Evet arkadaşlar sürekli yeni bölüm diyip durdunuz bende size kıyamadım ve yeni bölümü erkenden yayınladım oy ve yorumlarınızı benden eksik etmeyin... Yakında 1000 okunmaya ulaşacağız ve lütfen desteklerinizi eksik etmeyin.. TİKTOKTAN GELDİĞİNİZİ YORUMLARDA BELİRTİRSENİZ SEVİNİRİM..
Uyuyunca gerçekten her şey geçer mi? Peki ya uyanınca ne olacak? Kara gecenin günü devam etmeyecek mi? Keşke her şey bu kadar basit olsa, kolaylıkla her şey düzelebilse. Ama bu mümkün değil maalesef. Bu kadar kolay olsa, kimse derdim var diye ortalıkta gezinmezdi ki zaten. Derdi olmazdı kimsenin. İçimdeki acı geçmek bilmiyordu, sanki bir kor olup yüreğime düşmüş gibiydi ne yapsam olmuyor düzelmiyordu. İçimdeki sıkıntı geçmiyor, beni daha çok boğuyordu. Ama ne olursa olsun çabalamak ve savaşmak zorundaydım. Onun kazanmasına beni güçsüz kılmasına asla izin veremezdim.
Sabah namazından sonra yatağa uzanmış ve bir daha uyuyamamıştım kafamda ki düşüncelerle tavanı seyre dalmıştım. Ablamın yataktan kalkmasıyla bende yavaşça yataktan kalktım, ablam bana gülümsemeye çalışarak. “Günaydın.” dedi onunda sesi benim gibi yorgun ve sanki bütün gece uyumamış gibi çıkıyordu, bende gülümsemeye çalışarak. “Günaydın.” dedim, ardından kalkıp yatakları toplamaya başladık. Odadan çıkarken Arenlerin de odadan çıktığını gördük, Asrın direk yanıma gelip bana sarıldı bende ona karşılık verdim. “Nasılsın güzelim daha iyiyi misin?” Gülümsedim, beni düşünmeleri ne kadar hoşuma gitse de onların benim yüzümden üzülmesini istemiyordum. “İyim Asrın.” Aren arkadan bizi dalgın gözlerle izliyordu. Bende elimi ona doğru sallayarak şakayla karışık konuştum, “Ben iyim de Aren için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.” Aren irkilerek kendine gelirken. “Hı ben iyim canım asıl sen nasılsın, dün biraz kötüydün?” Bunu söylemesiyle dün geceki konuşmalar beynime hücum etmişti. “İyiyim sorun yok, hadi burada daha fazla oyalanmayalım herkes uyanmıştır kahvaltı yapalım.” Herkes beni onaylayınca aşağı inmeye başlamıştık. Tamda tahmin etiğim gibi annemler uyanmış kahvaltı masasını hazırlıyorlardı, dalgın gözlerle masaya bakan abim ona bir şeyler anlatan babamın yanında oturuyor, annemle yengem ve diğer hizmetlilerde kahvaltı masasını hazırlıyorlardı.
“Günaydın.” Ablamın şen sesi ortamı biraz yumuşatsa da eski kasvetli havasına geri bürünmüştü hemen, abimler ve yengemler ablama karşılık verirken annem direk benim yanıma gelmişti. “Kuzum nasılsın?” Derin soluk alarak gözlerimi devirdim, “Allah aşkına alt tarafı nişanlandım, ne kadar istemeyerek olsa da.” son söylediğimi kısık sesle söylemiştim. “Ama gayet iyim merak etmeyin.” Gülümsemeye çalıştım, ne kadar başaramamış olsam da. “Hadi anne bak misafirlerin aç kalıyor, sofraya geçelim bence.” Annemin dikkatini başka yöne çekmem lazımdı yoksa asla kurutulamazdım.
“Ay evet hadi çocuklar sofraya geçin, Buket sende çayları getir kızım.” Yengem başını onaylarcasına sallayıp mutfağa doğru giderken bizde sofraya geçmiştik. Kahvaltı yaparken sofradan yine çıt çıkmıyordu, herkes sessizce yemeklerini yiyip bir an önce bu kasvetli ortamdan kaçmak istiyorlardı. Masada çatal kaşık sesleri hakimdi, ardından sessizliği bölen abim olmuştu, “Çocuklar bugün sizi bir güzel gezdireyim, Diyarbakır turu yapalım diyorum ne dersiniz?” Sorusuyla herkes birbirine baktı, cevap veren tabi ki de heyecanlı Asrındı. “Ay çok güzel olur, ne zamandır birinin bunu teklif etmesini bekliyordum Diyar abi. Bir an kimsenin bizi dışarı dahi çıkarmayacağını sanmıştım.” Masada gülüşmeler oluşurken, babam ekşimiş suratıyla tövbe çekiyordu. “Tamam o zaman kahvaltıdan sonra hazırlanın çıkalım biraz gezelim.” Son söylediği Asrına hitabendi ama araya giren annem oldu. “Yalnız oğlum Hicranı sizden ayırmak istemem ama bugün kayınvalidesi gelecek onla birlikte çarşıya çıkacaklarmış.” Ablama baktım gözlerinin içi parlamıştı, sanırım Ali abide gelecekti. “Yarın çıkamazlar mı anne?” diye sorduğunda annem sıkıntıyla ufak bir nefes aldı. “Malum Nare de evleneceği için birkaç yeni bir şeyler alıp Narenin çeyizine koyacaklarmış, Hicranında düğününe 3 hafta kaldı.” Diye açıklama yapınca ablama döndüm yine. Bu kadar erken olacağını bilmiyordum, ne ara konuşmuşlardı ablamın düğününü hiç fark etmemiştim, hem neden bu kadar erkene çekilmişti ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİN İÇİN
General FictionHayatım her zaman sakin bir zaman dilimindeymiş gibiydi. Yaşantım, gördüğüm, bildiğim her şey yaşadığım yer bile farklı yaşam tarzlarına sahipti. Her zaman TÖRE adı altında bir çok genç heba etiler. Ama bir gün bunun içinde kendimi bulacağımı hiç za...