Şuan yeni bölümü düğünde atıyorum! 🤣🤣 Evet sırf size söz verdim ve tutmak istediğim için düğünde oynamayı bırakıp size yeni bölümü atıyorum 🤣 ve lütfen sizde bunun karşılığı için oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin hepinizi çok ama çok seviyorum
Bazen son pişmanlıklar çare etmezler, ne kadar pişman olduğunu dile getirirsen getir özür dilersen dile bunun hiç bir faydası yoktur. Çünkü yaptıkların artık sadece benden af istemekle olacak şeyler değildir, Allah katında da af edilmen gerekiyordur. O yüzden sen vicdanınla muharebe ederken, ben ne yapacağım diye sormaman lazım, nasıl affettireceğim değil. Allah’ım sen affedensin sen affet ki bu kulunda affetsin beni, bazen önce Allahın affetmesi sonra sıra kalırsa kulun affetmesi lazımdır.
Berzan dan devam
Ben hala olayı idrak etmeye çalışırken birisinin kollarımı sarsmasıyla kendime geldim, “Abi kendine gel karın yok diyorum, Allah aşkına şimdi donup kalmanın sırası mı?” Ben olanları idrak ederken sinirle ellerim yumruk oldu, ardından annemin söylenmelerini tek elimi kaldırarak susturdum sonra konaktakilere dönüp. “Hazırlanın çıkıyoruz hadi.” Öyle bir bağırmıştım ki sanki öfkemi şimdi kusmak istiyormuş um gibi, ardından arabalara binip adamlara haber saldım. O kız iğne deliğinde girse onu bulacaktım benden kaçmak ne demekmiş gösterecektim.
Ardından arabayla bütün Diyarbakır’ı talan ettikten sonra bir adamım beni aradı, “Söyle.” Sesim net ve gür çıkmıştı, ardından konuşmaya başladı. “Ağam sanırım gelin ağam sınıra doğru gidiyor ama bir sıkıntı var.” Kaşlarım olabilecekmiş gibi daha çok çatılıp, “Ağzında geveleme anlat.” Adam söyleyeceği şeyin korkusuyla konuşmaya başladı, “Ağam Maral aşireti sınıra giden tüm yolları kapatmış.” Duyduğum isimle kan beynime sıçramıştı, bu kadar mı gitmek istiyordu ya berdel bilmiyor muydu abisinin sonu olacağını? Sinirle telefonu kapatıp direksiyona sinirle vurup bağırmaya başladım, ardından yol üzerine geldiğimde gerçekten de karşıma Afran ve aşireti vardı. Sinirle el frenini çekip aşağı indim Afran hiç istifini bozmadan bana doğru yürüyordu. Ardından yakalarına yapışıp konuşmaya başladım, “Nare nerde.” Önce beni itti ardından üzerinde sanki toz varmış gibi sirkeledi üstünü ve konuşmaya başladı. “Kuzenimi o hale getirdikten sonra gerçekten o kızın senin yanında kalacağına inandın mı Berzan?” Sinirle dibine girdim ve elini göğsüne vurdum, “O benim karım bunun farkındasın değil mi Afran ağa?” Afran alayla gülüp geri çekildi ardından hızla bana dönüp bir yumruk attı, savruldum attığı yumrukla eğildiğim sırada arkadaki adamlarımın silahlarını çektiğini duydum onunda adamları silahını çekti, “Sen benim canıma el kaldırdın değil karın, kandaşında olsa onu alamazsın kendi rızası olmadan.” Haklıydı ama Nare benden gidemezdi buna müsaade etmezdim, “Uzatma Afran çekil yolumdan karımı alacağım.” Ardından omuzunda tutup kenara çekmeye çalıştım, o ise belindeki silaha davranıp kafama doğrulttu. “Bir daha dene istersen, değil kan davası tüm dünya karşımda olsa izin vermem! Ben Diyar değilim Berzan eğer o berdele sessiz kalmışsam teyzemin hattınaydı, ama şimdi canım dediğim birisini bu halde görmem, istersen kral ol umurumda değil.” Afranı tanırdım gözü kara birisiydi ardından, daha fazla uzatmadan başka bir yol bulmaya çalışacaktım.
Narenin ağzından
Artık güneş tam tepeme gelmişti atta bende yorulmuştuk, kenarda bir çeşme görmüştüm atı yavaşlatıp çeşmeye doğru gittim. Elimi yüzümü yıkarken olacakları düşünüyordun, Afran beni aramış Berzanın aradığını haber vermişti, ardından olanları üstün körü anlatmıştı, peşimi bırakmayacağını biliyordum ama yapabileceğim hiç bir şey yoktu artık o eve dönmek istemiyordum.
Ardımdan araba sesi gelince o tarafa döndüm, gözlerim şok olmuş bir şekilde açılmıştı bu Berzanın arabasıydı. Hemen ata binip hızla gitmeye başladım, arabada peşimden geliyordu ardından yanıma yanaştı ve kornaya basmaya başladı. Atı ürkütmeye çalışıyordu bana bakıyor ben ise oralı değildim, devam etmeye başladım ardından hızını artırıp önüme geçti ve az ilerde önümü kesip arabadan indi. Ben ise kararlı bir şekilde devam ediyordum, geri gitmeyeceğini anladığımda atı durdurmaya çalıştım at ise yavaşlarken bir anda şaha kalkınca dengemi sağlamakta zorlansam da atın üzerinde durmayı başardım. Berzan gözlerime delip geçmek istercesine bakıyordu, ben ise istifimi bozmuyor gözlerine umursamaz şekilde bakıyordum. Ardından diğer arabalar gelince Berzan hızla kolumdan tutup beni indirip sinirli bir şekilde konuşmaya başladı. “Sen benden kaçarsın he, buna nasıl cüret edersin.” Hem konuşuyor hem de sarsıyordu ben ise hiçbir şey demiyordum. “Konuşsana Nare nereye gidebileceğini zannediyorsun? Sen şerefi mi yerle bir mi etmek istiyorsun?” alayla güldüm ne şereften bahsediyordu bu? “Sende şerefini vardı Berzan ağa?” Berzan daha fazla sinirlenmiş bu cümlemden sonra öyle ki gözleri resmen ateş saçıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİN İÇİN
General FictionHayatım her zaman sakin bir zaman dilimindeymiş gibiydi. Yaşantım, gördüğüm, bildiğim her şey yaşadığım yer bile farklı yaşam tarzlarına sahipti. Her zaman TÖRE adı altında bir çok genç heba etiler. Ama bir gün bunun içinde kendimi bulacağımı hiç za...