Her zamanki gibi Zeus'un odasındaydım. Hem fiziksel hem de ruhsal olarak değişmiştim. Zeus çok sakindi. Sanırım yanlış bir şey söyleyip beni sinirlendirmek istemiyordu. Kelimelerini seçerek söylüyordu.
"Şimdi daha iyi misin Diana.?"
Evet anlamında kafamı salladım. Ellerini sakallarına koyup konuştu.
"Beni iyi dinle Diana. Hades senin kırgınlığın ve fazla öfkenden faydalanıp ruhunu ele geçirmiş olmalı. Seçilen kişi olduğunu da göz önünde bulundurursak bu gayet normal. Bu durumu düzeltmenin tek yolu güçlerini almak. Ama sen bu haldeyken ne kadar doğru bir karar olur bilmiyorum."
Yandan gülümseyip Zeus'a baktım.
"Ne varmış halimde.?"
Zeus'ta gülümsedi. Ama cevap vermemişti.
"Bana küstün mü yoksa Zeus."
Alaycı sesim onu rahatsız ediyordu.
"Hayır Diana. Sadece bu durumu nasıl çözeceğimizi düşünüyorum."
Gayet sakin çıkan sesi beni deliye döndürmüştü. Bana bağırsın çağırsın istiyordum.
"Senden daha güçlü olduğumu biliyorsun değil mi.?"
Zeus kararlı duruşunu bozmadan samimi bir şekilde gülümsedi.
"Sana istediğin şeyi vermeyeceğim Hades. Diana'nın öfkesinden faydalanmayacaksın."
Hızla kalkıp kapıya yöneldiğimde ellerim birden neon sarı iplerle bağlandı. Zeus ellerimi bağlamıştı. Ne kadar debelensem de açamadım. Tekrar gözüm seğirmeye başladığında Zeus masasından kalktı.
"Bu ipi özledin mi Hades."
Saçlarım da yanmaya başlamıştı. Vücudumun heryeri yanıyordu. Ama bana fiziksel olarak bir zarar vermiyordu. Çok öfkeliydim, beni ensemden tutup geri yerime oturttu. Ellerim acımaya başladığında gözlerim doldu.
"Z-zeus, neden ellerimi bağladın."
Titrek sesimi duyduğunda Zeus hızla yanıma geldi.
"Diana sen misin.?"
Göz yaşlarım sel olmuştu.
"Evet benim. Lütfen çöz şunları canım çok acıyor."
Zeus arkama geçip ellerimi açıyordu. Yüzüme kocaman bir sırıtış yerleştirdim. Karşı duvardaki aynadan Zeus'u gördüğümde bana bakıyordu. Sırıttığımı görünce ipi açmaktan vazgeçti.
"Sen Diana değilsin."
Gülümsedim.
"Sende benim tanıdığım eski Zeus değilsin. Biraz yumuşamışsın.
Zeus masasına geri oturdu. Gerildiği her halinden belliydi. Ama bunları ben söylemiyordum. Sesim hırıltılı ve daha farklı çıkıyordu. Kapı çalınca Zeus gergin sesiyle konuştu.
"Gir."
Açılan kapının ardından içeri Ares girdi. Benim bağlı olduğumu görünce ne oluyor dercesine babasına baktı. Babası eliyle karşımdaki koltuğu gösterdi.
"Gel otur."
Ares karşıma geçip oturdu.
"Ne oluyor baba.?"
Zeus düşünceli sesiyle konuştu.
"Yüksek kuruldan haber bekliyorum. Birazdan gelirler. Onlar gelene kadar Diana bu şekilde kalacak."
Ares başıyla babasını onayladı.
Birkaç dakika sonra Zeus aklına bir şey gelmiş gibi hemen Ares'e döndü. Gözleriyle dik dik baktı. Sanırım zihnini okumasını istiyordu. Bende Zeus'a odaklandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tanrıça-Gerçekler (TAMAMLANDI)
Fantasia"Tanrıça" üçlemesi birinci kitap. Mitolojik yaratıkların ve tanrıların olduğu bir boyut.. Bu boyut sadece Tanrıçalar da bulunan anahtar ile açılır ve ayna yoluyla seyahat edilebilmektedir. Fakat boyutta Diana'yı bekleyen şeyler oldukça karmaşıktır...