Unutmadım. Unutturdular sevgilim.
Hatırladığımdaysa çektiğim acının sensizlik olduğunu anladım.Sabah evdeki gürültüyle uyanmış bir daha da uyuyamamıştım. Gürültünün sebebi ise Selin'in giyeceği elbiseye yanlışlıkla kahve dökmesiydi.
Ağlaya sızlaya başka bir elbise giymişti ama sonra Ömer onun üzülmesine dayanamamış elbisenin aynısından aldırtmıştı.
Valla böyle abim olsa yanından ayrılmazdım.
Saat yaklaşırken bende odama çıkıp duşa girmiştim. Çilekli duş jelinin kokusu beni mest ederken aklıma istemeye gideceğimiz geldiği için, acele bir şekilde banyodaki işlerimi halledip odama girdim.
Bedenimi kurulayıp elbisemi giydim. Kızlar siyah rengi sevdiğimi bildikleri için dizlerimin bir tık altına gelen dar bir elbise almışlardı. Önü kapalı ama arkası oldukça cüretkâr bir biçimde açıktı.
Bakalım birilerinin tepkisi ne olacak!
Deme iç ses deme!
Topukluları da giyip makyaj masasına oturdum. Hafif bir makyaj yapıp rujla renklendirdim. Dudaklarımı olduğundan daha dolgun gösteren tabi ki kırmızı rujumdu.
Saçlarıma da hafif bir dalga verip açık bıraktım. Ayağa kalkıp vazgeçemediğim parfümü de sıkıp çantamı aldım.
Ve hazırdım.
Merdivenlerden inerken ayakkabılarımın geride bıraktığı sesi seviyordum. Ömer'in yüzü bana dönük olduğu için beni ilk gören o oldu.
Beğeniyle süzdükten sonra parmaklarını birleştirip ıslık çalınca gülmeden edemedim.
"Bu ne güzellik hanımefendi!" deyip yanıma yaklaşıp elini uzatınca son basamakları onun eşliğinde indim.
"O sizin gözlerinizin güzelliği beyefendi!" dediğimde tebessüm edip yanağıma masum bir öpücük kondurdu. Tabi Araf, Ömer'i dövecek gibi bakıyordu orası ayrı.
Sinirini almak için gülümseyerek yanına gidip etrafımda bir kez döndüm.
"Nasıl olmuşum sevgilim?" dediğimde siniri gitmiş yerine şaşkınlığı gelmişti.
Ayy ben sırt dekoltesini unutmuşum!
Çenesini sıksa da belli etmeden gülümseyerek "Güzelim elbisenin sırtı nerede?" dediğinde yüzümde galiba sıçtım gülümsemesi vardı.
Ömer'e dönüp yardım çığlığı atan gözlerimle baktığımda hemen yanıma gelip yardım etmeye çalıştı.
Yardım bile edemedi sadece çalıştı.
"Abi güzel bence kıza karışmasana!" dediğinde Araf sinirle Ömer'e baktı.
"Neresi güzel hiç de bile." Deyip tekrar bana baktı.
"Güzelim hadi git değiş üstünü bu elbise biraz kötü durmuş sende!" söyledikleriyle gözlerim sonuna kadar açılmıştı.
"Hiç de bile!" dediğimde başını iki yana salladı.
Cevap olarak "Başka elbisem yok, Araf!"
"Güzelim sen çuval giysen yakışır, hadi değiş üstünü." Dedi.
Sanki az önceki cümleyi o kurmamış gibi.
Aklıma gelen şeytanlıkla bıyık altından gülsem de belli etmedim. Hızlıca gözlerimin dolması için kendimi sıktığımda, Araf şaşkınlıkla gözlerime bakmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHZEN
Novela JuvenilNereden bilebilirdim, hayatımın altüst olacağını? Nerden bilebilirdim, bundan sonra hayatımın kökten değişeceğini? Bilemezdim. Bilemedim de. Araf ben sana dair her şeyi unuttum mu?" Gözlerime öyle baktı ki bir anlam veremedim. Ama acının geriye bı...