10.Bölüm

2.5K 163 12
                                    

Ares kanatlarıma dokunduktan sonra ona her şeyi anlatmak zorunda kaldım. Rahatça koltuğunda oturmuş beni dinliyordu.

"Yani sen büyü yapmadın, aslında seçilen kişi sensin?"

Başımla onu doğruladım.

"Evet doğru."

Aklıma gelen soruyla ona doğru döndüm.

"Peki zihin okuyorsan kanatlarımın koparılmadığını nasıl öğrenemedin?

Yerine iyice yayıldı.

"Babam engellemiş olmalı."

Dudaklarını büzüp tekrar konuştu.

"Babama bak sen, ne planlar çeviriyormuş da haberimiz yokmuş."

"Ares lütfen bunu kimsenin bilmemesi gerektiğini söyledi. Sana anlattığıma beni pişman etme."

Yüzüne yerleştirdiği gülümsemenin altından bir şey çıkacak gibiydi.

"Söylemem ama..."

Kelimesini uzattı ve beni baştan aşağı süzdü. Umarım düşündüğüm şey değildir diye iç çektim. Başıyla beni onaylayıp gıcık bir şekilde konuştu.

"Evet düşündüğün şey."

Aniden ayağa kalktım.

"Sen çıldırmışsın."

Peşimden oda ayağa kalktı.

"Olabilir."

Yüzüne bakmadan cevap verdim.

"Çık dışarı."

Emir vermem hoşuna gitmemiş olacak ki iyice dibime girip beni demirliği olmayan terasın ucuna kadar getirdi.

"Bana karşı mı geliyorsun?"

Tehdit vari sözüyle irkilmiştim. İki eliyle belimden tutup iyice aşağı doğru sarkıttı. Eğer beni bırakırsa metrelerce yükseklikten düşecektim.

"Şimdi ne yapacaksın Diana."

Korkmuş gözlerimle ona bakıyordum.

"Dilini mi yuttun seçilen."

Cesaretimi toplayıp cevap verdim.

"Bunu yapmayacağını ikimiz de biliyoruz."

Dudaklarıma bakıp tekrar konuştu.

"Neden yapmayayım ki. Bir seçilmişi öldürmek çok zevkli olurdu."

Ellerini yavaş yavaş belimden çekmeye başladı. Gözlerimin içine bakıyordu. Ares her istediği şeyi almaya alışkındı. Ama bu sefer olmayacaktı, ben bir tanrıçaydım ve ona teslim olmayacaktım.

"Yap o zaman."

Cesurca söylediğim kelimeler karşısında kaşlarını çatıp yüzüme baktı.

"Ne dedin sen?"

Şaşkınca yüzüme bakıyordu. Dişe diş.

"Birazcık cesaretin varsa bırak beni."

Gülümsedi.

"Peki o zaman."

Belimi saran elleri gevşediğinde boşluğa doğru düştüm. Bütün vücuduma çarpan hava akımı nefes almamı engelliyordu. Hızlı bir şekilde düşüyordum. Ölücektim, bu kesindi. Tiz bir şekilde kulağıma bir fısıltı geldi.

"Kolye..."

"Kolye sana yolu gösterecek Diana."

Annemin sesi kulağımda çınladığında boynumdaki kolyeyi sıkıca tuttum. Hiç bir şey değişmemişti. Hızlıca düşmeye devam ediyorum. Birkaç saniye sonra omuzlarıma tatlı bir acı hissi geldi. Havada asılı kaldığımı hissettiğim zaman uçtuğumu anlamam çok uzun sürmemişti.

Tanrıça-Gerçekler (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin