(23)

199 17 0
                                    

Emir: O piçten aldığını biliyordum. Şimdi söyle bana onlar neredeler?
Cem: Ahh Emir abi sen beni çok yanlış anladın.
Emir: Ne?
Cem: Ege abi sigarayı Rüzgardan almadı ki.
Emir , Cemi yakasından kavrayıp duvara ittirmişti.
Emir: Benimle dalga mı geçiyorsun lan sen!?
Cem: Sigarayı Rüzgar abiden almadı. Bugün öğlen eve geldiğimizde Ege abiyi bodrum kata inerken gördüm. Ona birşey sormak için bende bodruma indim. Ege abi dolabın içinden sigara aldı. Beni görünce hemen arkasına saklamıştı. Sonra onu bahçede , dolaptan aldığı sigarayı içerken gördüm. Rüzgar abi falan burada değil. Ondan almadı sigarayı.
Emir: Sen bir göster bakalım hangi dolapmış bu?
Cem: Tabiki gösteririm fakat sigaralar orada değil. Ege abiyi içerken gördükten sonra bodruma inip bütün sigaraları aldım ve birdaha içemesin diye kırıp tuvalete attım. Senden habersiz bunları yaptığım için özür dilerim.
Şu an o kadar şaşkındım ki... Cemin neden beni korumak için Emire yalan söylediğini anlayamıyordum. Yoksa Rüzgar ve Yunusu görmüş müydü?
Emir: Cem sen...
Cem: Sigaraları kırmak yerine hemen sana söylemeliydim biliyorum. Bu yüzden senden tekrar özür dilerim Emir abi. Cezam neyse çekmeye hazırım.
Emir: Sana ceza vermeyeceğim. Bu yaptığın davranış dikkatimi çekti doğrusu... Hadi gel seninle bir anlaşma yapalım.
Cem: Anlaşma mı?
Emir: Ben burada yokken Ege'nin her hareketini takip etmeni ve bana haber vermeni istiyorum. Sana güvenebilirim öyle değil mi?
Emir ve Cem kafasını bana çevirmişti. Cem bana bakarak sırıtmaya başladı.
Cem: Elbette bana güvenebilirsin Emir abi. Seni hayal kırıklığına uğratmayacağım!
Emir: Güzel. Benim şimdi ufak bir işim var o yüzden gitmem gerekiyor. Sen Egeyle ilgilenebilir misin?
Cem: Elbette...elbette ilgilenirim.
Emir son kez bana bakmış ve evden çıkmıştı.
Ege: Neden yaptın...
Cem: Anlamadım?
Ege: Neden Emire yalan söyledin?
Birden kahkaha atmaya başlamıştı.
Cem: Hahahaha gerçekten... Sence bunu neden yapmış olabilirim?
Ege: Bende sana onu soruyorum ya! Niye yaptın bunu?
Cem: Hımm bir düşüneyim. Açıkçası seninle aramızda güçlü bir bağ var.
Ege: Beni daha tanımıyorsun bile.
Cem: Yanlış cevap. Ben seni tanıyorum Ege. Hatta sende beni tanıyorsun. Ayrıca Yunus ve Rüzgarın burada olduğunu , sigarayı da Rüzgardan aldığını biliyorum.
Ege: Kimsin sen! Benden ne istiyorsun?
Heryerim o kadar acıyor ve ağrıyordu ki...istemsizce ağlamaya başlamıştım.
Cem: Sana bir hikâye anlatmamı ister misin? Bir zamanlar bir aile kapılarına bırakılan bir çocuğu evlat edinmişler. Çocuk yavaş yavaş büyüyor ve sevimli hale geliyormuş. Aile çocuğu çok sevmiş fakat bu pekte uzun sürmemiş. Artık sürekli kavga ediyor çocuğa zaman ayıramıyorlarmış. Çocuk 6 yaşına geldiğinde onu yurda vermişler. Tabi çocuğun hayatı burada daha da kötü olmuş. Hergün büyükleri tarafından dövülüyor, yanlız bırakılıyormuş. Günün birinde bu çocuk kendini tuvalete kapatıp ağlamaya başlamış. Ve o gün bir mucize olmuş.
Cem bunları anlatırken yavaş yavaş yanıma adımlıyordu.
Cem: Çocuk ağlarken tuvaletin kapısı açılmış. Karşısında ondan birkaç yaş büyük birisi varmış. Çocuk tekrar dövülmekten korkup titremeye ve geri kaçmaya başlamış. Ama tam o anda...
Cem yanıma geldi ve önümde durdu.
Cem: büyük çocuk küçüğe elini uzatmış.
Ve bana elini uzatmıştı. Tereddütle Cemin elini tuttum.
Cem: Küçük çocukta tereddüt ederek büyüğün elini tutmuş. Ve büyük olan ona demiş ki : " ben senin her zaman yanında olacağım ".
İşte o an kalbim duracak gibi olmuştu. Hızla bir Ceme birde tuttuğu elime bakmaya başladım.
Cem: Ve bu ikisi artık birbirinin olmuşlar. Ta ki... büyük olan sözünde durmayıp gidene kadar.
Cem yere eğildi ve kulağıma fisıldamaya başladı.
Cem: Sence de bu hikâye çok tanıdık değil mi? Ege abi.

Wanna Play? (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin