(18)

256 18 0
                                    

Odaya girdiğimizde çocukları yatağa oturtmuş , bende sandalye çekip önlerine oturmuştum.
Ege: Az önce olanlar için özür dilerim. Benden korkmanıza gerek yok. Size zarar vermem ve sizi o çocuktan korurum. Adım Ege ve 16 yaşındayım. Peki sizin adınız ne?
: Güvenmeyin şuna!
- Niye öyle diyorsun ki? Bence çok tatlı bir abiye benziyor.
: O çocuk gibi olmadığı ne malum? Belki de iyi davranıp sonradan bize zarar verecek. Sizde duydunuz az önce ona abi dedi. Hepsi şerefsiz bunların.
Ege: Hey dediklerine dikkat et. Ben onun gibi değilim.
: Nereden bileceğiz?
Ege: Hakkımda ne bilmek istiyorsan sor sana söyleyeyim. Hemen önyargıyla yaklaşma. Ayrıca sizin gibi bende ona mahkûmum.
Içlerinden bir çocuk bana elini uzattı.
Nazik bir şekilde elini tuttum.
: Benim adım Cem. 13 yaşındayım.
Ardından küçük kız elini uzattı.
- Ben Elif. 5 yaşındayım.
: Ben Ali.  7 yaşındayım.
Ve son olarak da az önce bana söylenen asabi çocuğa gelmişti sıra.
Umursamazca elini uzattı.
: Ekrem. 10 yaşındayım.
Ege: Tanıştığımıza memnun oldum.
Elif: Sende mi artık burada kalacaksın abi?
Ali: Hey ona baba de! Eğer öbür abi duyarsa öldürür bizi.
Ege: Öyle birşey olmayacak! Bana baba falan demene gerek yok. Abi demen yeterli. Ve sizinle burada olur muyum bilmiyorum.
Ekrem: Size demiştim. Ne bekliyordunuz ki bizi kurtarmasını falan mı? Buradan kaçıp gidecek işte.
Ege: Bak olayların hiçbirini bilmiyorsun. Böyle ileri geri konuşamazsın.
Ekrem: Anlat o zaman!
Cem: Ekrem sesinin tonuna dikkat et! Sen onun kusuruna bakma Ege abi.
Birkaç saniye birbirlerine dik dik bakmış ve kafalarını çevirmişlerdi.
Ege: Bakın hepimiz evcilik için buradayız.
Elif: Evcilik mi oynayacağız?
Heyecanla konuşan kıza baktım ve üzgün bir şekilde gülümsedim.
Ege: Evet evcilik oynayacağız ama bu sizin bildiğiniz gibi değil.
Ali: Nasıl yani?
Ege: Evcilikte sizden sorumlu olan kişi benim. Yani bir nevi anne rolünü üstleniyorum. Emirde baba rolünü üstlenecek ve çalışmaya gidecek.
Cem: İyi de burda çalışacağı bir yer yok ki.
Ege: Bende aynısını dedim ama beni geçiştirdi. Bakın çocuklar o biraz , nasıl desem...hasta.
Elif: Nasıl yani? Ateşi falan mı var?
Ege: Hayır ateşi yok. O kafadan rahatsız. Ve çift kişilikli bir insan. Bir hata yaptığımızda gözünü kırpmadan bize zarar verecek ve bu olaylardan sağ çıkamayan insanlar var.
Bütün hepsi dikkatini bana vermiş, ilgiyle dinliyorlardı.
Elif: Çift kişilik ne?
Ali: Bir insanın iki farklı kişi gibi davranması.
Elif: Ne yani şimdi onun içinde iki tane insan mı var?
Ekrem: Hayır öyle değil. Mesela gelip seninle oyun oynar daha sonrasında birden bütün oyuncaklarını parçalar.
Ege: Evet bunun gibi düşünebilirsin.
Cem: Peki onunla alakalı başka ne bilmeliyiz?
Istemsizce gerilmiştim.
Ege: O şey...
Bir elimi boynuma atmış ve cümleleri toparlamaya çalışıyordum.
Ali: Ney?
Ege: O saplantılı birisi ve ayrıca psikopat.
Ekrem: Psikopat olduğunu anladık ta saplantılı?
Ege: O...bana saplantılı. Yani beni sevdiğini daha doğrusu aşık olduğunu söylüyor ama hep bana zarar veriyor.
Cem: Sana ne yaptı ki?
Ege: Şey...aaa saat bayağı geç olmuş. Sizin yatma vaktiniz gelmedi mi?
Hızla ayağa kalktım.
Ege: Hadi herkes yataklara.
Hepsi yataktan kalkmış ve kapıya doğru ilerlemişti. Cemi kolundan tutmamla bana bakmaya başladı.
Ege: Biraz konuşabilir miyiz?
Evet anlamında kafasını salladı ve kapıyı kapattı.
Cem: Benimle ne konuşmak istiyorsun Ege abi.
Ege: Eve gelmeden önce gördüm de burada okul varmış. Siz okula falan gidiyor musunuz?
Cem: Evet. Derslerimiz sabah saat 8 de başlıyor.
Ege: Anladım. Peki kahvaltıda ne yiyorsunuz?
Cem: Kahvaltı yapmıyoruz.
Ege: Ne demek kahvaltı yapmıyoruz?
Cem: Basbaya kahvaltı yapmıyoruz. Öğlen yemeği de yemiyoruz. Sadece akşamları Emir abinin bize getirdiği aburcuburları yiyoruz.
Ege: Ciddi misin? Ne zamandan beri böyle bu?
Cem: Son 2-3 aydır.
Ege: Ben bilmiyordum. Özür dilerim.
Cem: Özür dilemene gerek yok. Zaten kendi ağzınla söyledin onun psikopat olduğunu.
Ege: Size hergün yemek yapacağım. Öğlenleri eve geliyor musunuz peki?
Cem: Evet geliyoruz sonra tekrar okula gidiyoruz.
Ege: Anladım...
Cem: Başka soracağın bir soru var mı?
Ege: Hayır yok. Benimle konuştuğun için teşekkür ederim.
Cem: Sorun değil de benim aklıma takılan bir soru var.
Ege: Sorun nedir?
Cem: O pislik sana ne yaptı?
Ege: Bunları pek konuşmasak daha iyi hem yaşın-
Cem: 13 yaşındayım. Aramızda sadece üç yaş var. Bunun pek bir problem olacağını sanmıyorum. Şimdi tekrar soruyorum. O sana ne yaptı?
Ege: Neden bu kadar soruyorsun?
Cem: Sadece merak ediyorum.
Ege: Tamam madem merak ediyorsun söyleyeyim o zaman. O beni taciz etti. Beni zorla öptü ve kendi ailemi daha doğrusu ailemizi gözümün önünde öldürdü. Bana ceza verdi , dövdü. 3 gün boyunca aç susuz kapkaranlık odada kaldım ve bana oynattığı oyunlar-
Cemin bana sarılmasıyla cümlem yarıda kalmıştı. Kafasını yukarı kaldırdı ve bana baktı. Daha sonrasında elini saçlarıma attı ve okşamaya başladı.
Cem: O artık sana birşey yapamaz. Sakın korkma olur mu?
Evet anlamında kafamı salladım. Bana gülümsedi ve yanağıma öpücük bıraktı.
Cem: İyi geceler Ege abi. Birşey olursa seslenmen yeterli. Odam alt katta olduğu için hemen yardıma gelirim.
Ona burukça gülümsedim ve saçlarını karıştırdım.
Ege: İyi geceler.
Yavaşça odadan çıktı ve kapıyı kapattı. Yatağın yanında duran saati elime aldım ve sabah çocuklara kahvaltı hazırlamak için alarm kurdum. Aynanın karşına geçtim ve kendime baktım. Göz altlarım hafif morarmıştı. Kapının açılmasıyla kafamı oraya çevirdim. Emir sırıtarak odaya girdi ve kapıyı kapattı.
Ege: Ne işin var senin burda?
Emir: Kocamla uyumaya geldim. Yasak mı var?
Ege: Ne?

Wanna Play? (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin