8.BÖLÜM (ÖLÜM GÜNÜ)

1.1K 56 14
                                    

Herkese merhaba kusura bakmayın yeni bölümü yayımlamak çok uzun sürdü açıklamayı oku duysanız biliyorsunuz sebebini ama size UP uzun güzel bir bölüm sundum iyi okumalar oy ve yorumu unutmayın lütfen TİKTOKTAN geldiğinizi belli edin lütfen? 🥰

Yanıyor yüreğim, yanıyor hayatım gözlerimin önünde. Elimden hiçbir şey gelmeden, bir şey yapmadan oturup izlemek çok zor, ne tarafa gitsem çıkmaz sokak. Hangi yola girsem o sert elalarla karşılaşıyorum. Oysaki onları ilk gördüğümde kalbimi ilk defa hissetmiştim, şu an da kalbimi yerinden söken kişiydi o. ikimizde birbirimize belki hiç iyileşmeyecek yaralar açmıştık istemeden, o hüküm verince benden intikam almak istediği için, ben ise istemeden olsa da onun kardeşini katletmeye çalışan adamın kardeşi olduğum için. Hayat bize çok garip davranıyor, çıkmaz bir yola girmiş iki ruh birbirlerini arıyor ama bulamıyor.

Müthiş bir baş ağrısıyla gözlerimi açtığımda, Asrın yanımda uzanıyordu. Gözleri kızarmış mavileri benim gri gözlerim gibi uykusuz kaldığında kan çanağına dönüyordu. Elimi uzatıp telefona baktığımda saatin 13.35 olduğunu gördüm. Yatakta hafif oturur pozisyona geldiğimde Asrının mavileri bana döndü, şefkatle gülümseyip. “Nasılsın diye sormayacağım, görünüşünden belli berbat olduğun.” Sıkıntıyla nefes verdim ve ardından düşündüm. O buraya her geldiğinde veya her gördüğümde gayet bakımlı ve alımlı oluyordu. Peki ya ben neden bu kadar kendimi kahrediyordum? Tamam hayatım mahvolmuş olabilir ama bu demek olmuyor ki tekrardan toparlanamayacağım. Bir şey söylemeden yataktan kalkıp aynanın karşısına geçtim. Kendime bir baktığımda gerçek anlamda rezalet durumdaydım, ne olmuştu bakımlı kendini seven Nareye?

“Aslında haklısın, kendime çeki düzen vermem gerekiyor bugün imam nikahı vardı değil mi?” Asrın şaşkın gözlerle beni onayladı. Önce banyoya girip kısa bir duş aldım, ardından saçlarıma bakım yaptıktan sonra maşayı fişe takıp ısınmasını beklerken dolabın karşısına geçtim. “Sence ne giymeliyim?” Asrın hala transtan çıkmamış gibi bana bakıyordu. Asrına dönüp, “Kendimi iyi hissetmeme yardımcımı olmak istersin yoksa seni odadan atmamı mı bekliyorsun?” Asrın kocaman gülümsemeyle dolabımın yanına gelip birkaç elbise baktıktan sonra eline geçen buz mavisi elbiseyle bana baktı. “Ezan okunmadan namazımı kılayım hemen üzerimi değiştirip hazırlanmaya başlayayım saat 5 gibi geleceklerdi değil mi?” gülümseyip beni onayladıktan sonra odanın kapısı açıldı ve içeri abimle Aren girdi, gülümseyip onlara doğru döndüm. İkisi de benim bu halime şaşırsalar da bir şey demediler. “Ooo birinin neşesi yerinde?” Abimin cümlesiyle ona doğru yürüdüm ve sarıldım. “Evet artık karamsar olmayacağım ve ona Reyhanların gücünü göstereceğim.” Abimde gülümseyip saçıma bir buse kondurduktan sonra benden uzaklaştı, ardından gözlerime bakıp. “Seninle gurur duyuyorum, göster bakalım Reyhanlar kimmiş?” Ardından abimden ayrılıp namazımı kılmak için odanın diğer tarafına geçtim.

Namazımı kılıp namazlığı kaldırmadan önce son duamı ederken içimden şunları geçirdim, “Rabbim senin sayende buraya kadar dayandım, sen olmasan ben bu zamana kadar ayakta kalamazdım. Bana ve sevdiklerime güç kuvvet ver Allah'ım.” Ardından ellerimi yüzüme sürdükten sonra yerden kalkıp namazlığı topladım. Aynanın karşısına geçtiğimde gerçekten güzel olduğumu anladım, saçlarım hafif su dalgası, gözlerimin buz mavisi rengi Asrının yaptığı hafif sisli makyajla daha da ortaya çıkmıştı. “Kendine bakmaya devam edeceksen bari birine vekalet ver de imam nikahını halletsinler.” Ablamın bu söylediğine gülerek aynanın karşısından ayrıldım. “Bugün seni daha iyi görmek bana çok iyi geldi, umarım her zaman böyle mutlu olursun güzel kardeşi.” Ablamın bunu ne kadar içten söylese de, bunun olmayacağını ikimizde biliyorduk. “İnşallah ablacım.” deneyeceğim en azından.

SENİN İÇİN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin