(21)

229 19 1
                                    

Emir: Neden burdasın?
Sertçe yutkundum ve Emire baktım. Sıçmıştım galiba.
Emir: Ege sana diyorum. Neden salondasın?
Ege: Ha?
Etrafıma baktığımda Cem yoktu. Lan nerde bu? Umarım yakalanmazsın Cem!
Ege: Öyle oturuyordum.
Emir yanıma geldi ve önümde eğildi.
Emir: Sen bir panikledin sanki. Hayırdır birşey mi var?
Ege: Hayır ondan değil. Hani sen gitmeden önce geldiğimde odada ol demiştin ya. Şu an salondayım o yüzden bir korktum da.
Emir: Korkmanı gerektirecek bir durum yok.
Yanağımda duran buzu aldı ve yüzümü inceleme başladı.
Emir: Çok canını acıttım mı?
Hayır anlamında kafamı salladım. Evet desem sanki bir bok değişecek dimi gerizekalı!
Emir: Sana vurduğum için özür dilerim.
Bir dakika şu an karşımdaki gerçek Emir mi?
Ege: S-sorun değil.
Emir: Geç oldu artık uyusak olur mu?
Ege: Tamam.
.
.
.
Son ses çalan saatle gözlerimi açmam bir oldu. Saati durdurdum ve uyanmaya çalıştım. Yataktan kalkacaktım ama üstümde uyuyan bir adet Emir varken bu biraz zor gibiydi.
Ege: Emir kalk.
Emir: 5 dakika daha.
Ege: Sen istersen uyuyabilirsin ama üstümden kalk.
Gözlerini araladı ve bana baktı. Yüzünde oluşan gülümsemeyle daha da bana sokuldu.
Ege: Emir kalk git Allah aşkına.
Emir: Ne güzel uyuyoruz işte. Biraz daha böyle kalalım.
Hızla Emiri üstümden ittirdim ve ayağa kalktım. Merdivenlerden aşağı inip banyoya girdim ve elimi yüzümü yıkadım. Mutfağa gittim ve kahvaltı hazırlamaya başladım. Çocukların nelerden hoşlanıp , hoşlanmadığını bilmediğim için normal gündelik kahvaltı hazırladım. Sıra onları uyandırmaya gelmişti. Alt katta olduğu için ilk Cemin odasına gittim. Kapıyı açtım ve Cemin yanına ilerledim. Elimi saçlarına koydum ve ona seslenmye başladım.
Ege: Cem hadi kalk. Sabah oldu.
Ağzıyla birşeyler geveleyip uyumaya devam etti. Yastığını tutup çekmemle uyanmıştı.
Cem: Ya ne yapıyorsun Ege abi! Uyuyan birisi böyle uyandırılır mı?
Ege: Nasıl uyandırılırmış?
Beni kendine çekti ve dudağımın kenarından öptü.
Cem: İşte böyle.
Tamam Ege. Sakin ol. Alt tarafı duda- ahh nasıl sakin olacağım. Yüzümün şu an kıpkırmızı olduğuna yemin edebilirdim.
Ege: Aa şey herkes öyle uyandırılmaz yani şey boşver ben diğerlerini uyandırmaya gidiyorum.
Odadan çıkmadan önce duyduğum şey bana tatlısın demesiydi. Zaman kaybetmeden Ali'nin odasına gittim.
Ege: Alii sabah oldu uyan.
Beni hiç zorlanmadan anında uyanmıştı.
Ali: Günaydın Ege abii.
Ege: Günaydın.
Ali'den sonra Elif'in yanına gitmiştim.
Ege: Prensesim uyan artık.
Elif: Uyanmak İstemiyorum.
Ege: Ama ben daha senin saçlarını yapacaktım.
Hemen yatakta doğrulmuştu.
Elif: Nasıl yani sen saç örmesini biliyor musun??
Ege: Tabiki de biliyorum. Ama sen kalkmazsan saçını öremem.
Elif: Tamam bak ben uyandım. Hadi yemek yiyelim ve sen benim saçlarımı yap.
Ege: Tamam prensesim.
Eliften sonra da Ekremin odasına gitmiştim. Çocuk geldiğimden beri benden pek hoşlanmamıştı ve onunla nasıl anlaşacağımı hiç bilmiyordum.
Ege: Ekrem uyan sabah oldu.
Ekrem: Git başımdan.
Ege: Hadi ama hem bak size kahvaltı hazırla-
Ekrem: Sizin salak oyunlarınızla uğraşacak değilim. Git kendine başka oyuncak bul!
Ege: Tamam sen bilirsin ama kahvaltı yapmak istersen aşağıdayız haberin olsun.
Odasından çıktım ve kapıyı kapattım. Bu çocuğun sinirini anlayamamıştım doğrusu.
Ege: Emir uyan.
Emir: Bunu zaten daha birkaç dakika önce söylememiş miydin?
Ege: Gelmezsen gelme amına koyim! Banane.
Arkamı döndüğüm gibi geriye çekilmiştim.
Ege: Valla ağzım söyledi ben birşey yapmadım.
Emir: Benimle olan konuşmalarına dikkat et bebeğim.
Ondan kurtuldum ve aşağı indim. Mutfağa vardığımda soluklanmaya çalışıyordum. Bütün çocuklar sofraya oturmuş bana bakıyordu. Ocaktan çaydanlığı aldım ve herkesin bardağına çay koydum.
Emir: Vaayy kocama bak be neler yapmış. Her geçen gün sana daha da hayran kalıyorum.
Yanıma oturan Emire göz devirdim ve yemeğimi yemeye başladım. Üstümde hissettiğim bakışlarla kafamı ileriye çevirdim. Cem dimdik bana bakıyordu. Açıkçası bu çocukta birşeyler vardı ama hiç hayra alâmet değildi.
Emir: Cesetler ortaya çıkmış.
Emirin aniden söylediği cümleyle yemeğim boğazımda kalmıştı. Hemen kendime geldim ve Emire döndüm.
Ege: Cesetler ortaya çıkmış derken?
Çocuklar değişik bir şekilde bize bakıyoruz.
Emir: Annem ve babam. Dün akşam eve uğradığımda dışarıda ekipler vardı. Birileri polise haber vermiş.
Lütfen onlar Yunus ve Rüzgarı olsun.
Emir: Ve şansa bak ki Yunus ve Rüzgar ortalıklarda yok. Neden acaba?
Yüzümde oluşan gülümsemeye engel olamamıştım.
Ege: Bilmem.
Emir: Hiç gülümseme o ikisi seni asla bulamayacaklar. Kimse seni benden alamaz duydun mu beni?
Ekremin masadan kalkmasıyla Emirin bakışları ona kaymıştı.
Emir: Yerine otur.
Ekrem: Hayır.
Emir: Yerine otur dedim!
Ekrem: Masadan ne zaman kalkacağımı sana soracak değilim!
Emir hızla ayağa kalktı ve eline bir bardak aldı. Bardağı Ekreme fırlatacakken kolunu tuttun ve bardağı elinden aldım.
Ege: Kendine gel! Karşında bir çocuk var senin!
Emir: Bu evde benim kurallarım geçerli ve herkes buna uyacak!
Ege: Emir çocuk haklı. Masadan ne zaman kalkıp , kalkmayacağını sana sormayacak!
Emir: Senin canın ceza istiyor galiba.
Ege: Odana gidebilirsin Ekrem.
Ekrem beni duyar duymaz odasına çıkmıştı.
Ege: Ya Emir ben sana birşey soracağım. Yunusla da oynarken böyle davranıyor muydun?
Emir: Ne?
Ege: Bana yaptıklarının aynısını ona yapıyor muydun? Ne bileyim onu da taciz ediyor muydun?
Emir: Ege salak salak konuşma sinirlenmeye başlıyorum!
Ege: Ne canım sadece soruyorum. Hem bu haksızlık. Sen ilk oyununu en yakın arkadaşınla oynadın. Bende ilkimi seninle değil de Rüzgarla oynamak istiyorum.
Emir: Ege bak şu sikik çeneni kapat yoksa-
Ege: Hem Rüzgar çok yakışıklı. Aynı Yunus gibi. Eğer sen beni buraya getirmeseydin belki de-
Emir: Belki de ne?!
Ege: Belki de onunla sevgili olurdum. Hem onunla bilerek okulda uyuya kalmadığım ne malûm?
Emir: Ege sabrım taşmaya başladı.
Ege: Sen hiç Rüzgarı telefonuma nasıl kaydettiğime bakmadın mı? Eğer merak ediyorsan söyleyeyim. Onu aşkım diye kaydettim.
Emir sinirle ceketini alıp evden çıkmıştı.
Arkamı döndüğümde çocuklar bizi izliyordu. O sırada Cem gözüme takıldı. Çocuk beni sikicekmiş gibi bakıyordu. Galiba biraz fazla kaşınmıştım.
Ege: Prenses yemek yediysen üstünü giyin de saçlarını yapayım.
Elif hemen masadan kalkıp üst kata koştu. Ali de teşekkür edip yukarı gitmişti. Şu an mutfakta Cemle yanlız kalmıştık ve bana olan bakışları hiç iyi değildi. Bulaşıkları yıkayıp arkamı döndüğümde Cemle karşılaştım. Bana yaklaştı ve beni tezgahla arasına aldı.
Cem: O Rüzgar denen çocuğu seviyor musun?

Wanna Play? (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin