Elimdeki kılıcın yansımasından kendimi gördüğümde şok olmuştum. B-ben çok farklıydım, her yerim zırhlarla doluydu. Ares'e baktığımda ise daha büyük bir şoka uğraşmıştım.
Mumya gibi siyah kumaşlarla sarılıydı. Kanatları kömür siyahıydı ve uçlarında kuru kafalar vardı.
"A-artık böyle mi olacağız.?"
Ares elini yanağıma koyup cevap verdi.
"Hayır sevgilim, bu bizim savaş zırhımız olacak."
Kaşlarımı kaldırdım. Çok farklıydık, her şey çok garipti. Tören bittiğinde biz hala kulede oturmuş ayaklarımızı aşağı sarkıtıyorduk. Elimi boynuma attığımda kolyemin olmadığını fark edince tedirgin olup etrafa bakmaya başladım.
"Ne arıyorsun Diana.?"
Ares'in sesini duyunca hızla ona döndüm.
"K-kolyem. Kolyem yok."
Ares sakin bir şekilde ayağa kalkıp yanıma geldi. Elini göğüslerimin ortasındaki boşluğa koydu.
"Kolyen burada. Sadece hissetmen gerek."
Elimi Ares'in elinin üstüne koyup gözlerimi kapattığımda kolyenin orada olduğunu hissetmiştim.
"Bu nasıl olur.?"
Ares beni kollarının arasına aldı.
"Taç takıldığında kolyen ile bir bütün oldun. Artık kaybetme gibi bir ihtimalin olmayacak."
Tabi ya, Maria söylemişti. Gülümseyerek Ares'e döndüm.
"Şey, üstümüz böyle mi kalacak.?"
Masum sorumun ardından Ares küçük bir kahkaha patlattı.
"Ben eski halime döneceğim. Ama sen böyle kalacaksın, eğitimler falan."
Göz kırptığında içim bir nebze rahatlamıştı. İlk geldiğim günden farklı bir heyecan vardı üzerimde. Sanırım tanrıça olmanın verdiği bir heyecan. Tekrar Ares'e döndüm. Çoktan eski halini almıştı.
"N-nasıl bu kadar hızlı-."
Lafımı kesip dudağıma küçük bir öpücük kondurdu.
"Böyle çok güzel görünüyorsun."
Yanaklarım kızardığında çapkınca gülümsedi.
"Hadi içeri gidelim."
Uzun koridora girdiğimizde herkes olduğu yerde durup boynunu indirdi. Kaşlarımı çatıp Ares'e baktığımda sakin tavrıyla konuştu.
"Babamdan bir farkın olmadığı için ona nasıl davranıyorlarsa sana da öyle davranıyorlar sevgilim."
Bu his çok farklıydı. Kendimi bu evrenin sahibi gibi hissetmiştim. Eski alaycı bakışlar yerine saygılı bakışlar vardı. Genelde göz teması kurmamaya çalışıyorlardı. Biraz rahatsız etse de güzel bir duyguydu. Aklıma tekrar Maria'nın gelmesi ile Ares'e döndüm.
"Maria'yı bulmalıyız."
Ares tek kaşını kaldırdı.
"Bir sorun mu var.?"
İç çekip konuştum.
"O gün Lucifer'ın söylediklerini hatırlıyor musun.? Maria'ya büyü yaptığını söylemişti. Sanırım ona bağlı kalmasıyla alakalı bir şey. Sen uyanıp gittikten sonra Maria yanıma geldi. Bir sürü saçma sapan şey söyledi. Onu bulmam gerek, bu büyü olayını çözmeliyim."
Ares beni başıyla onayladığında önce benim odama gittik. İçeri girdiğimizde Maria'yı görememiştim. Odam her zamankinden daha kasvetli duruyordu. Ares içimin daraldığını hissetmiş olacak ki elimi tutup odadan çıkardı. Odadan çıkınca duvara tutunup derin bir nefes aldım. Ares sırtımı sıvazlamaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tanrıça-Gerçekler (TAMAMLANDI)
Fantasía"Tanrıça" üçlemesi birinci kitap. Mitolojik yaratıkların ve tanrıların olduğu bir boyut.. Bu boyut sadece Tanrıçalar da bulunan anahtar ile açılır ve ayna yoluyla seyahat edilebilmektedir. Fakat boyutta Diana'yı bekleyen şeyler oldukça karmaşıktır...