19. BÖLÜM (KORKU)

371 25 6
                                    

! OKUMADAN GEÇMEYİN !!!

Herkese merhaba kusura bakmayın uzun zamandır bölüm atamıyorum Allah nasip ederse 26 şubat da düğünüm var ve biliyorsunuz ki bu düğün telaşem işleri çok zor bir şey sıfırdan ev kurma stresimiz var anlamanızı bekliyorum..

BENİ SABIRLA BEKLEYEN ARKADAŞLARA ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM VE TEKRARDAN YAPTIĞIM SDIKTAN DOLAYI ÖZÜR DİLERİM

2 hafta sonra

Güneş her zaman en güzel şekilde mi parlar, yoksa bazen bulutların arkasına gizlenip gününüzün kötü geçmesine mi sebep olur? Bilmiyorum ama benim güneşim beni 1.5 AY boyunca karanlığa hapsetti ardından öyle bir ısıyı öyle bir parladı ki ben bile şaşırdım. Ama bazen ihtiyacımız vardır karanlıklara öyle ki orada yalnız kalmak için kendinizi bulmak için o karanlığa gizlenir kimsenin sizi bulmasını istemezsiniz, ben o gün az kalsın karanlığa hapsoluyordum güneşimi kaybediyordum ama rabbim yine bana onu bağışladı.

Gözlerim dolu dolu parlak metale baktım ali abi Afranı ne kadar çekmek istese de Afran benim önümden bir milim bile kıpırdamıyor bizim söylediklerimizi duymuyor gibiydi, tekrardan önümdeki adama baktım silahı öyle kararlı tutuyordu ki buradan birimizi vurmadan çıkmayacağını anlamıştım. “Allah’ını seversen bırak şu silahı derdin ne senin, bırak artık peşimi yalvarırım sana!” Afranın sinirli gür sesi boş sokak da yankılandı, “Yalvarma şu ite azıcık yüreği varsa zaten vurur burada beklemezdi!” Gözlerimdeki yaşlar hicimle yanağıma akarken bakışlarım Afranın korkusuz gözlerine kaydı, arkasındaydım ama yüzünün gerginliğini buradan görebiliyordum.

Yanındaki arkadaşı da tedirgince ona baktı ve ardından konuştu. “Gözünü korkutacağız dedin elindeki alet ne, yeteri kadar başın belada daha fazla ne diye belaya sokmaya çalışıyorsun?” Ona kaydı gözleri kızarmış sert bakışları buz gibiydi, iyice deliye dönmüş durumdaydı. Derdi şuanda sadece bizden intikam almak istiyordu ama kendi suçunu kabul etmiyor bütün suçu bize yüklemek istiyordu, ardından Aren de Afranın yanına gelip kolundan çekiştirdi. “Hadi bırak şunu gidelim şuradan derdi sadece göz boyamak onu ateşleyecek cesareti yok, hem ateşledi diyelim hayatı boyunca hapse tıkarım onu oda bunun farkında.” Afran sert bakışlarını bu sefer Aren’e çevirdi sert bir soluk verip konuştu. “O silahı indirmeden asla bir adım atmam eğer cesaret edip vurmazsa bile bu silah çekmenin bedelini ona ödetirim.” Afranın sesi oldukça net ve korkusuz çıkmıştı bu da onu daha çok tedirgin etmişti.

Gözleri tedirgince hepimizi taradı önce bana ardından önümdeki Afrana kaydı, sonra benim yanımdaki korkudan gözleri dolu dolu koluma kene gibi yapışan Asrına kaydı Ali abimde ablamı arkasına almıştı ablamda korku dolu bakışlarını bana sabitlemiş öylece bakıyordu, “İndir artık şu silahı!” Arkadaşının sesiyle elini havaya kaldırıp bir el ateş etti, biz kızların ağzından Korkuyla bir çığlık firar ederken Afran beni arkasına daha çok sakladı.

2 hafta önce

Karakoldan çıkıp derin bir nefes aldıktan sonra Asrına döndüm, “Kaçta nöbetimiz başlıyor bu günkü?” Asrın tam cevap verecekken Afran tek kaşını kaldırıp bize doğru döndü. “Bu gün gerçekten nöbete gidecek misiniz?” Gözlerimi devirip kıkırdadım, “Kusura bakmayın ağam ama orası bir hastane sizin özel şirketiniz gibi rahatlıkla izin alalım gitmeyelim olmaz bize ihtiyaçları olan hastalarımız var.” Afran gülümseyip başını olumlu anlamda salladı, ardından Asrın saatine bakıp bana döndü. “Evet benim hatta acil hastam gelecekti bu gün, ameliyat olması güç bir hasta  tedavi demiştim ama tekrardan kontrol etmem gerekiyor.” Gülümsedim ve ardından Afrana dönüp, “Bak gördün mü?” gülerek konuşunca Afranda bana katıldı ve beraber arabaya doğru ilerledik, Afran arabayı açıp içeriye geçince bende arkaya binmek için hareketlendiğimde Asrın kolumdan tutup ‘sen ne yapıyorsun’ bakışları gönderince derin bir soluk alıp.

SENİN İÇİN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin