AĞVA TATİLİ PART 5 : PİŞMAN MISIN

226 15 176
                                    

Selaaaaamm yepyeni bir bölüm ile karşınızdayım. Keyifli okumalar dilerim hepinize❤️🖤❤️

Multimedya Şarkı : Oğuzhan Koç Gül ki Sevgilim.

Multimedya Fotoğraf:  Temsili Yatak Odası




Gözlerimi yavaş yavaş  araladığım da belimde hissettiğim ağırlıkla diğer tarafıma döndüm. Geçen gece ki gibi o soğukta sahilde uyuyamazdım. O yüzden mecbur Borayla aynı yatakta yatmak zorunda kalmıştım. Boranın açılmış belimi koluyla daha da  sarmasıyla vücudum ateş gibi yanmaya başladı. Kalp atışlarım gittikçe hızlanıyordu. Gözlerimi açıp kapayarak  kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Derin bir nefes aldım. Borayı uyandırmadan kolunu belimden çekip yataktan kalkmam gerekiyordu. Çünkü daha fazla böyle kalırsam kalp krizi bile geçirebilirdim.

  Elimi yavaşça onun kaslı koluna götürerek kaldırmaya çalıştım. Ama Bora hafif kıpırdanarak koluyla beni daha da kendine çekmesiyle nefesim kesildi. Şuan o kadar yakındı ki birbirimize. Boranın uykuda olduğu için bu hareketleri istemsizce yaptığını biliyordum.  Ama bu kadar yakınlık iyi değildi.  Bu yakınlık beni Boraya daha da sürüklese de Bora için hiç bir şey ifade etmediğine adım kadar emindim.

Elimi tekrar onun koluna götürüp kaldırmaya çalıştım ama nafile. Kaslı kollar daha da sıkıyor ve bırakmıyordu beni. Mecburen Borayı uyandırmak zorundaydım. Gözlerimi Boranın yüzüne çevirdim. Alnına dökülmüş hafif açık kumral saçları her zamanki gibi düzgün hâlinden bıkmış alnına dökülmüştü. Her zaman sert görünen yüz hatları uyurken bile bozulmamış olsa da bu sefer  yüzünden masumluk akıyordu. Her haliyle bu kadar yakışıklı ve karizmatik olmayı nasıl başarıyordu anlamıyordum. O an içimden elimle saçlarına dokunma isteyi gelmişti. Yavaşça ellimi kaldırarak parmak uçlarımla saçlarına dokundum. O kadar yumuşak ve güzel kokuyordu ki.

Ömrüm boyunca bu kokunun müptelası olabilirdim. Saçlarına biraz daha dokunurken uyanmaması için bir yandan da dua ediyordum. 

Birden biçimli kaşları çatılmasıyla elimi saçlarından çektim.  Bora derin bir nefes alıp vermişti. Vücudu gittikçe kasılmasıyla rüya gördüğünü düşündüm. Her ne görüyorsa kötü bir şeyler olduğuna emindim. Hem sinirli hem de korkuyor gibi gözüküyordu.  Vücudu tekrar kasılınca hemen elimi Boranın koluna götürerek uyandırmak için sarsmaya başladım.
Birkaç saniye  geçmeden aniden sıçrayarak beni kolumdan tutarak yatağa sabitleyip üzerime çıktı.  Şaşkınca ne olduğunu anlamaya çalışırken bileğimde hissettiğim keskin sızıyla yüzümü buruşturdum.

Acıyla  “Bora canımı acıtıyorsun.” Dedim. Şaşkınca bana baktı. Daha sonra kendi eline birde sıktığı bileğime bakarak hızlıca elini çekip kendini geriye attı. Hızlı nefes alış verişinden kabus gördüğüne iyice emin olmuştum. Ama onu bu kadar tedirgin edecek ne görmüştü ki merak etmiştim. Hiç bir şeyden korkmayan  kimseyi umursamayıp kafaya takmayan Bora bir şeylerden mi korkuyordu.

Bora ayağa kalkıp kendine gelmek için gözlerini açıp kapadı. Sonra ellerini şakaklarına götürerek bakışlarını bana çevirdi. “Özür dilerim. Ben... kabus görüyordum.” Dedi.

Yataktan kalkıp kızaran bileğimi ovuşturarak “Önemli değil de. Sen iyi misin? Betin benzin attı. Ne gördün de bu kadar tedirgin olup da  korktun.” Dedim.

Kaşlarını çatarak “Ben kimseden korkmam Defne. Sadece sevdiklerime zarar gelmesi beni tedirgin edip sinirlendirir.” Demesine şaşırmıştım. Bora kimi görmüştü ki bu kadar kötü olmuştu.

“ Anlıyorum.  Ama rüyaların tersi çıkarmış.” Dedim.

Sinirle “Benim rüyalarım öyle olmuyor işte. Ne görsem sonraki zamanlarda mutlaka bir şeyler oluyor.” Demişti.

SON SEÇENEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin