Herkesin görevleri verilip dünyaya yollanmıştı. Achilla adımı söylediğinde bir adım attım ve Maria kolumu tutup beni kendine çekti.
"Sakın eve gitmeye çalışma Diana. Evin mühürlü ve eğer bunu yaparsan muhafızlar seni görecektir."
Başımla Maria'yı onaylayıp saatin büyük gölgesine gittim. Ares yanıma geldi.
"Bu derste Ares'in tarafıyla ilgili bir görev alıcaksın Diana şimdi gözlerinizi kapatın size gideceğiniz yeri göstereceğim."
Gözlerimizi kapattık. Büyük bir ormanlık alan gördüm. Gece saatiydi ve çok ürkütücüydü. Çok fazla yırtıcı hayvan vardı. Üç avcı ormanda geziyordu. Kaybolmamak içinde arkalarında küçük glow stick bırakıyorlardı. Achilla'nın sesini duyduğumuzda gözlerimizi geri açtık.
"Evet çocuklar, göreviniz o gördüğünüz glow stick'leri toplamak."
Kaşlarımı çatıp Achilla'ya baktım.
"Bu görevin amacı nedir Achilla?"
Achilla soruma umursamaz bir tavırla cevap verdi.
"Bu Ares'in görevi Diana. Amacını da görevi bitirdiğinizde anlarsın. Şimdi el ele tutuşun."
Ares memnuniyetle elimi tuttuğunda aniden geri çekti. Achilla kaşlarını çatıp Ares'e baktı.
"Bi sorun mu var Ares?"
Ares'in gözleri dolmuştu ama belli etmemeye çalışıyordu. Ne olduğunu anlayamamıştım.
"Hayır Achilla."
Derin bir nefes alıp tekrar elimi tuttu. Achilla tekrar konuştu.
"Geç kalmayın çocuklar ve unutmayın dünyada asla güç kullanmamalısınız."
Refleks olarak gözlerimi kırptığımda ormandaydım. Nasıl bu kadar ani bir şekilde gelebilmiştim. Heryer çok karanlıktı ama önümüzdeki küçük glow stick'ler etrafı aydınlatıyordu. Ares hızlı bir şekilde elimi bıraktı ve sinirle bana döndü.
"Bunu nasıl yaptın!"
Ne olduğunu anlayamıyordum.
"Neden bahsediy-."
Cümlemi bitirmeden işaret parmağını salladı.
"Seni buna pişman edeceğim!"
Çok öfkeliydi. Ne yaptığımı bilmiyordum. Hızlıca önümden yürüyüp glow stick'leri toplamaya başladı. Her eline aldığı stick'ler kayboluyordu. Yavaşça arkasından yürümeye başladım.
"Ares ne oluyor anlamıyorum."
Bana bakmadan cevap verdi.
"Kapat çeneni Diana."
Omzuna dokunup onu sakinleştirmek istedim ama dokunduğum anda elimden tutup beni ağaca fırlattı. Gözleri kıpkırmızı olmuştu. Kafamın ağaca çarpmasıyla birlikte elimi kafama götürdüm. Üstüme yürümeye devam etti.
"Biliyor musun Diana, bir gün seni ve bütün aileni öldüreceğim."
Neler olduğunu anlayamıyordum. Gözlerinden ateş püskürüyordu. İyice dibime girdi ve tekrar konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tanrıça-Gerçekler (TAMAMLANDI)
Fantasy"Tanrıça" üçlemesi birinci kitap. Mitolojik yaratıkların ve tanrıların olduğu bir boyut.. Bu boyut sadece Tanrıçalar da bulunan anahtar ile açılır ve ayna yoluyla seyahat edilebilmektedir. Fakat boyutta Diana'yı bekleyen şeyler oldukça karmaşıktır...