"Annesinin minik bebeği. Bir tane kokulu öpücük ver bakayım."
Derin bir iç çekerek bebeğimi boynundan öptüm. Aycan'ı aldıktan sonra onunla minik bir alışverişe çıkmıştık. Giray bikini demişti ama ben kendime dizlerimde başlayan askılı bir yüzücü mayosu almıştım. Bunun içinde daha rahat hareket edecek ve kendime biraz daha güvenebilecektim.
Aycan'ın banyo günüydü ve mis kokulu bebeğimle oynaşmak için en güzel zamanlardı. Bir bebek küvetimiz yoktu. Boğulmasını engelleyecek bir file ya da başından su dökebileceğim bir maşrapam bile yoktu. Kolumu çıplak, minik bedenine dolayıp hızlı hızlı duş başlığı ile yıkıyordum. Ayaklarını öptüm ve derin bir nefes aldım.
"Şimdi masaj saati tamam mı? Sonra emip uyursun. Uslu bir bebek olursan babanla ilgili bir masal bile anlatabilirim."
Dokuz ay karnımda taşımama ve onunla ilgili tüm sorumluluğu kabul etmeme rağmen giderek Giray'a benziyordu. "Bu haksızlık," diye sızlandım. Belki saç rengi bana benziyordu. Bir de altın rengi şeytani gözlerinin içinde su yeşili hareler vardı. Aycan'a masaj yaparken gün içinde Giray'ı hiç göremediğimi ve ne kadar özlediğimi anladım.
"Babanı arayalım mı kızım? Sesini duymak ister misin?"
Aycan, havayı döver gibi kollarını ve bacaklarını durmadan sallıyordu. Gülüyordu. Boynunun öpülmesinden hoşlanıyor daha çok gıdıklanıyordu. Üstünü giydirdim ve yatak başlığına dayanarak uzandım. Aycan bir vatoz balığı gibi mememe yapışırken elime telefonumu aldım ve Giray'ı aradım.
Gece yarısına geliyor olmasına karşın Giray anında açtı.
"Canfeza bir şey mi oldu?"
"Hayır."
"Bir şeye mi ihtiyacın var?"
Genelde telefonla konuşmadığımız için bu aramamı anormal karşılamıştı. Sanırım doğal bir ilişkimiz yoktu.
"Sadece sesini duymak istedim."
Giray, rahat bir nefes verdi ve telefonu hoparlöre aldım. Aycan'ın gözleri kapanmak üzereydi. Ağzı dolu olduğu için ses çıkarmayacağını düşünüyordum ve babasını en azından sesinden tanıması gerektiğini. Tüy gibi yumuşacık koyu renk saçlarını okşadım. Toka takacak kadar uzamışlardı. Zihnimdeki alışveriş listesine bir madde daha ekledim.
"Beni özledin yani."
Güldüm ve "Evet. Öyle diyebiliriz," dedim.
"Neredesin Can Kız? Söyle gelip seni alayım. Ya da sen gel. Neden ayrı uyuyoruz? Seninle uyumayı çok özledim."
Ben de onunla uyumayı özlemiştim. Teninin sıcaklığını, üstümdeki ağırlığını tekrar hissetmek istiyordum. Yutkundum ve "Sesini duysam olmaz mı?" dedim.
"Ergenler gibi telefonda mı konuşacağız?"
"Belki de ilişkimizin buna ihtiyacı vardır. Zaten senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum."
"Bu doğru değil. Beni çok iyi tanıyorsun."
"Evet, seni tanıyorum ama hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Yaşadıklarınla ilgili tüm bildiklerim dedikodulardan ibaret."
Giray sustu. Ona neyi sorduğumu anlamıştı. Şırnak'ı, Nergis'i, travmalarını. Bu güzel akşamı mahvetmek istemezdim ama bana güvenip anlatmasını bekliyordum. O benim hayatımın tüm detaylarına vakıfken ben de onun ağzından yaşadıklarını öğrenmek istiyordum.
"Seni ailemle bile tanıştırdım."
Karşı atağa geçmişti şimdi de. Hâlâ konuşmak istemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayata Dönüş #Aşk-ı Polisiye V#
Mystery / ThrillerSERİ TAMAMLANDI. Hiçbir şey ortada apaçık duran gerçek kadar yanıltıcı değildir. İmkânsız olamayacak kadar gerçek, mümkün olabilecek kadar olası bir cinayeti çözmeye hazır mısınız?