70

394 29 7
                                    

(MUTLU BİR SABAHMI?)

mutlu bir sabahmı ? böyle bir şey benim hayatımda yoktu! icimdeki cocugu öldurdugumden beridir bir daha mutlu bir sabaha uyanamamistim belkide artik uyanmak istemiyorumdur

Yine yogun duygullar yaşıyordum yine icimde fırtınallar kopuyordu ve ben sadece boş boş duruyordum

Yattagım yerden kalktım ve cama doğru adımladım Dişarıda yağmur yağiyordu yağmurun sesi ruhumu huzurla kaplarken kendimi tekrardan sicak yatagin icine gömdüm ...

Lanet kapı tıklatıldıgında gelen huyngbindi buna emindim yavaşca yatagın içinde kendime çeki düzen verdim ve kapının dişinda bekliyen huyngbine gelmesini söyledim

"Günaydın alna ,uykunu alabildinmi cunku saat 10 ve bir kaç dk sonra bangtan sirketine gitmen gerekiyor" saclarımı geriye attarken saskinlikla duvardaki saate bakili kalmiştim

"Sirket yerine toplantıyı evde ayarlıyamazmıyız" ufak bir gülümseme attarken huyngbin söyledigi cumleleri beynim tekrer ediyordu " Ne saat 10 mu ? ,cidden beni neden uyandırmadınız ?" kendi kendime kızarak yataktan kalktım ve banyoya doğru ilerledim huyngbin benim bu halime gülmeden edemiyordu yüzümü buruşturdum


Ellerini bana diğru uzatarak "tamam tamam gülme toplantıyı evde ayarlamaya calişacagım" gülmemek icin dudaklarini birbirine bastırıyordu

"gülme sakin sus ,hem sen git arabayı hazirlat duş alir almaz cikicaz gec kalamayız"
Huynbin kendini daha fazla tutamamiş bir yandan gülerken bir yandanda başini sallıyordu ...

...
Duş alır almaz saclarimi kuruladım ve kıyafetlerimi giydikten sonra bir güzel saclarımı düzleştirdim uyandigimdan beri hala.yağmur yağıyordu aslında boyle bir günde dişarda olmak yerine evde olmayi tercih ederdim ama işler yüzünden bu olanıksızdı ,camın perdesini cektim ve odadan ciktim salonda hizletciye konuşan huyngbin beni görür görmez kendine ceki düzen vermişti

Bu erkekler yokmuydu hepsi aynıydı beni görene kadar nerdeyse kızın agzının içine düşecekti beni gördükten sonra ise o hizletceye bir caput parcasiymiş gibi görüyordu yavaş adımlarla salona indim ve hazırlanmış masaya baktım

"Acilen cıkalım huyngbin" kabıya doğru ilerledim ve elimdeki anahtari kapida bekliyen şoföre verdim bilki biraz ac olabilirimdim ama yinede buluşmaya geç kalmak istemiyordum ...

Evin bahcesinin demir Kapılıkları acıldıgında direk bahcede kapalı alanda toplanmiş dosyaları inceleyen 7, kişi görüş alanıma girdi gerçekten canımı yakıyordu neden jungkookun tek yumurta ikizi vardı ve neden jungkook bunu bana ilk başından söylemeişti şimdi onun yerine calişiyordu ve bu bana biraz acı veriyordu çünkü onu kaybetmek ve onsuz bir hayat nefes almamaya benziyordu kendimi kaybetmiş gibi hisediyordum onsuz gecen günlerim zehir gibi vucudumu günden güne öldürüyordu ,jungkooku kalbime habsetmiştim en derinlerine asla ve asla söküp atamıyordum ,onlar eğlenirken jeonlee kahkaha attıgı anda eski anılar aklıma gelmişti acı gibi sapalanan o anılar;

"""""""""""""
"Jungkook ben diğer huyunkların yanına iniyorum duş alıp sende gel olurmu" cümlelerimin üzerine banyodan kahkaha kopmuştu "hey neden gülüyorsun sen" biraz bozulmuştum bu duruma

"Ben ne yapıyorum bebegim zaten duş alıyorum ama yinede tamam duş aldıktan sonra gelecegim " doğru söyliyordu zaten jungkook duş alıyordu balkonumuzdaki ciceklere biraz daha suladım ve balkonu temizleyip kapısını kapattıp odaya geçtim

Katil +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin