden yavaşça çektiğinde Seo elini ıslak yanakalara koyarak yaşlarını silmeye yardım etti.

"Hadi anlat bana? Ne oldu?"

"Hiç bir şey...ben sadece kendimi iğrenç hissediyorum. Ve bu duygu sabah o yanımdayken daha da ağır bastı."

Tekrardan ağlayarak göz yaşları arasında konuştuğunda I-Seo, Iseul'un yüzüne gelen saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı.

"O ne demek öyle Iseul?"

"Başından beri beni isteyen adam kendisiymiş Seo. Ha-Jun'dan para karşılığı beni alan kişi Yoongi'iymiş."

Son kelimesinde ağzından bir hıçkırık kaçmasına engel olamamıştı Iseul. Tekrardan kendisini durduramayıp ağlarken elleriyle yüzünü kapattı.

"Iseul...ben ne diyeceğimi bilmiyorum ama lütfen sakinleş."

I-Seo herşeyi bilmesine rağmen bir şey anlatmamak için söz vermişti Ha-Jun'a. Bunu onun için değil Iseul'un iyiliği için yapmıştı.

Only One Night ~Min Yoongi ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin