19

1.6K 105 74
                                    

Ha-Jun.

Kapıyı çaldığımda I-Seo sessizce geldim diyerek bir kaç saniye sonra kapıyı açtı. Açar açmaz işaret parmağını dudaklarına götürerek kaşlarını kaldırıp sessiz olmamı istedi.

Kenara çekilirken içeri girmemi işaret etti. Kolumdaki montumu gardıroba asarken sessizce sordum.

"Ne oluyor? Niye sessiz oluyoruz?"

"Iseul sınavları yüzünden kaç gecedir doğru düzgün uyumuyor. Az önce salonda uykuya daldı o yüzden."

Kısık sesle söylediğinde başımı anladım derecesine sallayıp gardrobun kabağını çekerek kapattım.

"Sen niye geldin bu saatte? Telefonda önemli bir şey konuşacağını söyledin."

"Önemli I-Seo. Mutfağa geçip konuşalım mı?"

"Sen geç ben saçlarımı kurutup geliyorum."

Başımı sallayıp onu onayladım. Mutfağa geçtiğimde Iseul'un üzerinin açık olduğunu farketmemle içeri adımlayıp tekli koltuğun kenarında duran pikeyi alarak arasını açtım.

Uyuyunca daha da masumlaşan yüze bakıp tebessüm ederek üzerini örttüm. Avucunun içinde hafifçe kayan telefonu alarak sehpanın üzerine bıraktım.

Yanlışlıkla yanan telefonun ekranına söndürmek için döndüğümde ekranda gördüğüm kişiyle yüzüm düz bir hall alırken bir kaç saniyeliğine Iseul'e baktım.

Uzanıp telefonu tekrar elime alarak fotoğrafa bakarken tüm vücudumu saran sinire engel olamıyordum.

Neden o idol parçasının fotoğrafına bakıyorsun Iseul? Neden onu izleyerek uykuya dalıyorsun? Sırf sana dokunmadı diye ona karşı bir şey hissediyor olmazsın değil mi?

Elimden alınan telefonla bakışlarımı Iseul'dan çektim.

"Ne yapıyorsun?"

I-Seo çatık kaşlarıyla sessizce sorarken telefonun düğmesine basıp ekranı kapatarak sehpanın üzerine yavaşça bıraktı. Hiç bir cevap vermeden mutfağa doğru ilerlerken arkamdan geldi.

"O heriften mi hoşlanıyor?"

"Hangi herif? Ne diyorsun sen yine?

"Anlamamazlıktan gelme I-Seo! Kimi kastettiğimi biliyorsun, az önce de fotoğrafını gördün zaten."

Uyanmaması için sessiz olmaya çalışarak dişlerimin arasından çatık kaşlarımla adeta tısladım.

"Bilmiyorum."

"Ne demek bilmiyorum? Sana her şeyi anlatmıyor mu?"

"Birinden hoşlanmak her şey demek değil. Herkese söylenmez."

"Laf kalabalığı yapma bana I-Seo. Bana doğruyu söyle o idol parçası ona dokunmadı diye aşık olmadı değil mi?"

"Bilmiyorum dedim ya. Ayrıca diyelim seviyor, ne yapacaksın?"

Dediğinde çatık kaşlarım daha da çatılmıştı. Seviyordu onu. Sırf o ona dokunmadığı için o idol parçasına karşı duygu beslemişti öyle mi?

"Diyelim Iseul Yoongi'ye aşık oldu. Ne yapabilirsin?"

Hiçbir şey. Ne yapabilirdim ki?

Her şey ben yapmıştım. Başta sona herşeyi ben planlayıp o herife kendi ellerimle vermiştim.

"Hiç bir şey yapamayacağını sen de biliyorsun. Bırak kızın peşini. Çıksın gitsin. Kimseye bir şey söylemeyecek zaten."

Böyle bir şey yapamazdım. Benden nefret etse de onu her gün görmek öyle huzur veriyordu ki, öylece gönderemem.

Only One Night ~Min Yoongi ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin