Bölüm 21: Kukla

349 28 7
                                    





Onlara göre ben bir kuklaydım ve koruyucumu benden almışlardı.




Karşımda oturan adama kayıyordu istemsizce bakışlarım.

Sinemi seviyordu görebiliyordum ama aynı zamanda gözlerinde de başka duygular vardı.

Neydi o duygular?

Sohbetin ilerleyen dakikaların da Efken'in ailesinden uzak da burada yaşadığını öğrenmiştik. Avukat olduğunu söylemişti.

Araf hiç pas vermeden öylece dinliyor arada sohbete dâhil oluyordu. Ben ise bir an önce buradan gitmek istiyordum.

Araf'a dönüp "Sevgilim ben bir lavaboya gideyim sonrada kalkalım olur mu?" dediğimde itiraz etmeden başını salladı.

Masadakilere dönüp "Müsaadenizle." Deyip ayağa kalktım.

Ezbere bildiğim yolu aşıp lavaboya girmiştim. Arkamdan kimse gelmesin diye kapıyı kilitledim. Aynaya baktığımda bir sorun yok gibi görünüyordu ama yeşilliklerime eklenen kırmızılıklar vardı.

Ellerime aldığım suyu yüzüme serpmemle biraz olsun rahatlamıştım.

Belki de kafamda kurduğum bir şeydi.

Aynanın yanındaki havlu peçeteyi elime sarıp yüzümü sildiğimde daha iyi görünüyordum. Derin bir nefes verip kilitlediğim kapıyı açıp dışarıya çıktım.

Adımlarımı değiştirip mutfak bölümüne geçtim. Hem masaya gidene kadar kafamı dağıtmış olurdum.

Karşıma çıkan Tayfun ile tebessüm ettim. Elindeki tepsiyi nereye koyacağını bilemeden hızlıca tebessüm edip "Hoş geldiniz Eftalya Hanım. Bir şey mi isteyecektiniz?" dediğinde başımı salladım.

"Hoş buldum Tayfun. Bizim masaya bir şişe şarap getirebilir misin?" dediğimde hızlıca başını salladı.

"Tabi ki Eftalya Hanım hemen getiriyorum."

Tam arkasını dönmüş gidecekken ismini seslenmemle arkasını tekrar bana döndü.

"Annen daha iyi değil mi? Bir sorun yoktur umarım!" dediğimde minnetle gülümseyip başını salladı.

Bir süre önce annesinin kanser olduğunu öğrenmiş ve burada ek olarak çalışmaya başlamıştı.

Bende yardım etmek istemiştim. İlk başta yük olmak istemese de ufak tehdidimden sonra kabul etmişti. Gururluydu ama gurur hiç bir zaman yardımın önüne geçmemeliydi.

"Her şey yolunda Eftalya Hanım çok sağ olun. Allah razı olsun." Dediğinde ki mutluluğu benide mutlu etmişti.

"Ne demek, sadece yardım ettim. Bir şey olursa söyle ama tamam mı?"

"Tamam, söylerim tekrardan sağ olun." Deyip gittiğinde arkasından tebessüm ettim.

Bir de küçük kız kardeşi vardı, o kadar tatlıydı ki tombul yanaklarını sıkmadan duramıyordum. Adı da kendi kadar güzeldi. Gözleri gibi bir adı vardı, Deniz.

Çoğunlukla kız kardeşini kreşten alıp buraya geldiği için sıklıkla görüyordum ama bu aralar yolumun buraya düştüğü yoktu.

Kız çocuklarına olan hayranlığım ölçülemezdi çünkü ben sevgi görmemiştim. Diğer çocukların hepsi de sevgi görsün istiyordum.

Tabi bunu anlatmaya gerek yok. Burada Deniz'e oda yaptırmış olmamdan anlaşılıyordu.

Bunları düşünürken ne ara masaya geldim şaşırmıştım. Araf halimi anlıyordu ama belli etmiyordu.

MAHZENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin