Yeni bölümden herkese merhaba oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen yanlışlarım varsa kusura bakmayın şimdiden iyi okumalar dilerim.
2 GÜN SONRA
Sabah gözüme vuran güneşle kendimi zorlayarak uyanmaya çalıştım, 2 gündür nişan telaşesi ev temizliği derken çok fazla yoruldum. Bugün nişan günüydü ve ben Nare Reyhan gelinin kız kardeşi görevi yüzünden çok fazla yorulacağımın farkında olarak hem mutluluk hem de istemeyerek yataktan kendimi zorlayarak kalktım. Ablamın yatağına baktığımda çoktan kalkmış ve yatağını düzeltmiş olduğunu gördüm, 'İnsanın bu tatlı telaşesi ne kadar da güzel bir şey.' İçimden geçirdim ve hazırlanmak için dolabın önüne geçtim.
Kendime aldığım zümrüt yeşili elbiseyi askıdan çıkartarak aynanın karşısına geçip üzerimi değiştirdim. Aynanın karşısında kendimi süzdükten sonra maşayı pirize takıp saçlarımı yapmaya başladım, saçlarım bittikten sonra yüzüme hafif bir makyaj yapıp hazırlanmayı bitirdim.
Kapım tıklatıldıktan sonra yavaşça açılıp abim kafasını içeri uzattı "Hazır mısın güzelim?" sorusuna karşılık Gülümseyip kafamı salladım. "Seni dışarı çıkarmasak mı?" gülümsedim bu dediğine. Abim ablamla beni herkesten kıskanır sakınırdı Diyarbakır'a geldiğim zamanlarda kimsenin bizimle konuşmasına görmesine müsaade etmezdi hep o gezdirirdi, sıkılmadan bıkmadan bizde ses etmezdik.
Gözlerine baktım abimin bir burukluk vardı, anlamlandırmadığım bir burukluktu bu, "Neyin var abi solgunsun?" gülümsemeye çalıştı başaramadı tekrardan yüzü düştü. "Önce ablan sonrada sen gideceksin, bunları düşündükçe sanki benim yüreğimden bir şeyler kopuyor sizi başka ellere vermek istediğim son şey Narem." Gülümsedim onun böyle bir baba gibi bize sahip çıkması bizi koruma çabası çok hoşuma gidiyordu, lakin babam bizi pek umursadığı söylenemez. Erkek istediği için hep abimin üzerine düşmeyi seçmişti bizimde onun sadece hizmetlileriymiş gibi hissettirmişti, ama abim buna rağmen bizi asla ayırmadı, kızız diye anlamadığım bir şekilde babam bana daha uzak daha soğuktu ablama kıyasla hep böyleydi. Abim iste onun tam tersi benim daha çok üzerime düşer resmen bir arkadaş gibi konuşurdu sürekli benimle.
"Abim bunları düşünmen için erken değil mi sence de? Hem benim bir yere gittiğim yok senin yanı başından kolay kolay ayrılmam benden öyle kurtulman kolay değil." Gülümsedi ve beni kendine çekerek sarıldı. Onun o huzur verici kokusunun içinde kaybolmuşken kapının çalınmasıyla birbirimizden ayrılıp kapıya baktım.
Yengem mahcup olmuş bir yüz ifadesiyle konuştu "Diyar misafirler gelmeye başladı Hicran da hazır çıkalım artık vakit geldi." Gülümseyerek bize bakmaya devam etti. Yengem yetimhanede büyüdüğünde kaynaklı böyle aile tabloları onu çok duygulandırıyordu, abim sessizce başını salladı ve yengemi de alıp odadan çıktılar. Son kez ayna da saçlarımı düzeltip kendimi süzdükten sonra oda dan çıktım.
Avluya indiğimde herkes bir telaş içinde bir o yana bir bu yana koşuşturuyorlardı, en sonunda dışarıdan arabaların korna sesi geldiğinde bende ablamın yanına çıkıp onu aşağı indirmekle görevlendirildim. Ablamın yanına gittiğinde Mor nişanlığın içinde resmen bir prenses gibiydi, ufak tefek nakış detayları bile nişanlığı o kadar güzel ve zarifti ki gözlerimi alamıyordum.
"Kötümü görünüyor?" ablamın sorusuyla bakışlarım ona döndü sessizce gülümsedim, "Kötümü? Bunu duymamış olayım senin kadar güzel bir gelin daha önce görmedim ben, bu ne zarafet bu ne asalet. O kadar güzelsin ki bu güzelliği anlatmaya kelimeler kefaletsiz kalır." Düşen yüzü düzelmeye ve gülümsemeye başladı.
Odadan çıkıp aşağı doğru inmeye başladık, ablamın nişanlısı Ali abi gri takımının içinde çok cool duruyordu. Bende ablamı bırakıp abimin yanına geçtim ablam da Ali abinin koluna girip zılgıtlar eşliğinde süslenmiş gelin arabasına bindi. Bizde vakit kaybetmeden arkasından abimlerle birlikte arabalara bindik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİN İÇİN
General FictionHayatım her zaman sakin bir zaman dilimindeymiş gibiydi. Yaşantım, gördüğüm, bildiğim her şey yaşadığım yer bile farklı yaşam tarzlarına sahipti. Her zaman TÖRE adı altında bir çok genç heba etiler. Ama bir gün bunun içinde kendimi bulacağımı hiç za...