Bölüm 14: Gizli

645 51 28
                                    




Cennetim bu dudakların aradında. Ah bir bilsen sana kavuşmak için ne çok bekledim...




Sabah gözlerimi, yüzüme kondurulan öpücüklerle açmak sanırım dünyanın en güzel şeyi olmuştu.

Ona bakıp gülümsediğimde gözleri dudaklarımda takılı kaldı.

"Dudaklarındaki cenneti benden başkasına gösterdiğinde bile kıskanasım geliyor." Elim uzanıp yanağına çıktı. Yeni yeni çıkmaya başlayan sakalları elimi gıdıklasa da, bu hissi sevmiştim.

Başparmağımla dudağına dokundum. Araf ise beni izlemeye devam ediyordu. Dudaklarının üzerindeki parmağıma öpücük kondurduğunda tekrardan gülümsemiştim.

Öpmekten sıkılmıyordu. Ama ben mutlu olmaya bile korktuğum için diken üstünde gibiydim.

"Çok mutluyum." Dediğimde "Ben daha çok." Diye cevap verdi.

Çocukluğumu kendiyle götüren ve tekrar onu bana veren adam. Ne yapmalıydım ki?

Bir anda karnımın üzerinde duran parmaklarla neye uğradığımı şaşırdım.

Aklınıza başka bir şey gelmesin çünkü çok fena tikim var. Hiç şakam yok kendimi yataktan atabilirim. Aksi gibide her yerimden gıdıklanıyordum.

"Araf sakince o ellerini karnımdan çek." Dediğimde sinsice sırıtmaya başladı.

"Araf, bak gerçekten kendimi atarım. Benimkisi sandığından da kötü." Dememle bir parmağı çıplak karnımda hareket edince geriye doğru kendimi attım ve gözlerim büyüdü.

Eli hâlâ karnımın üzerindeydi. Bu sefer ellerimle elini tuttum.

"Acıman yok mu be senin insafsız? Çek ellerini yoksa bir kaza çıkacak." dediğimde sırıtıp "Çıksın da görelim." Diye cevap verdi.

Ve ufak çaplı bir işkenceye adımımı attım. Gıdıklamaya başladığında hem çığlık atıp hem de kahkaha atıyordum.

"Araf, lütfen yeter artık. Dayana-" cümlem yarıda kesen kendi sesim oldu.

Canım çıkmıştı resmen. Ellerinden kurtulmaya çalışsam da kurtulamıyordum. "Araf." Diye bağırdığımda halime gülüp işkence etmeyi bıraktı.

Nefes nefese kaldığımdan konuşamıyordum bile. Ay insanın tiki olması ne kötü yaa! Yatakta oturur hale geldiğimde dönük Araf'a baktım.

İki elini de başının altına almış kollarındaki kaslar daha da şişmişti. Ve yüzündeki sırıtışla bana bakıyordu.

O sırıtışı göstereceğim ben sana.

Sen sırıtışa takıldın ben kaslarda elendim. Sen devam et gülüm.

"Niye yaptın bunu şimdi canım çıktı. Canım." Dediğimde yüzündeki sırıtışın yerini masum bir tebessüm almıştı. Onun tebessümünü görünce, benimde çatılan kaşlarım eski halini aldı ve ona bakmaya başladım.

"Ne yapayım sende o kadar güzel gülme o zaman." Deyince aralanan dudaklarımla şuan tam bir şebektim.

Düştüm kaldıranım yok.

Ay iç ses yanında yer aç çünkü bende düştüm. Sen nesin be adam?

Sende biraz iltifat mı etsen, odun seni!

Ne diyeyim lan adama? Gözlerin çok güzel kokuyor mu diyeyim?

Gözlerimi kaçırdım, ardından yataktan kalkıp banyoya doğru adımladım.

MAHZENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin