Wanna Play? (BxB)

(26)

Ege: E-emir çocuğa ne yaptın? Neden hiç hareket etmeden yatıyor?
Emir: Bilmem belki de uyuyordur.
Ege: Siktir boktan oyunların için çocukları kullanamazsın!
Emir: Oyun oynacak mısın?
Ege: Evet oynayacağım ve bu çocuğu da kurtaracağım.
Emir: Güzel o zaman oyunumuz başlasın!
Ali: Ege abi.
Ali'nin sesini duymamla hemen yanına gittim.
Ali: Bana su verir misin?
Etrafa baktığımda su yoktu. Emirin elime su şişesi vermesiyle kapağını açtım ve Ali'ye verdim. Ali suyu içtikten birkaç dakika sonra garip davranmaya başlamıştı.
Ege: Ali iyi misin?
Bunu sormamla Ali sedyenin yanına kusmuştu.
Ege: Ali neler oluyor iyi misin!
Yanına gittim ve üstünü temizlemeye çalıştım fakat yine kusmuştu.
Emir: Yediği birşey dokundu herhalde.
Ege: Su! Suyun içine ne koydun?
Emir: Bilmem.
Ege: Emir saçma salak davranma. Suya ne koydun da böyle oldu bu çocuk?
Emir: Bu bir sır.
Ege: Sırrını sikeyim senin!
Ali'ye baktığımda gözleri kapanmaya başlamıştı. Omuzlarından tuttum ve onu kendine getirmeyece çalıştım.
Ege: Ali bana bak. Ali!
Elimi alnına koyduğumda yanıyordu.
Ege: Siktir! Ateşi var bunun. Emir ateş ölçer ver bana.
Emir: Hemen alıp geliyorum.
Emiri beklerken odada bulduğum bir bezi alıp Ali'nin yüzünü temizledim. Kustuğu çarşafı sıyırıp sedyeden çıkarttım. Başka bir bez parçası alıp ıslattım ve Ali'nin alnına koydum. Emir geldiğinde hızla ateş ölçeri elinden aldım ve Ali'nin koltuk altına koydum.
Emir: Sen yemek yapmıştın değil mi?
Ege: Sen şaka mısın? Senin yüzünden çocuk burda kusup duruyor ve sen yemek yapıp yapmadığımı mı düşünüyorsun!?
Emir: Evet.
Ege: Öldürürüm seni Emir! Siktir git lan burada!
Gelen sesle ateş ölçeri elime aldım.
Ege: Ateşi 39 derece olmuş. Ne yapmam gerekiyor Emir?
Emir: Ne oldu az önce bana siktir git diyordun. Desene gene aynısını! Niye benden yardım istiyorsun!
Ege: Kes sesini ve yardım et bana!
Emir: Oyunda kuralları ben koyarım Ege. Doktor sensin sana yardım edemem.
Ege: Sikerim oyununu! Yardım et bana çocuk havale geçirecek yakında!
Emir yüzüme sert bir tokat atmıştı.
Emir: Benimle düzgün konuş! Yardım falan etmiyorum. Kendin bul.
Hemen ayağa kalktım ve elime gelen bütün bezleri yıkayıp Ali'nin üstüne koydum. Ona verebilmek için çekmecelerde ilaç aradım ama kahretsin ki hiçbir bok yoktu.
Ege: Bu çekmecelerde niye hiçbirşey yok!
Arkamı döndüğümde Emirin Aliye birşey içirttiğini gördüm.
Ege: Emir ne içirdin gene çocuğa!? Yeter lan yeter! Yeter artık ya! Elin ayağın bir dursun sikicem şimdi!
Emir: Hey hey hey sakin ol. Sadece ilaç içirdim.
Ege: Bunların hepsi zaten o suya ilaç atmanla başladı. Ne ilacı içirdin çocuğa?
Emir: Ateş düşürücü verdim.
Ege: Götünden mi çıkarttın onu? Buradaki hiçbir çekmecede ilaç yok ama ne hikmetse sende var öyle mi?
Emir: Evet öyle. Bir itirazın mı var?
Ege: Kendi bokunda boğul İnşallah!
Ali'nin yanına gidip bezleri aldım ve ıslatıp tekrar üstüne koydum. Onunla ilgilenirken gözüm bileklerine kaymıştı.
Ege: Emir çözsene çocuğu. Zaten sıçtın ağzına kaçacak bir yeri yok.
Emir: Hayır o burada bağlı kalacak.

Neredeyse birkaç saatimizi orada geçirmiştik. Emir ortadan kaybolmuştu , Ali'nin de ateşi düşmüştü. Bende yan odadan bulduğum bir neşter ile Ali'yi çözmeye çalışıyordum. Sağ bileğindeki ipi çözmüştüm , sıra soldakine gelmişti. İpi zorla çözmüştüm fakat neşterle yanlışlıkla avucumu kesmiştim. Kesik bile değil bildiğin yarmıştım elimi.
Ege: Hay ananı bir bu eksikti.
Elimden akan kanları bir bez yardımıyla durdurmaya çalıştım fakat işe yaramıyordu. Elim için hastanede malzeme aramaya başlamıştım. Bulduğum ilk yardım kitinden sargı bezini aldım ve elime pansuman yaptıktan sonra sıkıca sardım. Ali'nin yanına geri döndüğümde yavaşça onu kucağıma aldım ve odadan çıktım. Artık buradan gitme vakti gelmişti.
Emir: Nereye gidiyorsun Ege?