77.

431 33 6
                                    

"Boğan nefes"

Her aldığım nefesin içinde boğuluyordum  ve yine her aldıgım nefes içime bir ok gibi bedenime batıyordu ,aklımda tek bir düşünce vardı afetmelimiydim jungkooku

Yavaş yavaş sona yaklaşıyordum her gecen gün bu inadımı kırmalımıydım veyada  bütün kırgınlıklarımı içıme attıp affetmelimiydim?

Sadece soruyordum kendime şu karanlık ve soguk gecede ruhumu tekrar ısıtabilirmiydi, tekrardan yüzümü güldürebilirmiydi ?

Tekrardan eskisi gibi olabilirmiydik? Durdum ve düşündüm yine yağmur yağıyordu biraz sendeleyerek geriye doğru ilerledim karnıma giren sancılar iki büklüm olmamı ve acı içinde kıvranmamı  saglıyordu  soguk zemin'e  ciplak ayak seslerim eşlik ederekten yatagıma ilerdim

Simsıcacık betaniyeme sarıldım ve oturur duruma geldim uyuyamıyordum , dayanamıyordum varlıgında yokluk cekiyordum

Onun kokusu onun gülüşu onun sesi her aklıma geldiginde tekrar ve tekrar sorguluyordum kararımı peki neydi bu inat neden hiç karsı tarafı dinlememiştim

"Daha ne dinliyeceksin" diyererek kendimi teseli ettim ve omuz silktim uzunca karanlık odada duvara bakılı kaldım kısa bir süre  gözlerimi duvardan ayırarak telefona yönelentim ve biran daha düşünmeden ellim telefona gitti sonra tekrardan bekledim kısa bir süre bu kararımıda sorguladım daha sonra ellimin tuşlara giddip  aradığını farkettim

Beynimle kalbimin arasında kasırıcı bir savaş vardı ve bu savaşı kalbim kazanıyor gibi görünüyor dü taki ;

Telefonu jungkook acmayana denk belkide telefonu elinde degildi ,olamazmıydı?

Mesajlara girdim ve derin derin  nefes  alarak evin konumunu attım ve telefonu kapatıp yataktsn tekrardan kalktım ve alt katta indim sendeleyerek mutfaga doğru ilerlerken koltukta hyungbin in uyudugunu farkettim hala gitmemişmiydi bu adam

yanına kadar giddip üzerini bir betaniyeyle kapatım

O kadar rahatlamıştımki ,jungkooka konum attiktan sonra  bütün sorunlar bitmiş gibi hisediyordum ama oysa daha yeni başlamıştı son perde ...

Lanet okuyarak bardakları bulmaya calişıyordum en sonunda buldugumda derin bir nefes aldım ve  dolaptan biraz icecek ve atiştıracak birşeyler cıkartıp masaya yerleştirdim  cok fazla yiyemeden kendi oksürügümün içinde boğuldum ve yemeyi bıraktım daha sonra  yedikten sonra tekrardan yukarı yatak odama cıktım ve yatagıma uzandım

Etraf karanlık ve çok sesizdi sustum ve etrafı izledim  tamamen içimdeki umut alev alev yanarken jungkookun adı dudaklarımda tekrarlanıyordu

Koçaman evi zil sesin'in doldurmasıyla yataktan yavaşca kalktım kalbimde sadece  korku vardı  jungkookmu gelmişti?

Peki saat kaçtı "dördü bucuktu" bu saate gelmiş olabilirmiydi israrla zile basıyor ve sert bir şekilde kapıya vuruyordu yavaş yavaş merdivenlerden indim ve kapıya doğru ilerledim bu seste hyungbin hala nasıl uyuyabiliyordu?

Kapın'ın kulpundan tutum ve aşagıya doğru cevirdim kapıyı açtıgımda karsımdaki kişi jungkook değildi

Ve olamazdıda ,sacları dağılmış gözleri kahverengiligini kırmızıya bırakmış ten rengi mos mor olmuştu göz altlari sismiş elbiseleri darma dagındı tükezliyerek bedenime attıldı

Katil +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin