10

2.3K 116 137
                                    

Ha-Jun.

"Ha-Jun, beni gönderme, lütfen."

"Neden durdun?"

Ha-Jun, karşısında bir anda Iseul'u görünce son bir saattir altında nefes nefese kalan sarışın kadından çekilerek terle kaplı çıplak geniş omuzlarını siyah çarşafların üzerine bıraktı.

"İyi misin?"

"Dışarı çık."

"Ne oldu birden?"

Karin, bu güne kadar deneyimlediği en iyi son bir saatin sonunu böyle olacağını asla düşünmediği için kaşlarını çatarak şaşkın bir yüz ifadesiyle sordu.

"Dışarı çıkmanı söyledim."

Genç adam hâlâ sakin bir şekilde söyleyip nefesini düzenlemeye çalışırken gözlerini kapatıp neden böyle bir şey yaşadığına anlam vermeye çalışıyordu.

"Ben mi bir şey yaptım?"

Karin çaresizce karşısındaki son derece yakışıklı adamın göğsünde parmaklarını gezdirerek dudaklarına yaklaşarak cilveli sesiyle konuştu.

"Telafi edebilirim."

Genç adamın gerginliğinin üzerine daha üç saat önce tanıştığı kadının ısrarlarıda eklenince sinirle yüzü gerilmiş, sesini yükselterek kadını elinin tersiyle kendinden uzaklaştırıp, bağırarak konuştu.

"Sana çık dışarı dedim, defol."

Karin anında geri çekilerek yataktan inip odanın dört bir yanına saçılan kıyafetlerini hızlıca toplayarak dışarı çıktı.

Genç kadın çıktıktan sonra Ha-Jun yatakta oturarak ayaklarını sıcak parkelere koyup, yüzünü sıvazlayarak saçlarını elleriyle geriye taradı.

"Başkasını gönder, beni gönderme Ha-Jun lütfen."

Genç adamın kulaklarından Iseul'un sesi, gözlerinden ağlayan masum, çaresiz görüntüsü gitmiyordu. Iseul ona yalvaran ilk kadın değildi ama onu bu denli etkisi altına alan ilk kızdı.


"Neden siktiğimin her saniyesi aklımdasın? Neden?"

Genç adam ovuçlarının içiyle şakaklarına sertçe vururken dişlerinin arasından acı bir şekilde tısladı.

Bir işe yaramayınca sakinleşmek için kendini banyoya attı. Bu da hiç bir işe yaramayınca banyosunu aceleyle bitirip üzerini hemen giyinerek sabaha karşı saat altıyı geçerken ani bir kararla otele gitti.

___

I-Seo.

Elimde ayakkabılarımla kapıyı yavaşça kapatıp dağılmış saçlarımı boşta ki elimle dağıtarak büyük bir tutamını sağ tarafa attım. Boş kolidorda yavaş yavaş ilerleyerek çantamı almak adına akşam beklediğimiz odaya doğru ilerleyip kapıyı açarak içeri girdim.

"Burada mıydın?"

"Bende az önce geldim."

Yoena makyajını temizlerken aynadan bana bakarak yorgun sesiyle cevap verdi.

"Jungkook seni bayağı yormuş sanki?"

"Bana söyleyene bak."

Yeona elindeki makyaj kalıntıları olan beyaz yuvarlak pamuğu çöp kutusuna atarken kıkırdayarak söyledi.

"Hiç bir duygu kırıntısı olmayan sert seksti işte."

Only One Night ~Min Yoongi ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin