Yüzüme vuran güneş ışığıyla uyandım. Uzanabildiğim kadar uzanıp esnemeye çalıştım, vücuduma çarpan soğukla vücuduma ufak bir titreme geldi. Odama güneş vuruyordu fakat odam inanılmaz soğuktu dışarıdan gelen yağmur sesine odaklandım. Ayağa kalkıp pencereye yöneldim.
"B-bu şey kül mü?"
Bütün şehir simsiyah olmuştu. Her yere kül yağıyordu. Elimi pencereden uzatıp külün elime düşmesine izin verdim ama elimde durmamıştı resmen derim onu emiyordu. Hızlıca elimi çektim, vücudumu saran panikle hızlıca penceremi kapattım.
Aşağı inmek için kapıya yöneldiğimde aynada gördüğüm şey donup kalmamı sağlamıştı. Yavaş yavaş aynaya yaklaştım. Yansımamdaki bendim ama bir o kadar da ben değildim. Omzumdan çıkan büyük yanan beyaz kanatlarım vardı gözlerim kırmızıydı yansımam bana gülüyordu ve kafamda anlamlandıramadığım kocaman bir taç vardı. Anlamak için biraz daha yaklaştığımda kendi görüntüm siyahlaştı aynadaki yansımam çok hızlı bir şekilde şekil değiştiriyordu. Kanatlarımın vücudum saç rengim her şeyim değişiyordu. Adımı duymam irkilmeme sebep oldu.
"Diana."
"DİANA KALK."
Birden gözümü açtım. Annemin eli anlımdaydı.
"Çok terlemişsin kızım iyi misin?"
Anneme baktım neler olduğunu kavramaya çalışıyordum apar topar yataktan kalkıp aynanın karşısına geçtim. Her şey çok normaldi. Annem endişeli bir sesle konuştu.
"Diana neler oluyor?"
Sakince yatağa oturdum.
"Sorun yok anne, kabus gördüm b-ben etkisinde kaldım sanırım."
Annem saçımı okşadı.
"Anlatmak ister misin?"
Sesi çok yumuşak ve şefkatliydi. Kafamı hayır anlamında salladım.
"Peki."
Derin bir iç çekti, saçımı parmağına dolayıp oynamaya başladı.
"Biliyorsun iki gün sonra doğum günün ve sanırım Maria senden daha heyecanlı. Aşağıda seni bekliyor."
Gülümseyip anlımı öptü ve odadan çıktı.
Hayatımda gördüğüm en gerçekçi ve etki bırakan kabusum buydu. İçimde anlamlandıramadığım bir huzursuzluk ve korku vardı. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım, dişlerimi fırçalayıp odama geri döndüm. Dolabımdan siyah şortumla beyaz oversize tişörtümü çıkardım.
Üstümü çıkarıcakken izleniyormuşum gibi bir hisse kapıldım. Arkamı dönüp aynaya baktım. Kendi yansımam bile beni rahatsız ediyordu. Dolabı geri açıp içerden nevresim çıkarttım ve aynanın üstünü örttüm. Hızlı bir şekilde üstümü değiştirip aşağı indim.
"Oo diana hanım sonunda teşrif edebildiniz."
Maria'ya üç numaralı bakışımı atıp sarıldım. Sonra dudaklarından o zarif cümle döküldü.
"Bana böyle bakma anlayacaklar."
Nazikçe omzuna vurdum.
"Söyleme şunu annemler benden hoşlandığını sanıyor."
İkimizde yüzümüze muzip bir gülümseme yerleştirip sofraya oturduk. Annem kahvaltıyı çoktan hazırlamıştı. Babam bana doğru döndü.
"Kızım annenle biraz işlerimiz var. Bizim yerimize bugün dükkana sen bakabilir misin?"
![](https://img.wattpad.com/cover/314843475-288-k331630.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tanrıça-Gerçekler (TAMAMLANDI)
Fantasy"Tanrıça" üçlemesi birinci kitap. Mitolojik yaratıkların ve tanrıların olduğu bir boyut.. Bu boyut sadece Tanrıçalar da bulunan anahtar ile açılır ve ayna yoluyla seyahat edilebilmektedir. Fakat boyutta Diana'yı bekleyen şeyler oldukça karmaşıktır...