48

1.1K 87 101
                                    

Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba.

Neredeyse bir ay olacak ve ben bölümü şimdi atabiliyorum. Bunun için çok üzgünüm araya hem benim özel hayatım girdi hemde Türkiye'nin başına gelen felaket deprem girdi. İlk günler bölüm yazmadım, sonra da en azından bölüm biriktirmek istedim ama o bile olmadı.

Öncelikle ölenlere rahmet kalan kişilere sabır ve yakınlara baş sağlığı diliyorum. Umarım burada olanlar hepiniz iyisinizdir.

Bu konuda ne demeliyim gerçekten bilmiyorum, ama üç hafta olacak nerdeyse ve ben o günden beri hepiniz gibi çok üzgünüm. Maalesef hala aynı bölgelerde deprem oluyor ve hala deprem olabilir uyarıları da geliyor.

Lütfen her nerede yaşıyorsanız çok dikkat edin. Olabildiğince önlemlerinizi almaya çalışın. Dilerim böyle bir şey değil kardeş ülkenin hiç bir ülkenin başına gelmez.

Hepiniz Allah'a emanet olun.

Umarım atacağım bölüm sanmıyorum ama biraz olsun moral verebilir. Tüm okuyucuların iyi olduğunu bilmek çok isterim. Bu yüzden en azından buraya iyiyim diyebilir, ya bir emoji, ya da istediğiniz bir şeyi yazabilirsiniz.
__________________

Iseul

"Anneciğim, niye böyle yapıyorsun?"

Ağlayan kızımı tekrar kucağıma aldığımda normalde susardı ama şimdi durmuyordu. İçli içli ağlaması kalbimi sızlatırken susması için her yolu denemiştim ama asla işe yaramıyordu. Uyumuyordu, su içmiyordu, altı temizdi, kucağıma aldığımda susmuyordu, hatta emmiyordu bile.

Aklım Yoongi ve Hayel, herşeyi anlatmak için sabah evden şirkete çıktıklarından beri onlardaydı, ama onların arkasından kızım uyanıp ağlamaya başlamasından beri onları düşünemez olmuştum.

Neden böyle yapıyordu bilmiyorum ama artık ben de dayanamamış onunla birlikte ağlamaya başlamıştım. Acaba kızımız da babasının bizim için gittiğini hissetti de o yüzden huzursuz mu diye düşünüyordum.

"Neyin var pamuğum?"

Geldiğimizden beri kaldığımız Yoongi'nin odasının kapısı çalınca göz yaşlarımı silerken burnumu hafifçe çekip gelmesini söyledim. Yoongi olsaydı kapıyı çalmazdı, muhtemelen diğerlerinden biriydi.

"Rahatsız etmiyorum değil mi?"

Namjoon kapıdan bakarak sorduğunda başımı iki yana sallayarak kucağımdaki kızımla oda da dolanmaya devam ediyordum.

"Susmayınca merak ettim. Nesi var?"

"Bilmiyorum, ilk kez bu şekilde ağlıyor. Ne yaptıysam fayda etmedi, asla sakinleşmiyor."

"Gelebilir miyim?"

Tekrar başımla onayladığımda kapıyı aralık bırakarak içeri girdi. yanıma yaklaşıp arkama geçerek boynunu eğerek kızıma baktı.

"Kelebek, neyin var senin? Gelmek ister misin amcaya?"

Diyerek eliyle kızımı çağırınca kızım ellerini Namjoon'a uzatarak daha çok ağlayıp kucağına gittiğinde dudaklarım titreyerek gözümden tekrar yaşlar süzüldü. Onu böyle görmeye dayanamıyordum.

"Aşağı inelim mi biraz? Belki diğer amcalarının da sakinleşmende faydası olur?"

Namjoon göğüsüne başını koyup az da olsa sakinleşen kızımla birlikte aşağı indiğinde mendilini ve biberonunu alarak peşlerinden bende inmiştim.

"Prenses, ne oldu sana?"

Seokjin'in sorduğu soruyla kızım büzdüğü dudaklarıyla yüzünü diğer tarafa çevirince Namjoon onda kalacağına güvence verir gibi sırtını sıvazlayarak konuştu.

Only One Night ~Min Yoongi ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin