7

2.2K 127 126
                                    

Iseul.

"Gelebilir miyim Iseul?"

"Tabi, gel lütfen."

Elinde iki kupayla içeri giren I-seo gülümseyerek yanıma yaklaşıp sol elindeki gri renkli, yuvarlak, mermer görünümlü kupayı bana uzattı. Aynı bardağın siyah rengini iki eliyle tutup yatağın kenarına oturdu.

"Bu sıcak çikolata dünkü süt gibi ilaçlı mı?"

Elimdeki bardağı incelerken güldüğünü duyabiliyordum. Yüzüne baktığımda başını iki yana sallayarak gülümsedi.

"Hayır Iseul, merak etme. Dün uyumaya ihtiyacın vardı, bende normal şekilde verirsem içmeyeceğini düşündüğüm için süt'e uyuyabilmen için bir iki damla uyku ilacı attım o kadar."

"Teşekkür ederim. O uykuya gerçekten ihtiyacım vardı. Uzun zaman sonra ilk kez kesintisiz uyudum."

"Rica ederim, işe yarayacağını biliyordum. Bende gerektiği zaman onu kullanırım."

Sıcak çikolatadan küçük bir yudum alıp dudaklarımı yaladım. Başımı kaldırıp baktığımda I-seo merakla yüzüme bakıyordu.

"Çok güzel olmuş."

"Gerçekten mi?"

Dudaklarımı birbirine bastırarak hafifçe gülümseyerek başımla onayladım. Fena değildi gerçekten.

"Beğenmene sevindim. İlk kez yapıyorum. Tarif için youtube ve yaparken mutfağı alt üst etmiş olabilirim."

Buna biraz şaşırsamda belli etmeden tekrar gülümsedim. Kendiside elindeki bardaktan bir yudum aldığında gözlerini kısıp elini havada sağa sola 'idare eder' anlamında salladı. Kendisine karşı dürüst olması beni güldürmüştü.

"Ha-Jun seni ne için gönderdi?"

Sorduğum soruya karşı gülümsemesi solarken alt dudağını ısırdı.

"Beni Ha-Jun gönderdi ama benim için de bir bahane oldu... Seninle konuşmayı çok istiyordum."

Kaşlarım yukarı kalkarken şaşkınlığımı gizleyememiştim. Benimle neden tanışmak istesin?

"Neden?"

"Farklısın Iseul. Buraya gelmiş geçmiş her kızdan çok farklısın."

"Ne gibi bir farkım var ki?"

İçeceğinden bir yudum aldığı sırada söylediğime karşı burnundan küçük bir nefes vererek güldü.

"Buradaki her hangi bir kız Min Yoongi için özel olarak seçilseydi zil takıp oynardı herhalde.... Ama sen?"

Derin bir iç çekerken yeniden gülümseyerek başını eğip sağa sola yavaşça salladı. Bir elimi bağdaş yaptığı bacağının üzerine koyarak yüzüne baktım.

"I-Seo? Buradan kurtulmanın hiç yolu yok mu? Çıkamaz mıyım buradan?"

Şaşkınca önce bacağındaki elime ardından yüzüme bakmıştı. Benim elimdeki diğer kupayı da alarak komidinin üzerine bırakarak elimi tuttu.

"Buradan kurtulmanın üç yolu var Iseul... Birincisi, Cha gibi yerine birini bularak, seni her şeyiyle kabul eden aşık bir adamla gidersen kurtulursun. Ki bunun için en az bir yıl bu evde çalışman lazım ve tabi Ji-Ho gibi iyi bir adam her hayat kadınının karşısına çıkmıyor."

Burada Cha'nın istemesede bulduğu kişi bendim ama kendini suçlu hissettiği için bu evden gidemiyor bile. Ne kadar gitmesi için ısrar etsem de hâlâ burada.

"İkincisi, kırk yaşına gelirsen artık bu evde bir işin yok demektir."

Bunu söylerken sıkıntılı bir nefes verip gözlerimi kaçırdım. Benim buradan iki hafta içinde kurtulmam lazım.

Only One Night ~Min Yoongi ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin