Ne kadar zaman geçti bilmiyordum ama sanırım uzun bir süredir buradaydım. Yukardan bedenime dökülen su sanki yolunu biliyormuş gibi hızlıca akıp gidiyordu.
Belki de olmaması gereken bir şey olmuş ve içimdeki acının hepsi nefrete dönüşmüştü. Saatler öncesinde acıyla atan kalbim şimdi intikam diye atıyordu.
Adımı duyar gibi olduğumda kaşlarım çatıldı.
"Eftalya" diye korku içinde bana seslenen Araf'ı duyduğumda dudaklarımda bir tebessüm belirdi.
Ne olursa olsun bu adam beni güldürmeyi başarıyordu.
"Buradayım" seslenmemle banyonun kapısı aralandı. Duş kabininin camları buğulu olduğundan onu göremiyordum.
"Sevgilim ne oldu, iyi misin?" dediğinde bir süre ses çıkarmadım. Nasıl olduğumu bilmiyordum. Buna nasıl cevap verilirdi ki?
"Sen çık ben geliyorum."
Duyduğum kapı sesiyle banyodan çıktığını anladım. İyice durulanıp bornozumu üzerime geçirip, saçlarımı bile kurutmadan çıktım.
Kapıyı açtığımda sesle birlikte bana dönen Araf'ı gördüm.
Kaşları çatık, gözleri ise durgun bakıyordu.
Tam konuşacakken sözünü kesip "Sana ihtiyacım var. Lütfen şuan bir şey sorma sevgilim!" dediğimde hızlıca başını sallayıp kollarını bana sardı.
Bende kollarımı beline doğru sardığımda yuvam olan boynunda soluklandım. Onun kokusu nefesti benim için, her şeydi, her şeyimdi.
Şakağımdan öptüğünde titrek bir nefes bıraktım yuvama.
Dudakları yaşam vaat ediyordu adeta.
Bir kolu sırtıma giderken diğer kolu bacaklarımın altından geçti ve beni kucağına aldı.
Kollarımı ona sararken başımı omzuna koydum.
"Benim güzel Efulim." Diye kulağıma fısıldayıp bu sefer ıslak olan saçlarımdan bir öpücük çaldı.
Beni yatağa oturtup "Hemen geliyorum." Deyip banyoya girdi. Çıkan birkaç sesten sonra elinde tarak ve fön makinesiyle geri döndüğünde güldüm. Saçlarımı kurutacaktı.
Dakikalarca ellerinin arasında sanki en değerli mücevheri taşıyormuş gibi özenle saçlarımı tarayıp kuruttu.
Bazen ise ara verip hem saçlarımdan öptü hem de içi gider gibi okşadı. Her dokunuşunda biraz daha kapanan gözlerimle zor dayandım.
Sonunda işi bittiğinde aldıklarını geri koymak için gidecekken kolundan tutup onu durdurdum. Elindekileri alıp yere bıraktığımda her hareketimi özenle izlediğini gördüm.
Dudaklarımdaki tebessüm onun varlığı içindi.
Yatağa yattığımda onunda gelmesi için iki kez yatağa vurdum. Bu hareketime gülüp yanıma geldiğinde dudaklarından öptüm. İşte şimdi ölebilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHZEN
Teen FictionNereden bilebilirdim, hayatımın altüst olacağını? Nerden bilebilirdim, bundan sonra hayatımın kökten değişeceğini? Bilemezdim. Bilemedim de. Araf ben sana dair her şeyi unuttum mu?" Gözlerime öyle baktı ki bir anlam veremedim. Ama acının geriye bı...