(33)

158 16 3
                                    

Hep beraber Emirin araziye yaptırmış olduğu aquaparka doğru ilerliyorduk. Buraya geldiğimden beri hiç oraya gitmemiştim doğrusu. Zaten gidip te ne yapacaktım ki? İçimde anahtarı bulabilme heyecanıyla yürümeye devam ediyordum. Umarım anahtarı bulur ve bu akşam buradan kurtulurdum. Aquaparkın önünde durduğumuzda Emir anahtarla kapıyı açmıştı. Etraf karanlık olduğu için hiçbir şey görmüyordum taki ışıklar açılana kadar...
Emir: Eğlenceye hoşgeldiniz!
Ege: Ananın amı...
Kısaca mırıldandığım küfürle etrafa bakıyordum. Anasını satayım ben burada küçücük anahtarı nereden bulacaktım? Daha şimdiden hayallerim yıkılmıştı.
Emir: Ne oldu Ege? Bir mutsuz gibisin sanki?
Ege: Yok , sadece buranın bu kadar büyük olacağını tahmin etmemiştim o yüzden şaşırdım.
Emir: Şu ileride giyinme kabinleri var. Ben daha önceden herkes için birşeyler almıştım. Orada giyinebiliriz.
Emirin eliyle gösterdiği yere bir bakış atıp yürümeye başladım. Aynı zamanda da etrafı inceliyordum. Belki anahtarla alakalı birşey bulabilirdim. Etrafa bakına bakına giyinme kabinlerinin önüne gelmiştim. Her kapının üstünde bir isim vardı. Kendi adımın yazılı olduğu kabine girdim ve üstümü çıkartmaya başladım. Kıyaftelerimi çıkartıp havuz için hazırlandığımda aynadan vücuduma baktım. Karın boşluğum hafif kabarmıştı onun harici yerler çürük , kesik içindeydi. Bunların hepsi sırtım için de geçerliydi tabi. Ben kendime bakarken aniden kapı açıldı.
Ege: Ananı-
Bir el hemen ağzımı kapatmıştı. Arkamı döndüğümde gördüğüm kişiyle tabiki de şaşırmamıştım. Cem elini ağzımdan çekti ve kapıyı kapattı.
Ege: Ne var Cem? Gene ne istiyorsun?
Cem: Herkesten önce seni görme fırsatını kaçırmak istemedim.
Ege: Sen gün geçtikçe sapıklaşıyor musun yoksa bipolar falan mısın?
Cem: Sadece sana hastayım desem.
Ege: Yeni taciz türü falan mı bu?
Cem: Sevdiğimizi görüp güzel söz söylemek suç mu?
Ege: Valla kilitlerim seni buraya Cem. Kaşınma!
Cem: Kaşısana.
Ege: Sonra ağlama ama.
Birden üstüme yürüp beni duvarla arasına aldı.
Cem: Kendine çok güveniyorsun. Bakalım yediğin bokları Emir öğrendiğinde de böyle davranabilecek misin?
Hızla kabinden çıkıp gitmişti.
Ege: Dengesiz amına koyim...
Bir dakika yediğin boklar derken? Siktir kesin dün akşam Ekremle olan konuşmalarımızı dinlemişti. Acilen Ekreme haber vermem gerekiyordu.
Kabinin kapısını açar açmaz Emirle çarpıştım.
Ege: E-emir ne yapıyorsun burada?
Emir: Sana bakmaya geldim. 15 dakikadır kabindesin.
Ege: Ne iyi yapmışsın. Hadi gidelim.
İlerleyecekken beni kolumdan tuttu.
Emir: Buraya gelirken Cemi senin kabinden çıkarken gördüm. Neden senin yanındaydı?
Ege: Şortu düşüyormuş bende iplerini bağladım. Ondan geldi yani.
Emir: Başka birşey yok mu?
Ege: N-ne gibi?
Emir: Cem bana birkaç birşeyden bahsetti.
Ege: Neyden bahsetti?
Emir: Öğrenmek ister misin?
Evet anlamında kafamı salladım. Emir beni kendine çekip kulağıma eğildi.
Emir: Bu aralar Ekremle bayağı iyi anlaşıyormuşsun. Geceleri odasına gidecek kadar hemde.
Bunu derken yavaştan kolumu sıkmaya başlamıştı. Ulan Cem senin amına koymazsam bana da Ege demesinler!
Ege: Buraya geldiğimden beri onunla pek anlaşamamıştım bende aramızdaki sorunu düzeltmek istedim. Şu an baya iyi anlaşıyoruz.
Emir: Evet geceleri odasına gidecek kadar iyi anlaşıyorsunuz.
Ege: Birşey sormak için yanına gitmiştim.
Aniden sertçe kolumu sıktı.
Emir: Gecenin saat 2 ' sinde mi aklına geldi o soru!?
Ege: E-emir şu an boşuna sinirleniyorsun.
Emir: Öyle mi?
Ege: Ekremle aramda birşey yo-
Emir: Ben aranızda birşey olduğunu söylememiştim ki. Aniden savunmaya geçtiğine göre ya arkamdan iş çeviriyorsundur ya da olan şeyleri saklıyorsundur? Söylesene Ege sen hangisini yapıyorsun? Ya da yapmıyorsun mu demeliyim?
İçimden kendime küfürler ederken karşıdan bize doğru gelen Ekremi gördüm. Eğer yanımıza gelirse kesin ölürdük. Ekreme buradan gitmesi için kaş göz yaptım. Ekrem bana baktıktan sonra Emire baktı ve anında buradan uzaklaştı.
Ege: N-neden senin arkandan iş çevireyim ki?
Emir: Belki de buradan kaçmak istiyorsundur?
Ege: Buradan neden kaçayım ki? Hem kaçsam bile nereye gideceğim? Nerede olduğumuzu bile bilmiyorum.
Emir: Rüzgar ve Yunus biliyor ama. Onlar yardım eder sana.
Ege: Yunus ve Rüzgar mı-
Emir: Bilmiyormuş numarası yapma bana Ege! Onların burada olduğunu biliyorum! Ama öyle bir saklanmış ki itler ağzına sıçtığımın yerine tuzak bile kursam bulamıyorum onları. Cem söylemese haberim bile olamayacaktı!
Beni hızla duvara itmesiyle yere düştüm. Emir sinirden deliye dönerken çocuklar uzaktan bizi izliyordu. Ekreme biz bittik bakışları yollarken Cemin gülümseyen yüzü nefretimi daha da arttırıyordu. Ulan elimde kalacaktı bu çocuk.
Emir: Sen benimsin Ege! Sadece benim. Eğer benim olmazsan başka kimsenin olamazsın. Eğer buradan gidersen seni bulur öldürürüm Ege! Arkadaşlarıma hatta anne babama yaptığım gibi gözünün yaşına bile bakmadan öldürürüm seni! O itlerine söyle boşuna zaman kaybetmesinler çünkü sen buradan hele ki benim yanımdan asla kurtulamayacaksın!

Bütün yaşananlar üzerine sessiz kalıyordum. Ona aşık olduğuma lanet olsun! Şu an Emirin bu halini görüp soğumaya çalışıyordum ama olmuyordu. Cemin gülümseyen yüzü beni hâlâ sinirlendirirken ben sessiz kalıyordum. İçimden bir ses Cemin bütün yaptıklarını Emire anlat diyordu. Sahi niye anlatmıyordum ki? Bırakayım da kırsın ağzını yüzünü. Madem bütün herşey ortaya çıktı bende Emire inat buradan kaçacaktım. Kaçarken de Emiri Cemin üstüne salacaktım. Tek yapmam gereken şey şu siktiğimin anahtarını bulmak! Emir , Elif'i alıp çocuk havuzuna giderken ben olduğum yerde kalıp düşünmeye başladım. Ekrem yanıma gelecekken itiraz edip onu havuza yolladım. Cem sırıtarak yanıma geliyordu. Ulan bir tane çakacaktım şu yüzüne var ya...
Cem: Ne oldu? Bana yaptığın havalar Emire sökmedi galiba-
Ege: Çok büyük yanlış yaptın Cem. Bundan sonra seni kimse kurtaramaz.
Cem: Ne o kendi kendine yeminler falan mı ettin?
Ege: Sana sadece acıyorum. Neden biliyor musun? Çünkü Emire güvenip beni ve Yunusları ifşaladın. Artık buradan kaçamayacaksın.
Cem: Ben buradan kaçmak İstemiyorum ki. Nasıl olsa sen buradasın o yüzden yıllar geçse bile ben buradan gitmek istemem.
Ege: İşte bu kadar salaksın. Oyunlar bitince hâlâ daha yaşayacağını düşünmen çok hoş. Oyunlar bitince Emir hepimizi öldürecek. Tabi bana ne yapar orasını bilemem ama siz öleceksiniz. Gerçekliğe hoşgeldin Cem. O gün geldiğinde yalvaracak hatta benden yardım isteyeceksin ama ben seni kurtarmayacağım. Onun aksine senin ölümünü büyük bir zevkle izleyeceğim.
Cem: Kendine çok güveniyorsun. Üzgünüm ama ben ölmeyeceğim. Ayrıca o günü iple çekiyor olacağım Ege.
Cem benden uzaklaşmış , Emirlerin yanına gitmişti. Bende bir süre Emirin sakinleşmesini beklemek amacıyla başka bir havuza doğru ilerleyip mermere oturmuş , ayaklarımı suya sokup düşünmeye başlamıştım. Biraz zaman geçtikten sonra birisi gelip arkamdan bana sarılmış , o da ayaklarını suya sokmuştu. Sessizce şarkı mırıldanıyordu. Sanırım bu Emir di. Hiç sesimi çıkartmadım ve suyu izlemeye başladım.
Emir: Sana öyle bağırmamalıydım , üzgünüm.
Ege: Hep aynısını yapıyorsun...
Emir: Senin buradan , benden gitmen gibi bir düşünce bile sinirlenmeme sebep olurken sen sınırları zorluyorsun.
Ege: Bu nereye kadar devam edecek? Elbet senden gitmem gerekecek Emir.
Emir: Sadece yanımda kalmanı istiyorum.
Ege: Neden o zaman bu salak oyunları bana oynatıyorsun? Senin bana karşı duyduğun şey sevgi olsun takıntı olsun umrumda bile değil. Bak ben sana aşık oldum. Sende beni sevdiğini söylüyorsun madem öyle bırakta güzel bir hayatımız olsun. Bu oyunların ne kadar canımı yaktığını görmüyor musun?
Emir: Üzgünüm ama bunu yapamam.
Ege: Neden??
Sesim istemsizce titremişti.
Emir: Çünkü o izin vermiyor.
Ege: O kim? Kim izin vermiyor Emir?
Emir: Öbür kişiliğim...buradan gitmemize izin vermiyor. Oyunları oynamadan bizi salmıyor Ege. Bende istiyorum buradan gitmek , seninle güzel bir hayat kurmak ama o izin vermiyor.
Ege: Dinleme onu , sadece kalbini dinle.
Emir: kaç kere denedim ama olmuyor. Onun istediği olmazsa bana zarar veriyor ve bu zarar benim sana yaptıklarımdan bile daha kötü. Lütfen beni anlamaya çalış Ege.
Ege: Gerçek Emir hangisi peki? Kime inanmam gerekiyor?
Emir: Gerçek Emir seni bütün içtenliğiyle seven , sana zarar gelmesini istemeyen , senden özür dileyen ama diğeri sana zarar veren ve bundan zevk alan birisi. Sana tek diyeceğim şey ona karşı kendini koru olur mu?
Evet anlamında kafamı salladım. Saçlarımı koklayıp öptü ve biraz daha bana sarıldı.
Emir: O zaman...biraz eğlenmeye ne dersin?
Hızla beni havuzun içine attı.
Ege: Ya Emir bir haber verseydin bari! Su çok soğuk.
Sesimi duyan çocuklar yanıma gelmiş ve sıra sıra onlar da suya atlamıştı.
Elif: Emir abi hadi Ege abiyi biraz daha ıslatalım.
Ve elleriyle suya vurarak beni ıslatmaya başladı. Emir hemen suya atlamış ve Elif'i omuzlarına almıştı.
Emir: Biraz yüzmek ister misiniz hanımefendi?
Elif: Tabiki de yüzmek isterim beyefendi.
Emir , Elif'i yüzdürürken bakışlarım Ekrem ve Ceme kaydı. İkisi de boş boş suda duruyordu. Suyun üstündeki topları elime aldım ve onlara atmaya başladım. Biri Cemin kafasına denk gelmişti.
Cem: Ne yapıyorsun ya!
Ege: Size savaş açıyorum. Ikiye karşı bir. Hadi gelin yenin beni.
Emir: O ikiye karşı iki hatta üç olsun.
Elifle beraber Emir de bana katılmış, Cem ve Ekreme top atıyorduk. Şu an ki eğlencemi hiçbirşeye değişemezdim. Ne kadar buradan kaçmak İstesemde bir daha böyle bir eğlenceyi bulamayacağım için bol bol vakit geçirdim. Ve o an kendime bir söz verdim. Her ne olursa olsun bu anı asla ama asla unutmayacaktım!

Wanna Play? (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin